Baba siyasete döner mi?
Abone olDemirel'in hükümeti eleştiren çıkışları siyasete dönme işaretleri mi? Demirel'in soruya yanıtı geçikmedi.
Demirel'in hükümeti eleştiren çıkışları siyasete dönme
işaretleri mi? Demirel'in soruya yanıtı geçikmedi. Milliyet'ten
Fikret Bila yazdı...
Yazar: Fikret Bila
Kaynak: Milliyet
9.Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in Habertürk'ün Basın Kulübü'ndeki
açıklamalarının yankıları sürüyor. Üniversitede türban yasağı
hakkındaki görüşleri nedeniyle Başbakan Erdoğan'ın Demirel'le
polemiğe girmesi sonrasında İlhan Selçuk Cumhuriyet'teki köşesinde
Demirel'in bir partiye girmese de "muhalefetin başına geçmesi"ni
önerdi. Hiçbir partiye girmeyen Demirel'in böyle bir işlev
üstlenmesine muhalefet partilerinin karşı çıkmayacağını da
yazdı.
"Demirel'in Müslüman, Başbakan Erdoğan'ın İslamcı; Demirel'in
dindar, Başbakan Erdoğan'ın dinci" olduğunu yazan İlhan Selçuk,
Demirel'in dinciler karşısında denge ve sağduyuyu temsil ettiğini
ve kucaklayıcı söylemi olduğunu belirtti.
'Alınanlar olabilir'
Demirel'in hükümeti
eleştiren çıkışları siyasete dönme işaretleri mi?
9. Cumhurbaşkanı'na dünkü görüşmemizde bu soruyu yönelttik. Yanıtı
şu oldu:
"Ben parti siyaseti içinde değilim. Türkiye'de ve dünyada gördüğüm
sorunlarla ilgili görüşlerimi açıklıyorum. Bu ülkeye 50 sene hizmet
etmiş biri olarak, bir vatandaş olarak görüşlerimi söylüyorum. Bu
alınganlıklara sebep olmuş olabilir. Bundan alınanlar olmuş
olabilir. Ben vatandaşlık görevimi yapıyorum. Benim konumum bu
durumun dışında aranmamalıdır."
'Talebim yok'
Demirel, günlük siyaset içinde
olmadığını vurgulayarak, herhangi bir görev talebinde bulunmasının
mümkün olmadığını ve olmayacağını da belirtti. Bu konuda şu
değerlendirmeyi yaptı:
"Benim halkımdan, devletimden bir talebim olamaz. Var diyenler
varsa bunu reddederim. Benim halkım, devletim bana her şeyi verdi.
Daha ne isteyebilirim ki? Ben görüşlerimi bir görev için veya
muhalefet yapmış olmak için açıklamadım. Dediğim gibi, bu ülkeye 50
sene hizmet etmiş biri olarak sorunlar hakkındaki görüşlerimi
söyledim, doğru bildiklerimi aktardım."
Demirel, halktan nasıl bir tepki aldığına ilişkin sorumuzu ise
şöyle yanıtladı:
"Çok olumlu tepki aldım. Her kesimden, her yaştan insanlar
aradılar, geldiler. Söyledikleri ortak şey, rahatladıkları oldu.
Sorunlar karşısında vatandaş bunalmış. Vatandaş merak içinde. Benim
görüşlerimi de merak etmişler. Konuşmalarımdan sonra rahatlık ve
güven hissetmişler. Vatandaş güven istiyor, arıyor. Mesele bu."
Bu ilginin muhalefetin yetersizliğine bağlandığına ilişkin
yorumlara ise şu karşılığı verdi :
"Ben öyle düşünmüyorum. Muhalefet kendi işini yapıyor. Görevini
yerine getiriyor. Böyle bir ilişki söz konusu değil. Ben de
muhalefet olsun diye yapmış değilim. Gerçekleri söylemeye
çalışıyorum."
Churchill örneği
Demirel, Churchill'in İngiliz
parlamentosuna 1901'de girdiği, ama İngiltere'ye 1939'da lazım
olduğu şeklindeki sözünü anımsattığımızda ise şöyle konuştu:
"Ben o örneği devlet hayatıyla ilgili olarak verdim. Kendimle
ilgili olarak vermedim. Ben de bir gün lazım olurum demek için
söylemedim. Devlet hayatıyla ilgili bir konu nedeniyle
söylemiştim.
Churchill 1901'de parlamenter olmuştur ama 1939'da İngiltere,
Chamberlain sonrasında adam aramış ve onu bulmuştur. Chamberlain,
Norveç bozgunundan sonra zor duruma düşmüş ve güvensizlik oyuyla
düşürülmüştür. İngiltere bu olaydan sonra adam aramış ve
Churchill'i bulmuştur. Bunun örnekleri Osmanlı'da da vardır. Mehmet
Emin Rauf Paşa diye bir paşa vardır. 1814'te başbakandır. 38 sene
sonra 1852'de tekrar başbakandır."
'İnşallah olmaz'
Demirel, bu örnekleri devlet ve siyaset hayatı için anlattığını
belirttikten sonra, kendisiyle ilgili yorumları da şöyle
değerlendirdi:
"Ben bütün bunları bir gün ben de lazım olurum diye söylemiyorum.
Bir gün bana ihtiyaç olur diye söylemiyorum. Aksine. İnşallah
olmaz. Halkım ve devletim bana her şeyi verdi. Bu nedenle bir gün
bana ihtiyaç duyarsa elbette onu yaparım.
Bu benim görevim, halkıma borcum olur, anlamında söylemiştim. Ama
inşallah böyle bir ihtiyaç olmaz, diyorum. Dediğim budur."