Baba Karabulut hakkında şok iddia
Abone olMünevver'in babası Süreyya Karabulut'la ilgili şok bir iddia Gazeteci Cüneyt Özdemir'den geldi...
Münevver Karabulut cinayeti gün geçtikçe kafa karıştırmaya devam
ediyor... Katil zanlısının hala ele geçirilemediği
cinayette son olarak Münevver Karabulut'un babası Süreyya
Karabulut'un canlı yayında söyledikleri dikkat çekmişti.
Baba Karabulut, Garipoğlu ailesinin kendisine helallik teklif ettiğini belirterek bu teklif karşısında 3 şart koştuğunu söylemişti. Şartlardan ilki Cem Garipoğlu'nun teslim edilmesiydi. İkincisi Münevver adına bir okul yada hastane yaptırılması. Ve son olarak 3 milyon euro'nun kendisine verilmesi...
İşte konu buralara gelince baba ile ilgili bir şok iddia da Gazeteci Cüneyt Özdemir'den geldi. Özdemir, 5N1K programında Baba Karabulut'u belki de birkaç kez ağırlayan bir isim.
Cüneyt Özdemir, gazeteciler.com'da "Münevver'in kitabını yazmaya niyetlendik. Ailesine konuyu açtık" diyor ve akabinde yaşadıklarını anlatıyor..
Konu çok hassas ve iç yaralayıcı olduğu için şok iddiaya dayanan
bu yazıyı Cüneyt Özdemir'in kaleminden aynen yayınlıyoruz...
CÜNEYT ÖZDEMİR'İN GAZETECİLER.COM'DA KALEME ALDIĞI YAZI:
Bilmem KanalD’de yayınlanan Seda Sayan’ın yeni program formatı
SUSMA’yı izlediniz mi? Ben şu anda açtım karşıma, Münevver
Karabulut cinayetinin konuşulduğu bölümü seyrediyorum.
Şaşkınım.
(...)
Bu vesile ile bir konuya açıklık getirmek de yarar var.
Süreyya Karabulut’un helallik olarak istediği 3 milyon Euro
meselesi vesilesi ile bugüne kadar kimseyle paylaşmadığımız bir
konuya paylaşmak isterim.
Süreyya Karabulut çekinmeden para lafını ağzına aldığına
göre bizim de artık bu konuları konuşmamızda sakınca yok
anlaşılan.
Karabulut cinayetini ilk günden beri yakından takip ediyoruz. Hatta
Süreyya Karabulut’u bir kaç kez programımıza konuk da ettik. Yani
dava dosyasına da çok hakimiz. Bizce cinayet konusunda herhangi bir
tereddüt yok. O yüzden spekülasyon haberleri ile çok fazla
ilgilenmiyoruz. Ama Münevver’in hikayesi yani cinayete
kadar olan süreç çok daha önemli ve ilginç. Zengin çocuk, fakir kız
filmlerini aratmayacak ve binlerce genç çocuğu yakından
ilgilendirecek sosyal bir durum mevcut.
Perihan Mağden’in daha bu olay olmadan yazdığı “iki genç
kızın romanı” kıvamında farklı bir bakış açısı ile yazdığı
romana benzeyen Münevver’in özlemleri, hayata bakışı ile ilgili bir
kitabın yazılabileceğini düşündük. Hatta filminin de ilginç
olabileceği fikri geldi.
Konuyu ailesinin konuk olduğu bir program öncesi Karabulut ailesi
ile paylaştık.
Babasının ilk tepkilerniden biri ‘bu kitaptan elde edilecek
parayı nasıl paylaşacağız?’ oldu. Donduk kaldık. Annesi ise ‘böyle
bir iş olacaksa gelirinin Münevver adını yaşatacak bir projede
değerlendirilmesi gerek’ şeklindeydi.
Evet sonuçta ortada ticari bir iş var değil mi? Bu
konuları da konuşmak lazım elbette!!! Yine de kendileri ile
ilk görüşmede böyle bir para konusu konuşmaktan rahatsız olduk.
Şaşırdık. Bizim aklımız fikrimiz kitabı nasıl yapabileceğimizdi.
Gelir kısmının ne olacağını düşünmemiştik. Daha ilk
toplantıda bunu konuşmaktan rahatsız olmuştuk. Hatta ben
kendilerine ‘bu konuyula siz değil avukatlarınız ilgilensin...”
tavsiyesinde bulundum.
Program bitti, dağıldık.
Eve gittim uyuyamadım.
Sabaha kadar düşündüm. Ertesi sabah baktım bizim yapımcımız Cihan
Yavuz’un da suratı bir karış.
‘Biz bu işe hiç bulaşmayalım’ dedim. Cihan, Süreyya
Karabulut’u aradı, buluşup ‘Biz bunu ticari bir iş olarak
görmüyoruz ve hiç girmeme kararı aldık” dedi. Süreyya Bey
aynı konuşmada "bu kitap yazılırsa büyük paralar kazanılacağını ve
nereye kanalize edileceğini” merak ediyordu. Cihan ‘ortada bir
cinayet varken bu kadar çok paranın konuşulduğu bir ortamda
bulunmak istemediğimizi” söyledi ve kendisine ‘teşekkür’ etti.
Bir kaç ay sonra Süreyya Karabulut’un kardeşi cep
telefonumdan beni arayıp ‘Kitap meselesi ile hala ilgileniyor
musunuz?’ diye sordu.
‘İlgilenmiyoruz.’ deyip telefonu kapattım.
Aramızda o günlerde bu konuyu gündeme getirip getirmemeyi de
konuştuk. Münevver cinayeti böylesine önümüzde durup dururken
konuyu gündeme getirmemeye karar verdik.
Bugün gazetelerde Süreyya Karabulut’un 3 milyon Euro helallik
istediğini duyunca haber toplantımızda bu konu bir kez daha
gündemimize geldi.
Konuyu farklı açılardan ele almaya karar verdik.
Baktım Seda Sayan meseleyi direk babaya soruyor. Bir tuhaf
pazarlıklar ekranlarda yayınlanıyor.
Biz böyle bir pazarlığı bırakın ‘çekmeyi’ düşünmeyi, ‘yapmayı’ bile
düşünmedik.
Seda Sayan ile aramızdaki fark bu sanırım.
Ama bu da kapatılmayacak bir fark değil!!!
Yarın birgün bir haber kanalında ya da anahaber bülteninde Seda
Sayan’ı görürsem şaşırmayacağım.
Ona içten bir Helal Olsun diyeceğim.
Ama Münevver Karabulut cinayeti ile ilgili haddime
düşmeyerek birisi benden dünyaları verip helallik isterse cevabım
net; haram olsun!