11 Eylül'ün provası Anıtkabir'e
Abone olWashington Post, 1998 yılında Metin Kaplan yanlılarının Anıtkabir’e uçakla saldırı yapmayı planlamalarının, 11 Eylül saldırılarının provası niteliğinde olduğunu iddia et
Amerika’da yayınlanan Washington Post gazetesi, 1998 yılında
Metin Kaplan yanlılarının uçak kaçırarak Anıtkabir’e bir saldırı
yapmayı planlamalarının, 11 Eylül saldırılarının provası
niteliğinde olduğunu iddia etti. Washington Post gazetesinde Karl
Vick imzalı makale, "Plan, kaçırılan bir uçağı ulusal bir simgenin
üzerine doğru uçurmaktı. Yıl 1998, ülke ise Türkiye idi. Uçak inmek
zorunda kaldı. Kayıtlar, kokpiti kontrol etmek isteyen aşırı
İslamcıların aslında nasıl uçulacağını bilmediğini gösteriyordu"
şeklinde başladı. "Bu küstah plan 11 Eylül 2001’in provası ise,
aynı zamanda yedi yıl sonra Başkan Bush’un teröre karşı savaş
tanımının da sebebi oldu" şeklinde devam eden makalede, eksik
hazırlanan Türk saldırganların daha sonra sorgularında hilafetin
yeniden getirilmesi için bu eylemi amaçladığını söylediği
belirtildi. Atatürk’ün mozolesinin bir tepe üstünde olduğunu
aktaran Washington Post, "1998’in sıfır noktası olan" mozolede Türk
yetkilerin Atatürk’ün onuruna toplandıklarını belirtti. Makalede,
saldırı girişiminin planlayıcısı olan ve kendini halife ilan eden
Metin Kaplan’ın daha sonra Türkiye’de mahkum edildiği bildirildi.
"İSTENMEYEN HİLAFET TAM OLARAK DA RADİKAL DEĞİL" Müslümanlar’ın tek
bir bayrak altında toplanmasının "radikal İslam anlayışının temeli
olduğu" belirtilen yazıda, ancak hilafetin bazı sıradan Müslümanlar
tarafından da olumlu karşılandığı, Müslümanların hala kendilerini
ümmetin bir parçası olarak gördüğü ifade edildi. Hilafetin geri
getirilmesi fikrinin Hizbut Tahrir örgütünün de kuruluş amaçları
arasında olduğunu belirten Washington Post, 19 yılında kurulan
örgütün gizli ve hücreler halinde bir örgütlenmesi olduğunun ve 40
ülkede faaliyet gösterdiğinin tahmin edildiğini aktardı. Gazeteye
konuşan yazar Ali Bulaç, halifeliğin hala toplumun hafızasında
canlılığını koruduğunu savundu. Bulaç, "Şu anda Müslüman toplumu
bir arada tutacak hiçbir şey yok" dedi. Makalede, geçtiğimiz
baharda Global Attitudes araştırma şirketinin Türkiye’de yaptığı
bir yoklamada ankete katılanların yüzde 43’ünün kendisini önce
Müslüman, yüzde 29’unun da Türk olarak tanımladığı aktarıldı.
Hizbut Tahrir’in Türkiye’deki üyelerinden olduğu belirtilen Ahmet
Arslankaya, finaldeki stratejik amaçlarının, İslamiyet’i dünya
geneline yaymak olduğunu söyledi.