Aziz Yıldırım her şeyi anlatacak
Abone olŞike tutuklusu Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, başkanlığı dönemindeki her şeyi bütün çıplaklığıyla anlatacak.
Futbol, siyaset, iş ve yargı dünyası arasındaki bağlantılar
ortaya serilecek. Şike tutuklusu Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım
"Türkiye’de futbolun on üç yılını anlatayım"
dedi.
"HEPSİNİ ANLATAYIM"
Başkan Aziz Yıldırım'ın avukatı Faik Işık, müvekkilinin kendisine neler söylediğini anlattı: "Sponsor olan, para veren firmaların kulüplerinden beklentilerini, spor yazarlarının futbolcularla ilişkilerini, hangisini fiyatını parlatmak için övdüklerini, hangisini yerin dibine geçirdiklerini, kulüp yönetiminin ilişkilerini, kulüplerin etrafında dönen insanları... Hepsini anlatayım"
Bedava biletçi savcı ve hakimler kimler? |
Avukat Işık, Galatasaray'ın
şampiyonluklarında şike olduğunu ima etti. Yargı dünyasının spora
olan ilgisini anlattı.
TIKLAYIN |
"BAKIN ORADA ÇANTA VAR"
Sözlerine şöyle devam ediyor Aziz Yıldırım'ın avukatı Faik Işık:
"Şöyle yapacağım... Hâkimlerin, spor kulübü başkanlarıyla
ve Aziz Yıldırım'la yedikleri yemeklerin fotoğraflarını ortaya
koyacağım ve diyeceğim ki, "Bakın orada çanta var. Şike
yapılmış."
GALATASARAY DA SORUŞTURULSUN
Galatasaray'ın şike konusunda federasyona karar alması için acele etmesine üstü kapalı cevap veren Işık, şeni çıkan kanunun işletilmesini istedi:
"Bakın... Bu cümlemi iyi dinleyin. Bu ülkeye şikeyi öğreten kulüpler henüz şike soruşturmasında değiller Duruşma salonunda birara Federasyon Kanunu, "Şikede Başbakan, kendi avukatının iyice kötüleştiğini görünce, geriye doğru 20 yıla bakılır" her dosyayı almasını istemez."
Neşe Düzel konuştu, Aziz Yıldırım'ın avukatı Faik Işık cevapladı. İşte ses getiren o röportajın ikinci bölümü:
Olgun Peker, Sedat Peker’in manevi oğlu. Aziz
Yıldırım’ın yakın çevresinde Sedat Peker’in adamları bulunuyor
mu?
Aziz Yıldırım’ın yakın çevresinde değil. Fenerbahçe kongre üyeleri
arasında Olgun Peker’in iki adamı bulunuyor. Ama aynı kongre
üyeleri arasında 20 tane hâkim ve savcı da var.
Fenerbahçe gibi şikeyle suçlanan Beşiktaş kulübünün
kazandığı kupayı iade etmesi, mahkemenin seyrini nasıl
etkiler?
Savcılığın ve polisin soruşturma tarzı herkesi derinden etkiliyor.
Sanıklar daha “yargılanmadan” mahkûm oluyor. Spor kulüplerinin
yönetimleri bile korkularından, “aman ne istiyorsunuz verelim. Aman
bize bulaşmasın” halindeler. Şimdi ben yürekli Çarşı taraftarını
merak ediyorum. Herkese meydan okuyan, herkese posta koyan, herkese
karşı olan Çarşı’nın soruşturmaya karşı olamamasını hayretle
karşılıyorum.
Niye şike soruşturmasına karşı olsun ki Çarşı grubu?
Futbolda temizlik istemesini niye hayretle
karşılıyorsunuz?
Futbolda temizlik isteyen adamlar sahaya biletlerine para vererek
mi giriyorlar? Deplasmanlara kendi paralarıyla tuttukları
otobüslerle mi gidiyorlar? Bu kadar temiz arkadaşların taraftar
olmaktan başka meslekleri nelerdir? Geçimlerini nasıl sağlıyorlar?
Bu sorulara cevap versinler. Ben, şike yok demiyorum. Ben Hz.
İsa’nın yakalanmış olan kadına taş atmakla meşgul olanlara
söylediğini söylüyorum. “İçinizden masum olan ilk taşı atsın”
diyorum. Meğer ne kadar çok masum varmış bu memlekette... Herkes
taş atmakla meşgul.
"200 milyara bağlarız" dediği iddia edilen kişi
kim? |
Şampiyonu belirleyecek maç için şike çalışmalarını yürüten yöneticilerin 'Bu işi 200 milyara bağlarız' sözleri de teknik takibe takıldı.TIKLAYIN |
Futbolun ne kadar kirli olduğunu sizi dinledikçe daha da
iyi anlıyorum. Yanlış mı anlıyorum?
Ben temizleme yöntemine ilişkin bir şey söylüyorum. Kese yapıyorum
derken, insanların derilerini sıyırmayacaksınız. Tüm Türkiye bütün
maçları seyretti. Televizyon programlarında bu maçlar geriye döne
döne, kare kare incelendi. Bu kadar spor yorumcusu, bu kadar spor
yazarı sayfalarla yazılar yazdı. Bunlar kör müydüler, sağır
mıydılar?
Erman Toroğlu şike var diye bas bas bağırmadı
mı?
Peki onlar bunları anlattıklarında hâkimler, savcılar, polis
neredeydiler? Eğer birileri şike var dediğinde polis, savcı, hâkim
harekete geçmediyse...
Aziz Yıldırım, Erman Toroğlu’nu işinden attırdı... Konuşma
kayıtlarında bunlar da var, değil mi?
O zamanlar kim soruşturdu şikeyi? Neredeydi şikeyi inceleme
meraklısı, bugün bağırıp çağıran arkadaşlar?
Aziz Yıldırım neden maç yapacakları takımların kadrolarını
maçtan önce öğrenmek istiyor?
Bu soru bana çok saftirik geldi... Özür dilerim...
Bu soru çok ciddi bir soru. Bir lise takımı bile maç
yapacağı diğer lisenin takımının kadrosunu önceden öğrenemez. Hele
hele bir futbol takımının yöneticisi, maç yapacağı takımın
kadrosunu düzgün yollardan maçtan önce hiç öğrenemez. Böyle bir
bilgiyi, o takımın içindeki birilerinden ancak ona bir çıkar
sağlayarak elde edebilir.
Bütün gazeteler maçlarda kimlerin oynayacağını yazarlar
sayfalarında.
Onlar sadece tahmin. Kesin bilgi değil.
Takımın kadrosunu öğrenmek istemekten şike sonucu çıkmaz...
O takımların kadrolarını, meşru yollardan öğrenmek mümkün
müdür? Takımlar maçtan önce kadrolarını rakip takımlara bildirirler
mi? Gazetelerde yayımlanan konuşma bantlarında bütün bunlar
var.
“Gazetede çıktı, kesin delil”... diyorsunuz...
Biraz önce siz söylediniz. Bu konuşmaların kayıtları savcı
tarafından size de okunmuş.
Bu konuşmaların hangisi hukuka uygun, hangisi değil, bunlarla
ilgilenmiyorsunuz. Siz işin, “Yıldırım yakalanmış, vay şerefsiz,
cezalandıralım” kısmındasınız. Türkiye’de şike diye tanımlanan
faaliyetler 2011’de yeni keşfedildi! Yıldırım’ı cezalandırdık ve
Türk sporu, geçmişimiz tertemiz oldu! Öyle mi? 2011-2012 liginde
oynayacak olan takımlar tertemizler, geçmişlerinde en ufak bir leke
yok! Öyle mi? Çünkü gazetecilerimiz, savcılarımız, polisimiz öyle
tesbit etmişler! Öyle mi?
Biraz bekleyin. Futbolda temizlik daha yeni başladı. Aziz
Yıldırım’ın sağlık durumu nasıl?
Aziz Bey kalbinden rahatsız. Şekeri ve tansiyonu var. Böbreğinde de
kansere dönüşme riski olan 12 santim büyüklüğünde bir kist
bulunuyor. Polis sorgusunda kalbine stent takıldı. Şeker hastalığı
nedeniyle stendin durumunun ne olacağı belli değil. Gözetim altında
tutulması gerekiyor. Bu yüzden hapishanede revirde tutuluyor.
İhtiyaç duyulursa hastaneye sevk ederler.
Siz savcılık sorgusunda ve hâkim ifadesinde hep
yanındaydınız. Neler yaşandı?
Şeker nedeniyle sorguda dili peltekleşiyordu ve bilinci
kayboluyordu. Şeker ilaçlarını alsın, dinlensin ve tansiyonu biraz
düzelsin diye sorguda aralar verildi. Hatta duruşma salonunda hâkim
bir ara iyice kötüleştiğini görünce uzanmasına bile izin verdi.
“Uzanın, dinlenin” dedi...
Hapishanede kendisini ziyaret ettiniz mi?
İki kere ziyaret ettim.
Şikâyetleri var mı?
Metris eski Metris değil. Gayet medeni. Arkadaşlar da gayet
kibarlar... Aziz Bey, rahatsızlığı devam ettiği için Metris’te
revirde kalıyor.
HAPİSHANEDE NELER YAPIYOR? YILDIRIM VE FENERBAHÇE NE CEZA ALACAK?
[PAGE]
Hapishanede neler yapıyor?
Yoğun bir şekilde kitap okuyor. Polis sorgusundayken İskender
Pala’nın Şah ve Sultan’ını bitirmiş... Mevlânâ’dan bir kitap
okumuş. Şimdi Osmanlı Tarihi vs. istemiş.
Beşiktaş’ın kupasını iade etmesi hakkında ne
düşünüyor?
Bu konuda bir şey söylemedi. Aziz Bey sadece şunu söyledi. “Eğer bu
olaylarla ilgili herkes kendisiyle ilgili kısımları ortaya koyarsa,
iyi yapar. Yani şu futbol nedir, ne değildir, bunu futbol kulüpleri
anlatırsa çok iyi yaparlar. Ben Türkiye’de futbolun on üç yılını
anlatayım” dedi.
Ne anlatacak?
“Her şeyini anlatayım. Sporun her şeyini anlatayım. Politikacıların
sonuçlardan nasıl etkilendiğini, hangi bakanların,
milletvekillerinin gelip gidip size ne söylediklerini, küçük
yerlerde valilerin, Emniyet müdürlerinin ne istediklerini size
duyurduklarını, para veren, sponsor olan firmaların sizden
beklentilerini, spor yazarlarının futbolcularla olan ilişkilerini,
hangisinin fiyatını parlatmak için övdüklerini, hangisini yerin
dibine geçirdiklerini, menajer ilişkilerini, kulüp yönetimini ve
ilişkilerini, kulübün etrafında dönen insanları... Hepsini
anlatayım” diyor Aziz Yıldırım.
Generallerin, eski genelkurmay başkanlarının yönetime
girmesini de anlatacak mı?
“Hepsini anlatayım” diyor. Hepsini anlatsın. Beşiktaş’ımızda da
Milli İstihbarat var maşallah...
Yıldırım’ın tümüyle suçsuz olduğuna inanıyor
musunuz?
İnsanoğlunun hepsi hata yapar. Arkadaş seçiminde yapar, diyalog
kurduğu insanlarda yapar, konuşmalarında, kendi işlerinde
yapabilir. Sadece meleklerin hatalarla, arızalarla, günahlarla
ilişkisi yoktur.
Suçlu bulunursa Yıldırım ve Fenerbahçe ne tür cezalar
alacak?
Sporda şiddet ve düzensizliğin önlenmesine dair 6222 sayılı yasa
var. O kanunda ciddi hapis cezaları var. Tek bir suçun cezası beş
yıldan başlıyor, yönetici olursanız ceza yüzde 50 artıyor ve 12
yıla kadar çıkıyor. Bakın... İddia, Aziz Yıldırım’ın silahlı örgüt
kurması ama... Biz sekiz tane ruhsatsız silah nerede bulundu, hâlâ
bilmiyoruz. Sekiz silahın nereden geldiğini hangi suçlarla alakalı
olduğunu ve 19 maçtaki şikenin hangi delillerle sağlandığını sorduk
mahkemeye.
Ne cevap verildi?
Cevap yok! Biz, “Olgun Peker’den mi geldi?” dedik. Cevap,
“muhtemelen” oldu. Silah, dediniz olay, Olgun Peker’in Giresun’daki
hikâyesi...
Siz, Başbakan Erdoğan’ın da avukatlığını yaptınız. Hâlâ
Erdoğan’ın avukatı mısınız?
Geçen hafta başından beri değilim. Aziz Yıldırım’ın davasını almam
da bunu tetikledi tabii. Başbakan kendisinin vekâletini taşıyan
avukatın her tür dosyayı almasını istemez. Haklıdır da. Başbakan bu
ülkede güzel şeyler yapmak isteyen ve bunun için mücadele eden
birisi...
Şike davasının avukatlığını üstlendiğiniz için mi
Başbakan’la ilişkiniz bitti?
Ben Tayyip Bey’in ilk vekâletini aldığımda Refah Partisi İstanbul
İl Başkanı’ydı. Pek çok davasına girdim, şiir davasına da girdim.
Tayyip Erdoğan siyasetteki çizgisiyle mücadelesiyle Türkiye
Cumhuriyeti Başbakanı oldu. Başbakan, sürekli etrafında bulunan
insanlar sebebiyle hedef tahtası haline geliyor. Mesela ben
avukatım.
Evet...
Müvekkillerimle Başbakan arasında bir şekilde bağlantı kurulması
çok tuhaf. Ben bunun hakikaten çok büyük sıkıntısını çektim.
Sanırım Sayın Başbakan’ımız da aynı şekilde... Eski vekâlet
dolayısıyla Sayın Başbakan’ın yıpranması doğru değil. Sayın
Başbakan’a ben söyledim. “Efendim beni azledin” dedim... “Çünkü ben
ne yapsam siz suçlanacaksınız...” Onun da benim girdiğim davalarla,
dosyalarla ilgili memnun olduğunu söyleyemem böyle bir süreç
içinde.
Savunmanızı hangi esaslara dayandıracağınızı belirlediniz
mi?
Aziz Yıldırım’a, kusurları, arızaları, suçları dolayısıyla taş
atmak isteyen ve eleştiren kimseler kendi meslek hayatlarına bir
baksınlar, hele hele spor kulübü yöneticileri, eğer masum
değillerse taş atmasınlar. Masumlar taş atsın.
İnsanları tehdit ederek Aziz Yıldırım’ı bir şekilde
dokunulmaz kılmaya çalışmış olmuyor musunuz?
Hiç alakası yok.
Savunmanızı hangi esaslara dayandıracaksınız
peki?
Şöyle yapacağım... Bir tanesini söyleyeyim... Spor kulüplerinin
oturup da birlikte çektirdikleri fotoğraflar var ya.. Her spor
kulübünün deplasmanda karşı takımı karşılaması, ağırlaması,
yolculaması var ya... O fotoğraflar şike fotoğrafı diye
gösteriliyor ya... Birlikte yemek yemişlerse o fotoğrafları ortaya
koyacağım. Hâkimlerin spor kulübü başkanlarıyla, Yıldırım’la
yedikleri yemeklerin fotoğraflarını ortaya koyacağım... Diyeceğim
ki.. “Bakın orada çanta var. Şike yapılmış...”
Kaydedilen telefon konuşmaları konusunda ne
yapacaksınız?
Eğer bunlar gerçekse, kaydedildiği anda bunu adli makamlara intikal
ettirmeyen arkadaş suç işlemiş demektir. Niye hemen adli makamlara
bildirmedin? Suçlusun!
Bu davadan nasıl bir sonuç bekliyorsunuz?
Eğer sorgulamayı ve yargılamayı yapanların, hükümlerde bulunan
gazetecilerin ve spor kulüplerinin, işadamlarının, taraftar
derneklerinin, hiçbirinin masum olmadığı o büyük fotoğrafı
mahkemeye gösterirsek ve gelin büyük fotoğrafı ortaya çıkaralım
dersek... Ondan sonra eyvallah!
Futbolda kirliliğin araştırılması, şike soruşturması
genişliyor zaten. Sizce büyük fotoğraf ortaya çıkar
mı?
Federasyon Kanunu, şikede, “Geriye doğru yirmi yıla bakılır” diyor.
Eğer son yirmi yıla bakılmazsa, kanun uygulanmamış olur. “Ben
düdüğü şimdi çaldım. Önceki failleri görmüyorum” denemez... Bu
cümlemi iyi dinleyin... Bu ülkeye şikeyi öğreten kulüpler henüz
şike soruşturmasında değiller...