Ayşenur Yazıcıyı öldüreceklerdi
Abone olÜnlü spiker Ayşenur Yazıcı, az kalsın bir hırsızın kurbanı oluyordu. Yazıcı yaşadığı dehşeti tüm detaylarıyla anlattı.
Ünlü spiker ve köşe yazarı Ayşenur Yazıcı, ölümden
döndü. Geçtiğimiz cumartesi akşamı Beyoğlu'nda Arte İstanbul Sanat
Merkezi'ndeki bir etkinliğe katılan Yazıcı, çantası almak isteyen
biri 18, diğeri 16 yaşlarındaki iki kişinin saldırısından zor
kurtuldu.
Birçok yazar, sanatçı ve işadamının hazır bulunduğu "New
Yorklular Gecesi"ne katılan Yazıcı, burada bir konuşma
yaptıktan sonra saat 00.45'te gazeteci Hülya Kılınç ile birlikte
mekandan ayrıldı. Alınan bilgiye göre, bir an önce evine gitmek
isteyen Yazıcı, otoparka doğru yürürken 16 yaşlarında iki gencin
şarkı söyleyerek kendilerine doğru yürüdüğünü fark etti. Gençlerden
biri Kılınç'ı oyalarken, diğeri bıçağı Yazıcı'nın boğazına
dayayarak çantasını istedi. Çantasını veren Yazıcı'nın feryadı
sonucu mahallenin gençleri sopalarla yardıma koşunca önce
gençlerden biri, ardından polisin çabalarıyla diğeri yakalandı.
"SUSTALIYI TEK HAREKETTE AÇAMADI, O DA ACEMİ, BEN
DE"
Olayı doğrulayan Yazıcı, "Bana 'Çantayı ver, yoksa gırtlağını
keseyim mi?' dedi. Yazıcı, olayı şöyle anlattı: "Sustalıyı tek
harekette açamadı, bir iki kez düğmesine basıp bocaladı. O da
acemi, ben de! Bir daha bağırıyor, bıçağı dürtüyor. Aslında o da
kesmek istemiyor boğazımı biliyorum, ama o cüzdanı mutlaka istiyor.
Düşünüyorum, annem perişan, yas tutuyor, oğlum iki kere yetim.
Borcum yok kimseye, ama param da yok! Ben ölünce onlar ne
yapacaklar? 'Al işte çanta, al' diyorum. Rabbim kimseye şah damarı
üzerinde bıçağı hissedeceği bir durum vermesin. 20 dakika boyunca
bu korkuyu yaşadım. Allahıma şükürler olsun ki, oğlum ve annem
hayata bensiz devam etmek zorunda kalmadı."
ÇOCUKLAR YARARINA KATILMIŞTI, ÇOCUKLARIN SALDIRISINA
UĞRADI
Çantayı verdikten sonra arabasının anahtarını istediğini söyleyen
ve boğazında hafif bir çiziğin oluştuğunu belirten Yazıcı, "Hemen
koşmaya başladı. Gözcü olan diğeri de ardından. Avazım çıktığı
kadar 'İmdat, yardım eden yok mu, ne olur çantamı çaldılar, Allah
aşkına yardım edin' diye bağırdım. O kadar çok bağırmışım ki sesim
kısıldı. Sanki bu film çekilirken, figüranlar rollerini
bekliyorlardı. O kadar çok bağırmışım ki sesim kısıldı. Allah'tan
mahalleli gençler ellerinde sopalarla koşup, birini yakaladılar.
Polis de 4 dakika içinde olay yerine geldi. Çanta da bulundu, ancak
olayın travması yetti. Her iki çocuk da yakalandı" dedi. Gönüllü
olarak katıldığı gecede toplanan paralarla doğudaki bir ilköğretim
okuluna kitaplık yapılacağını vurgulayan Yazıcı, "Ne yazık ki
çocuklar yararına yapılan gecenin sonunda yine çocuk denecek
yaştakiler tarafından böyle bir saldırıya maruz kaldım"
açıklamasını yaptı.
"EN AĞIRIMA GİDEN, 'SEN GÖRECEKSİN GÜNÜNÜ' DEMESİ
OLDU"
Yazıcı, internetteki "www.aysenuryazici.com" web sayfasında da şu
yorumu yaptı: "Beyoğlu'nun yıllardır sorunu bu! Bu gasp olaylarını
ve tinercileri bir temizleyemediler. Onlar da ana evladı. Bir ıslah
yerinde pekala hayata yeniden ve edeple bakmayı öğrenebilirler. Ama
en ağırıma giden, yakalanıp karakola getirildiğinde, 'Sen
göreceksin gününü' demesi oldu. Sanki o benim değil, ben onun
hayatını mahvetmişim gibi algılaması ne fena bir akıl yürütme
şeklidir yarabbim. Rusya Konsolosluğu ve İtalyan Konsolosluğu
arasındaki bu sokakta kameralar da var. Bu ne cüret ki, bıçağıp
alıp gelen geçenin boğazına dayamaya ve çantayı kapmaya kadar
gidiyor."
"YARDIMA GELMESELER BENİ KESECEKTİ"
"Avazım çıktığı kadar bağırıp, 'Allah rızası için yok mu bana
yardım edecek biri' diye haykırmasaydım, yan sokaktan gençler duyup
sopalarla gelmeyeceklerdi ve büyük ihtimalle geri dönüp beni
kesecekti. Gözü dönmüştü. Polis 4 dakikada sokaktaydı. Hepsini
şükran ve dualarımla anacağım. İsmini bile bilmediğim o mert
mahalle çocuklarını doğuran anaların da ellerinden öpüyorum.
Görecek günüm varmış. Bir daha Beyoğlu'na yardım kampanyası dahi
olsa hiçbir davete gitmeyeceğim. Hayatımda ilk kez bir eşim
olmadığı için, güveneceğim, hayatla ve kendiyle kavgası bitmiş, şen
biriyle evli olmadığım için üzüldüm. Kadından, ancak bu kadar
'erkek' oluyor işte. Dilerim hayat bana umutlarımı hayırlısıyla
verir."