Ayşe Arman hızını alamadı
Abone olRöportajın iki 'firma ismi' Ayşe Arman ile Nuriye Akman'ın söyleşisi iki sayfya sığmaz oldu. Ayşe Arman hızını alamadı ve dünkü röportajın özetini bugünkü köşesine taşıdı.
Röportajın iki dev isimlerinden Ayşe Arman'ın Nuriye Akman'la
yaptığı röportajı Hürriyet Pazar Eki'nin koskoca iki sayfasına dar
geldi. Hızını alamayan Akman, bugünkü köşesinde
röportajın özetine yer verdi:
Röportaj bitti. Nuriye Akman şöyle dedi: ‘Bu sorular yerine, başka
sorular sorsaydın, çıkan portre daha farklı olacaktı! Bu senin
Nuriye Akman’ın.
Başka soruların Nuriye Akman’ı bambaşka dokuda, yoğunlukta ve
bambaşka renklerde olacaktı. Sen benim sert yönüme talip oldun.
Görevim sana hikayeni oluşturmakta yardımcı olmaktı ve ben bunu
yaptım. Bu, senin sorularınla çektiğin fotoğraf. Ben sadece sana
istediğin sözel pozu verdim...’ Geldik mi yine başlangıç noktasına!
Sorular, cevaplardan önemlidir! Hayır efendim, değildir! Nuriye’nin
bu söylediklerine, kesinlikle katılmıyorum. Ama onunla, bu konuda
ters düşmek de hoşuma gidiyor. Kafası çalışan insanlarla tartışmak
her zaman keyiflidir. Soru soran kişi olarak ben, hiçbir zaman
karşımdakinin alnına silah dayamıyorum, ‘Şöyle cevap vereceksin.
Ben senden bu resmi istiyorum!’ demiyorum. Haşa! O, özgür
iradesiyle o sorulara nasıl istiyorsa öyle cevap veriyor. Ve
ortaya, benimle alakası olmayan, sadece onun bağlayan bir resim
çıkıyor. Ben yokum kardeşim! Hoşuna gider ya da gitmez, bütün
çıplak halinle sen varsın!
NEFES ROMANI İÇİN 4 FARKLI TEMA
Bu kitabı yazarken nasıl tasavvuf çalıştınız? Okuyarak mı, bizzat
yaşayarak mı?
- Ben zaten yaşadığımı düşünüyorum. Tasavvuf çalışmadım yani.
Çocukluktan beri bu konularla haşır neşirim. Böyle bir ailenin
içinde büyüdüm. Bunlar bizim gündelik mevzularımızdı. Hayat nedir?
Rüyalar vesaire. Ve tabii Kuran. Ben orta okuldan beri Kuran
okuyorum. Ortaokulda tefsir çalışıyordum. Kimse de ‘Çalış çalış!’
diye boynuma çökmüyordu, içimden geliyordu. Dolayısıyla, ben bu
romanla ilgili tasavvuf değil ama 4 farklı tema çalıştım...
Neler onlar?
- Dil nedir? Bir dil profesörünü canlandıracaktım. Üstelik bu bir
Amerikalı olacaktı, bu adamın beyninde kimler vardır, daha önce
kimleri okumuş olabilir diye oturdum dil teorilerini çalıştım.
Sonra ağaçlar. Ağaçlara sevdalı, onların dilini konuşan bir meczup
çocuğu canlandıracaktım. Orman fakültesinden kitaplar aldım,
ağaçları çalıştım. Üçüncü konum ise ebelikti. Oturdum jinekoloji
çalıştım. Doğurmuş bir kadın olmamın büyük yararını gördüm,
eskilere döndüm, bazı şeyler hatırladım. Bir sürü insanla konuştum.
Dördüncü konu ise ölüm konusu. En çok da onu çalıştım. Çünkü ana
meselemizin ölüm olduğunu düşünüyorum. Hayatın tek amacı ölmek.
Neden mi? Yeniden doğmak için. Buna inanıyorum.
Ölümü yakınınızda hissettiniz mi bu kitabı yazarken?
- Tabii. Zaten her an hissediyorum. Her nefes alış verişte öldüğümü
ve yeniden doğduğumu hissediyorum. Dünya her an yeniden
yaratılıyor...
ÖZGÜVENİM TAM ÇÜNKÜ
Allah’a teslim olmuşum bir kere. Onu menajer tutmuşum. Vekilim
yapmışım. Hem hepimiz biriz. Devasa bir puzzle’ın parçalarıyız.
Benim yapıp ettiklerim nasıl ki herkesi besliyorsa, herkesi
etkiliyorsa; herkes de benim için çalışıyor, her şey bana hizmet
ediyor. Bu durumda da güvensiz olmak için sebep kalmıyor!
HOCASINDAN RÖPORTAJ DERSLERİ
Üniversitede röportaj dersleri veriyorsunuz. Genç röportajcılara
tavsiyeleriniz nedir? Mutlaka yapmak zorunda oldukları 5 şey?
- 1) Hem siyasi tarihi bilecekler hem de gündelik hayatı iyi takip
edecekler. Çok iyi gazete okuyacaklar. Öyle mel mel değil!
Okuyacaklar ve okuduklarından sorular çıkartacaklar! 2) Hem Türk
edebiyatını hem de dünya edebiyatına hakim olacaklar. Çünkü
gazetecilik, meselelere dar bir kalıpla bakıyor. O kalıbı
genişletebilmek ve daha esnek sorular sorabilmek için, gündelik
hayatta gördüğü o tiplerin romana nasıl geçmiş olduğunu bilecekler.
3) İyi bir sinema seyircisi olacaklar: Senarist ve yönetmen konuyu
nasıl ele almış? 4) İnsan psikolojisinden anlayacaklar.
Karşısındaki insanın nabzını tutmayı ve empati yapmayı
öğrenecekler. 5) Gerektiğinde gülümseyecekler, gerektiğinde
kaşlarını çatacaklar. Şapkaların birini çıkarıp, diğerini
takacaklar. Yani röportajcı dediğin, yeri gelince rol de
yapabilmeli. Sırasında polis, sırasında anne olabilmeli...
RUH EŞİMİ BULAMADIM ÇÜNKÜ
Benim yaşımdaki erkeklerin çoğu evli. Bekar olanlar arasında hem
hálá sadakate inanın, hem de kültürel paylaşımı, şefkati, inanç
birliğini önemseyen, kişiliği güçlü, gerçekten büyümüş, dingin
ruhlu bir adamla karşılaşmak mümkün olmadı....
Yazı: Ayşe Arman
Kaynak: www.hurriyetim.com.tr