Her ayrılık koyar insanın
ruhuna da…
Bu başka…
Ellerimin tersiye
siliyorum gözyaşlarımı…
Ve sanki parmakların
dokunuyor kirpik uçlarıma…
Parmak uçların
dudaklarımda gezinirken ben, hiç yapamadığım halde bunu, usul usul
öpüyorum parmak uçlarını, avuç içlerini…
Seni nasıl sevdiğimi bir
türlü cümlelere yerleştiremedim ey sevgili…
İnsanın kalbi kanar
mıymış, midesi ağlar mıymış?
Ya elleri, susar
mıymış?
Olurmuş, ayrılık ele
geçirince her zamanki gibi aşkı…
Uzuvlar mucizeye dönermiş
yüzünü…
Gözler duyarmış, kulaklar
tadarmış işte…
Ciğerler çarpar dururmuş
delicesine…
Sanki kalp atmayı
bilmiyormuş gibi…
Kalp?
O hep ağlarmış…
Ayrılığın acısı en çok ona
yararmış
Ya da tam
tersi…
Bilemem ki…
Diğer organlara atar
görevleri kendisi sonsuz uykuya yatarmış…
Kalbin gözü kapanır,
kimseleri görmezmiş artık…
Her aşkın sonunda ayrılık
varmış ey sevgili…
Sahip olmazsa aşka
ayrılık, bu durum aşktan sayılmazmış…
Bu yüzdenmiş büyük
aşkların sonlarının hüznü…
Ve büyüklüğü…
Hüzün olmazsa sevda
kapılarını kapatırmış, ayrılık olmazsa aşk yaşamazmış…
Elbette üzüleceğim, çok
çok üzüleceğim…
Ayrılıkmış sahibi
aşkın…
Çarem yok, kabul
edeceğim…