“Bize oy vermeyenlerin de
mesajını anlıyorum ve alıyorum. Bugün aynı noktadayız. İradelerini
saygıyla karşılıyorum. Bütün vatandaşlarımız birdir, beraberdir.
Onların derdi bizim derdimizdir. Herkesin tercihi önemlidir.
Herkesi aynı şekilde kucaklıyoruz. Hep birlikte kazanacağız. Hep
birlikte kazanamayan topluluklar hep birlikte kaybetmeye mahkûm.
Biz, herkes için hukuk, demokrasi adalet ve refah hayal ettik.”
Tarih 22 Temmuz 2008…
Başbakan dünkü grup toplantısında söyledi bunları…
Geçen yıl, aynı tarihte
kurduğu cümlelerle birebir örtüşüyor…
Şimdi, Allah muhafaza, biz
her yıl 22 Temmuzda bu cümleleri mi duyacağız?
Başbakan, kendisine oy vermeyen
kitleyi, sanırım kandırılabilecek bir kitle gibi
görüyor…
Seçim gecesi, balkonda
kurduğu o güzel cümleleri hayata geçirebilseydi, gerçekten,
söylediği gibi bütün halkı kucaklasaydı, ona oy vermeyenleri, oy
verenlerle aynı yere koymuş olsaydı, bugün bu sıkıntılı dönemleri
yaşamıyor olacaktık.
Kendisine ve partisine
yapılan eleştirileri kulak ardı etmeseydi, kendisi gibi
düşünmeyenlere öfkeyle karşı çıkmasaydı, yapılan her eleştirinin
yıkıcı olduğunu düşünmeyip yapıcı olabilseydi, özellikle türban
konusunda ve diğer bütün konularda tek başına hareket
etmeseydi, bugün ona oy vermeyenler,
ülkenin geleceği için bu kadar büyük endişe duyuyor
olmayacaklardı.
Kendisine oy vermeyen
insanları, onların vazgeçemeyecekleri değerlerini koruyabileceğine
inandırsaydı, şimdi bu çıkmaza girmeyecekti…
Ama şimdi…
Bu sözlere kim
inanır?
Özellikle son bir yıldır,
ne düzen kaldı ne huzur…
İkiye bölündük…
Yediden yetmişe herkesin
dilinde aynı soru:
“ne olacak bu memleketin
hali?”
Başbakan, hala aynı cümlelerle,
inandırabileceği birileri var sanıyorsa yanılıyor…
Artık çok geç…
Biz, bu cümlelerin, seçim
gecesi, zafer sarhoşluğuyla kurulduğuna yaşayarak tanık
olduk…
Biz de tanığız…
Tarih de…