AYM'den ilişiği kesilen askeri öğrenciye iyi haber
Abone olAnayasa Mahkemesi, psikolojik rahatsızlığı olduğu iddia edilerek hakkında askeri öğrenci olamayacağı yönünde sağlık raporu düzenlenen ve Kara Harp Okulu ile ilişkisi kesilen öğrenciyi haklı buldu
Anayasa Mahkemesi, ihlalin sonuçların ortadan
kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere kararın yetkili
idari yargı mercine gönderilmesine karar verd.
Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlanan karara göre, 2011'de askeri liseden mezun olan bir kişi, Kara Harp Okuluna kabul edildi.
Öğrenciye, Kara Harp Okulunda eğitim gördüğü süreçte psikolojik rahatsızlık nedeniyle 2012 içerisinde Gülhane Askeri Tıp Akademisi (GATA) tarafından farklı tarihlerde toplam 5,5 ay izin verildi.
İzinler sonrasında GATA, "organik olmayan psikoz, tanımlanmamış kronik nitelik kazanmış psikotik bozukluk" tanısıyla kişi hakkında askeri öğrenci olamayacağı yönünde rapor verdi.
Söz konusu rapora itiraz üzerine sevk edildiği Beytepe Askeri
Hastanesince de GATA tarafından düzenlenen raporla aynı içeriğe
sahip rapor verilen öğrencinin, 2013'te Kara Harp Okulu ile ilişiği
kesildi.
Öğrencinin Dokuz Eylül Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesinden kendi imkanlarıyla aldığı sağlık raporunda "Kişinin herhangi bir psikiyatrik yakınması yoktur." ibaresine yer verildi.
Öte yandan İzmir Büyükşehir Belediyesi Eşrefpaşa Hastanesinden alınan belgede de "Psikotik bozukluk tanısı muayene ve testlerde öngörülmedi." ifadesi yer aldı. Öğrenci, ilişik kesme işleminin iptali için Askeri Yüksek İdare Mahkemesine dava açtı.
Davaya bakan Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 2. Dairesi, yargılama sırasında askeri öğrenciliğe elverişli olup olmama konusunda nihai karar mercinin GATA Profesörler Kurulu olduğunu ifade ederek öğrenciyi buraya sevk etti.
GATA Profesörler Kurulunun da "Kronik nitelik kazanmış psikotik bozukluk, askeri öğrenci olamaz." tespitini içeren raporu çerçevesinde Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 2. Dairesi, davayı reddetti.
Öğrenci, farklı bir sağlık kurumuna sevk edilmesi talebinde bulunduğu halde yargılama sürecinde yine GATA'dan sağlık raporu aldırılmasının, hukuka aykırı olduğunu öne sürerek karar düzeltme isteminde bulundu.
Karar düzeltme istemi de mahkeme tarafından reddedildi. Bunun üzerine öğrenci, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulundu.
Adil yargılanma hakkı kapsamında hakkaniyete uygun yargılanma hakkının güvencelerinden olan silahların eşitliği ilkesinin ihlal edildiğine hükmeden Yüksek Mahkeme, ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere kararın, yetkili idari yargı mercine gönderilmesine karar verdi.
KARARDAN: Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin, farklı sağlık kurumuna sevk talebine ilişkin açık bir değerlendirmede bulunmadığının ifade edildiği kararda, GATA Profesörler Kurulunun askeri öğrenciliğe elverişliliğin değerlendirilmesi noktasına nihai karar organı olduğunun belirtilmesiyle yetinildiği vurgulandı.
Başvurucunun başka sağlık kurumlarında muayene edilmesi gerektiği yönündeki itirazlarının, Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin kararlarında tartışılmadığının bildirildiği kararda, Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin sadece askeri yapı içinde yer alan GATA'dan değil farklı sağlık kurumlarından da tıbbi görüş alma imkanına sahip olduğu aktarıldı.
Kararda, Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin, farklı bir sağlık kurumunun incelemesine ihtiyaç duymadan konuya ilişkin görüşünü daha önce açıklayan GATA bünyesindeki Profesörler Kurulunun raporunu benimsediğine işaret edildi.
Anayasa Mahkemesinin kararında, şu tespitlerde bulunuldu:
"Başvurucunun psikolojik yönden rahatsız olduğu ve ilişiğinin kesilmesi gerektiği yönündeki tıbbi görüşünü işlemin tesis edilme sürecinde ortaya koyan GATA bünyesinde bulunan kuruldan hükme esas teşkil eden bilirkişi raporunun alınması, psikolojik rahatsızlığı bulunmadığı yönünde iki farklı hastaneden rapor alan ve farklı sağlık kurumuna sevk edilmesi gerektiğini ileri süren başvurucu aleyhinde dezavantaj oluşturmaktadır. Bu durum, silahların eşitliği ilkesini ihlal eder niteliktedir. Sonuç olarak yargılama safahatında başvurucunun davalı idareye göre daha zayıf bir duruma düşürüldüğü ve bu durumun silahların eşitliği ilkesine yönelik ihlal oluşturduğu kanaatine varılmıştır."