AYM'den CHP'ye kötü niyet cezası!
Abone olCHP'nin gerçekliği kanıtlanamayan belgelere dayanarak Haşim Kılıç hakkındaki talebine ceza geldi.
Anayasa Mahkemesi, CHP’ye Anayasa Mahkemesi Başkanı
Haşim Kılıç ile ilgili reddi hâkim talebini “kötü niyetli”
kullandığı gerekçesiyle disiplin para cezası uyguladı.
CHP, "661 sayılı Avrupa Birliği Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde
Kararname'nin bazı maddelerinin iptaline ilişkin Anayasa
Mahkemesi’ne başvurdu.
661 sayılı Avrupa Birliği Bakanlığının Teşkilat Ve Görevleri
Hakkında Kanun Hükmünde Kararname İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde
Kararnamenin, Gümrük ve Ticaret Denetmenliğine ilişkin
düzenlemenin, Gümrük Muhafaza memurluğunda 30 yaş sınırının KHK ile
düzenleneceği hükümlerini iptal etti. Yüksek Mahkeme ayrıca
kaymakam adaylığı sınavı ile emniyetin kadrolu memur alımına
ilişkin düzenlemenin de iptaline karar verdi. 9 ay sonra yürürlüğe
girecek olan iptal kararının gerekçesi Resmi Gazete’nin bugünkü
sayısında yayımlandı.
CHP'nin dava dilekçesinde, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim
Kılıç'ın, kamuoyunda Wikileaks belgeleri olarak bilinen ve bir
internet sitesinde yer alan bilgilere göre, 2003 yılında ABD
Büyükelçisine Cumhuriyet Halk Partisi aleyhinde bir takım
beyanlarda bulunduğu, 25 Nisan 2011 tarihinde Anayasa Mahkemesinin
49. Kuruluş Yıldönümü'nde yaptığı açılış konuşmasında
"Ümit ediyorum ki bu gayret, Anayasa Mahkemesine dava
açmak suretiyle sorun çözme kolaycılığını da ortadan
kaldıracaktır" ifadelerine yer verdiği, ayrıca 6223
sayılı Yetki Kanunu'nun iptali istemiyle açılan davada verilen
kararda açıklanan görüşünün daha önceki kararlarda yer alan
görüşlerinden farklı olduğu, bu nedenlerle CHP’nin tarafı olduğu
davalarda tarafsız olarak karar veremeyeceği ileri sürülerek reddi
hâkim talebinde bulunulmuştu.
-500 TL’LİK KÖTÜ NİYET CEZASI-
Hâkimin reddi talebi yönünden dayanılan hususlardan birinin
kamuoyunda Wikileaks belgeleri olarak bilinen belgelerde yer aldığı
ileri sürülen bilgiler olduğu belirtilen gerekçede, bu belgelerin
gerçekte var olup olmadığının kanıtlanamadığı, içerdiği bilgilerin
doğru olup olmadığının da ortaya konulamadığı belirtildi.
Belgelerde ismi geçen birçok kişi gibi Anayasa Mahkemesi Başkanı
Haşim Kılıç tarafından da kamuoyunun bilgisine
sunulan bilgilerin yalanlandığının anımsatıldığı gerekçede, “Ret
talebi yönünden dayanılan hususlardan biri olan açılış
konuşmasındaki sözler, Türk siyasal yaşamındaki uzlaşma kültürü
eksikliğine ve temel siyasal sorunların siyasi arenada çözümü
yerine yargı kurumlarına havale edilmesi eğilimine yönelik genel ve
kişisel nitelikte bir eleştiri olup somut bir davaya ilişkin
herhangi bir görüş veya düşünce içermediği gibi somut bir siyasi
partiyi de hedef almamaktadır.
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ın geçmişte kimi dava
dosyalarında kullandığı oylar, tamamen hâkimin yargısal görevine
ilişkindir” denildi. Hâkimin geçmişte verdiği kararların ve
kullandığı oyların ret sebebi olarak kabul edilemeyeceğinin açık
olduğunun ifade edildiği gerekçede, hâkimin reddini talep etme
hakkının da amacına uygun olarak kullanılması gerektiği aksi halde
hakkın kötüye kullanılmasının söz konusu olacağı belirtildi.
Gerekçede, “Varlığı ve içerdiği bilgilerin doğruluğu
kanıtlanmamış aksine yalanlanmış olan ve hukuken delil değeri
bulunmayan bir takım bilgi ve belgelere, yine ret sebebi olmadığı
açık olan hâkimin önceki dava dosyalarında kullandığı oylara
dayanılarak ret talebinde bulunulmuş olması, hâkimin reddini talep
etme hakkının iyi niyetle ve amacına uygun olarak kullanılmadığını
ortaya koymaktadır” denildi. Reddi hâkim talebini
reddeden Yüksek Mahkeme, talebin kötü niyetle yapıldığını kabul
ederek CHP’ye 500 TL disiplin para cezası uygulanmasına karar
verdi.
-KAMU HAKKINA İLİŞKİN DÜZENLEME KHK YETKİSİ DIŞINDA-
KHP’nın iptal hükümlerinin gerekçesinde ise dayanaklarını
doğrudan doğruya Anayasa’dan alan olağanüstü hal kanun hükmünde
kararnamelerinden farklı olarak, olağan dönemlerdeki kanun hükmünde
kararnamelerin bir yetki kanununa dayanmasının zorunlu olduğunun
anımsatıldı. Bakanlar Kurulunun, 6223 sayılı Yetki Kanunu’na
dayanarak bakanlık veya bağlı, ilgili ve ilişkili kuruluş
niteliğinde olmayan Yunus Emre Vakfının kuruluşuna, organlarına ve
gelirlerine ilişkin düzenleme yapmasının mümkün olmadığının
belirtildiği gerekçede, Yunus Emre Vakfının kuruluşuna, organlarına
ve gelirlerine ilişkin düzenlemeleri içeren dava konusu kuralların,
yetki kanunu kapsamında olmadığı için iptali gerektiği ifade
edildi. Gümrük ve Ticaret Denetmenliği ile Gümrük ve Ticaret
Denetmen Yardımcılığı kadrolarına giriş koşullarının
belirlenmesinin, kamu hizmetine girme hakkına ilişkin bir düzenleme
olduğunun kaydedildiği gerekçede, daha önce düzenlenmemiş olan
Gümrük ve Ticaret Denetmenliği kadrosu kurulmuş ve bu kadroda görev
yapacak kişilerin atanma, görevlendirme ve seçilme usul ve
esaslarının KHK ile düzenlenmesinin Anayasa’ya aykırı olduğu
belirtildi. Gerekçede, daha önce üç kez mülakatta başarısız
olanların bir daha kaymakam adaylığı yazılı sınavına katılamayacağı
ve kaymakam adaylığı sınavına giriş için gerekli olan 30 yaşını
bitirmiş olmak koşulunun 35’e yükseltilmenin kamu hizmetine girme
hakkına ilişkin düzenleme olduğu ve bu nedenle iptali gerektiği
belirtildi.
-HAL İHLALİ-
Emniyet Teşkilatı Kanunu’na eklenen Ek Madde 29’un birinci fıkrası ile emniyet hizmetleri sınıfı dışında kalan kadrolu veya sözleşmeli personelin alımında 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na göre yapılan merkezi sınava girenler arasından gerekli nitelik ve yeterliği taşıyanların seçiminin ve atanmalarının İçişleri Bakanlığınca çıkarılan yönetmelik hükümlerine göre yapılmasına ilişkin hükümler de kamu hizmetine girme hakkına ilişkin bir düzenleme olduğu gerekçesiyle Anayasa’ya aykırı bulundu. KHK’nin yürürlüğe girdiği 2 Kasım 2011 tarihinde birinci sınıf emniyet müdürü olma koşullarını taşıyan ikinci sınıf emniyet müdürlerinin, bu tarihten itibaren birinci sınıf emniyet müdürü olabilmek için en az ikinci bölge hizmet süresi kadar ikinci bölgede çalışmış olmalarının gerektiğinin ifade edildiği gerekçede, “Bu kişilerin birinci sınıf emniyet müdürü olmaları için gereken süre, en az ikinci bölge hizmet süresi kadar uzamaktadır. İkinci bölgeye atamaları yapıldığı halde kendi rızaları olmaksızın idarenin ihtiyaçları ve uygun görmesi ile bulundukları yerde bekletilen, ikinci bölge hizmetini yapamamış olan ve bu sebeple emsallerinden daha uzun süre ikinci sınıfta beklemek durumunda kalacak olan personel yönünden iptali istenilen kuralla hukuk güvenliği ilkesinin ihlali suretiyle hakkaniyete aykırılık oluşturulduğu sonucuna varılmıştır” denildi.