Ay'ın, 'Gelinim Olur musun' sohbeti

Abone ol

Savaş Ay, 'Gelinim Olur musun'un medyatik isimleriyle yaptığı söyleşileri köşesine aldı. Ay, evde birbiriyle çatışma halinde olanlardan dinledikleri yine ilginçlik gösteriy

Savaş Ay, 'Gelinim Olur musun' yarışmasının üyeleriyle yaptığı söyleyişiyi köşesine taşıdı. nde sorduğu sorular ve aldığı yanıtlar yine ilginç bir yapı sergiliyor. İşte Ay'ın söyleşisi:

Haber sayfalarına yazdım ama yer yetmedi, hızım kesilmedi. İzninizle bu köşeye de alıyor ve devam ettiriyorum söyleşileri. Bakınız "Gelinim Olur musun" evinde başka başka neler, ne konuşmalar oldu. Haa bu arada bu eve icabında polisi bile sokmayan, hiçbir kameranın girmesine izin vermeyen Sinevizyon ekibi ve kaptanları Levent Altınay'a teşekkür ediyorum.
Semra Hanım: Ben sizin annenizi, bir zamanlar Vatan caddesinde Neriman Hanım vardı, ondan dinlerdim. Çok sevdiğim, saygı duyduğum bir hanımdır. Sizi de o zamanlardan severim.
Savaş Ay: Söz savunmanın diyelim. Sinem sen de gel böyle... Ben senin o güzel yüzünü ağlarken görmeye dayanamıyorum. Annem de, arkadaşlarım da öyle.
Sinem: Napalım, başa gelen çekiliyor.
* Başa gelen Semra Hanım mı?
Evet.
* Nasıl Ata ile aranız?
Ata ile konuşmuyoruz. Semra teyze istemiyor.
* Sen günde kaç saat kadar ağlıyorsun?
Valla çok ağlıyorum. Ama dün ağlamadım.
* Sence medyatik olmak için mi böyle yapıyor, yoksa gerçek duyguları mı böyle?
Annelik duyguları, onun da kişiliği.
* Deli Semra denir mi hiç koca hanımefendiye?
Benim aklımda kalmış o oyunun ismi. Söylerken ağzımı kapattım. Ben defalarca özür diledim yine de.

Beynimiz uymuyor
* Semra Hanım o da bir ana baba kuzusu...
Tabii ki ana babası var. Yanlış anlaşılmasın. Üstünlük sevdasında değilim. Ama beynimiz uymuyor. Yapımız uymuyor. Benden çok çok çok yüksek seviyede olabilir. Ben bunu kabul ediyorum. Ama denk değiliz.
* Bu kadar sözü işitip de sen hâlâ orta yerinden nasıl çat diye çatlamıyorsun kızım?
Çatladım ben artık. Burada ne yapabilirsiniz ki? Karşınızda bir büyüğünüz var. Cevap verince daha çok bağıran bir büyük. O yüzden ne yapabilirim yani?
* Ailen ne düşünüyor, ekranlarda gördükçe?
Annem çok üzülüyor...
* Semra Hanım insanlar hata yaparak doğruyu bulmazlar mı?
Bulurlar ama bazı insanlar da benim gibi olur.
* Bulunduğunuz durumdan son derece memnunsunuz yani..
Tabii ki. Mükemmel bir kişiliğim olduğunu gördü herkes.
* Öyle mi? Herkesin sevdiği bir insan olmak çok da mükemmel bir şey olmayabilir...
Ben mükemmel olsun diye demiyorum. İnsanlığımı insanca sergilemek için diyorum. Ve kesinlikle sevileceğime eminim.

Evladım canımdan kıymetli
* Söz savunmanın diyelim. Sinem sen de gel böyle... Ben senin o güzel yüzünü ağlarken görmeye dayanamıyorum.
Napalım, başa gelen çekiliyor.
* Peki nasıl oldu?
Bilmiyorum ki birdenbire oldu. Yine başa döndük.
* Sen anne olsaydın, senin evladın bir izdivaç yapacak olsaydı, durumu bu kadar ince eleyip sık dokuyan bir anne olur muydun?
Bu kadar ince eleyip sık dokumazdım ama yine de incelerdim.
(Semra Hanım Sinem'e doğru dönerek) Anne olduğun zaman bunu öğreneceksin çocuğum. Evlat canından kıymetli. Onun geleceği senin geleceğin. Nasıl ince eleyip sık dokumayacaksın. Ben hiç kırmadım. Kesinlikle kırmadım. Gerçekleri daha sunmadım da. Dışarıyı bekliyorum. Ben burada gördüklerimi söyledim.
* Oğlunuzla belki bir izdivaç söz konusu olmayacak ama neticede Sinem bir başka yuva kuracak. Bütün bu söyledikleriniz insanların hafızasına kazınıyor...
O zaman bunun bilincinde olsunlar. Kızlarımız buraya çok bilinçli gelmiş. Kurulu saat gibi maşallah. Biz de hücuuuum, oğlumuzu evlendirmeye diye geldik. Madem böyle olduğunu biliyorlar, bu kadar eğitimli gelmişler, niçin tavırlarını bu şekilde ayarlamıyorlar.
* Siz oğlunuzu evlendirmek için neden böyle bir hücum borusu çaldınız ki?
Her zaman söyledim. Ben çok zengin bir aile değilim. Tek başına 3 çocuk okutan, büyüten bir anneyim. Hele hele bir söz yüzüğünü anneye tenezzül etmeden takabilen evlat, artık hiçbir şey görünmüyor, el görünüyor yarı yarıya. Evlenmek istiyorum deyince burada da bir ev bir araba... Sakın yanlış anlamaşılmasın, her şey demek değildir, ama bir nebze de olsa..
* Oğlunuza bu kadar dikkat ediyorsanız bu kadar özen gösteriyorsanız, ona uygun gelin bulunacak platform sadece bu platform mudur?
Hayır. Çocuğum bu yarışmaya başvurmuş, istemiş. Ben öbür oğlumun sünnetini yaptım, geldim ve dedi ki; 'Anne böyle bir yere başvurdum. Ne dersin?' Hiç umursamadım. Aaa telefon gelince, hadi gidelim dedim.
* 23 yaşında bir delikanlının, ki 21 için Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaş derler, kendi yüreği, kendi inisiyatifi, kendi parmağı, seçip yüzük takma imkânı yok mudur?
Vardır. Ama biz Avrupa milletleri arasına gireceğiz diye bir Avrupalı gibi bazı konularımızda törelerimizi unutmamız imkânsızdır.
* Töremizde var mıdır, tamamen kişiliği annesinin kişiliği altında ezilmiş...
Maalesef o benim oğlum. Ona layık gelin istiyorum. Suçsa suç deyin. Aileme layık gelin istiyorum.

YAZI:SABAH

Günün Önemli Haberleri