Ayhan Bermek havaya girdi!
Abone olKazanırsa Fatih Terim'le çalışacak mı? İlk icraatı ne olacak? Yabancı sayısını arttıracak mı? Federasyon Başkanlığı'na aday olan Bermek'ten çarpıcı açıklamalar.
Ayhan Bermek, seçilirse tüm kulüplere eşit mesafede olacaklarının sözünü verdi
1-) Adalet dağıtmaya geliyoruz. Futbol Federasyonu’nun adil olduğunu herkes bilecek. Takımcılık, bölgecilik, hemşehricilik olmayacak...
2-) Radikal kararlara hazır olun. Büyük değişiklikler yapacağız. Güçlü mali disiplin herkes tarafından anlaşılacak. Paraların hesabını herkes bilecek.
3-) Kazanırsak, Milli Takım’da Fatih Terim ile devam edeceğiz. Türk hakemleri de dünyada maç yönetir hale gelecek. Kaliteyi yükselteceğiz...
4-) Futbolda ciddi bir potansiyel var; ama disipline etmemiz lazım. Yabancı sayısı hem Milli Takım, hem kulüplerin çıkarlarına göre belirlenecek.
Röportaj: Mustafa Ersoy
Kaynak:
HERKESİN Haluk Ulusoy döneminde Milli Takımlar Sorumlusu olarak tanıdığı Ayhan Bermek, Federasyon Başkanı olursa camiayı nelerin beklediğini star’a anlattı...
- Ayhan Bermek’in aday olması için zamanlama uygun mu?
- Bana göre uygun. Daha önceki deneyimlerim, birikimlerim, spor camiasının içinde olmam zamanın uygun olduğunu gösteriyor. 12 yıl Asbaşkanlık ve Milli Takımlar Sorumluluğu yaptım. Bu birikimleri kullanmanın zamanı geldi diye düşünüyorum...
- Sayın M.Ali Şahin'in açıklamalarından sonra bir takım yorumlar geldi. 'İşaret edildi', 'Başkan belli oldu', 'Kaos devam edecek' deniliyor. - Yorumların hür olduğuna inanıyorum. Yorumlara bakarak bu işe soyunmadık. İnsanlar bana inandılar. Herkesin desteğini aldım. Kimseden icazet almıyorum. Bir geçmişim, birikimim var... Adalet ve şeffaflık diyerek bir şeyler anlatmaya çalışıyorum. Bu önemli bir mesaj. Siyasetçiler yanımda ama işadamları da spor adamları da yanımda. Kimse kaos beklemesin. Kimseye diyet borcumuz olmayacak.
- Önünüzü kesmek isteyenler var mı?
- Elbette var. Oy hakkı olmasa da önümü kesmek isteyen var. Bunun içinde medya mensupları da var. Adil ve şeffaf bir düzenin kurulmasını istemeyenler var. Çünkü federasyonun rantından yararlanmak istiyorlar..
- Acı bir reçeteniz var mı?
- Buna acı reçete demeyelim. Ama kararlı ve radikal tutumlarım olacaktır. Futbolun bütünlüğü, kurumsal yapının devamı çok önemli. Değerli dostum Levent Bıçakcı’ya olur da kazanırsam çalışma teklif ettim. Kendisine destek vererek İsviçre dosyasını birlikte sürdürmeyi rica ettim. O da bu konuya devam edeceğini beyan etti. Ben, yapım, yaşım ve tecrübem olarak herkesi içtenlikle kucaklayacak ve eşit mesafede olacak durumdayım.
- Radikal tedbirler derken, nelerden söz ediyorsunuz?
- Öncelikle kuvvetli mali disiplin herkes tarafından anlaşılacak. Futbolun hukukunun oturduğunu, Futbol Federasyonu'nun her biriminde adalet dağıtıldığını, herkese eşit mesafede olunduğunun bilinmesi lazım. Radikal kararların içinde 2. ve 3. Lig'in mali sorunlarına acil olarak destek bulunması var.
- Şeffaflık nasıl sağlanacak?
- Denetleme Kurulu’na sadece Süper Lig değil, 2. ve 3. Lig temsilcilerini de alacağız. Federasyon’un paralarının hesabını futbolu yöneten herkes bilecek.
- Kazanırsanız enkaz mı yoksa makine mi devralacaksınız?
- Enkaz dememek lazım. Türk futbolu ufak bir erozyona uğradığında basının da feryadıyla silkinir ve kendine gelir. Türkiye'de ciddi bir futbol potansiyeli var. Futbolun kalitesini yükseltmemiz, ama bunu disiplinle yapmamız lazım. Ayrıca, mevcut federasyon yönetiminin yapmış olduğu işlerin çoğunda hem fikirim.
- Peki ya Fatih Terim?
- 7 yıl birlikte çalıştım onunla. Türk futbolunun başarılı sayfalarının mimarlarından biridir. Erzik federasyonunun cephedeki adamı Terim'di. Onu çok iyi tanıyorum. Dünya standartlarında bir hoca. Kazanırsak Terim'le birlikte daha iyi şartlarda ve verimli olarak devam edeceğiz. Üstelik onunla çok daha yakın olacağım. Pprogramların hızlanması için yardımcı olacağım.
- Siz Milli Takımlar Sorumlusu iken 5. torbadan 1. torbaya çıkmıştık. Şimdi düşüyoruz...
- 2. torbaya değil de, 2. 'kur'a düştük. Türk Milli Takımı, Avrupa ve Dünya şampiyonalarının gediklisi olmak zorunda. Bunun için uğraş vereceğiz. Milli Takım’ın bu gücü ve tecrübesi var. Hakemlerimizin yurtdışında görev almalarını da sağlamak istiyoruz.
- Hakemlerimiz durumu ne olacak?
- Türk hakemliğinde kabiliyetli isimler var. Onları özgüven vererek rahatlatmamız lazım. Burada önemli olan federasyonun adaletli olması. Bu güveni vermemiz lazım.
- Her cümlenizde adalet sözü var...
- Adalet dağıttığınızı kamuya, tribüne hissettirmezseniz, herkes olaylara şüpheyle bakacaktır. Her çalınan düdüğe iki taraf da şuur altından 'Acaba?' sorusuyla yaklaşacaktır. Disiplin şu cezayı verdi, Tahkim kaldırdı, öyle oldu, böyle oldu. Salıdan, perşembeye soru işaretleri geziyor kafalarda. Böyle olursa hakemlere güven de kaybolur. Hakem eğitimlerini her ay başka bölgede yapmalıyız ve ciddi eğitim vermeliyiz. Herkesin çok beğendiği Serdar Tatlı nasıl Urfa'dan gelmişse, bizim de görevimiz, Uzunköprü'den, Kars'tan, Elazığ'dan böyle yetenekler bulmak. Hakemlerimizi rahatlatmak ve onları Avrupa'nın aranılan hakemleri arasına getirmek zor değil.
- Yabancı sayısı konusunda ne düşünüyorsunuz?
- Kişisel görüşümü söylemek zorundayım. Milli Takım'ın menfaatlerini ve Avrupa'da mücadele eden kulüplerimizi düşünmeliyim. O kulüplerin rekabet gücünü dikkate almamız lazım. Bu karışımı mutlaka bulmalıyız. Milli Takım’ı rahatsız etmeden, kulüpleri de rahatlatmamız gerekiyor.
- Hep finallerde kaybeden bir grafik çiziyoruz. Sizce neden?
- Kendine güvenen insanların yapmaması gereken hataların yapıldığını görüyorum. Bu böyle olmamalı. Başkanından, malzemecisine kadar hata yapmamamız lazım. Gücünü bilen insanlar, mutlu sona ulaşmak ister. Eğer fair-play ruhun yoksa, özgüvenin yoksa futbolda bir eksik oluşur.
- Adana gibi, İzmir gibi büyük şehirlerin Süper Lig'de takımları yok. Acı değil mi?
- Futbol Federasyonu bir şehirden, bir bölgeden takım çıkarmakla görevli değildir. Ama programlarını yaparken, gerçekten bir futbol tarlası olan bu bölgelerden yararlanmak gerekiyor. Ege ve Çukurova gerçek bir kaynaktır. 80'lerde eğitim dairesinin planları arasında bu bölgeler vardı. Ben de adaylık sonrası ilk ziyaretlerime Ege'den başladım. O insanların futbol aşkı, heyecanı, yeni tesis yapmak için can atan insanların çalışması gözümün önünden gitmiyor. Kazanırsak, Ege’yi Antalya gibi kamp bölgesi haline getirmek istiyoruz. Bu çok önemli bir proje...
- UEFA kriterleri tüm kulüplerimizi sıkıntıya sokacak...
- UEFA kriterleri dediğimiz zaman duruyoruz!.. Türk futbolunu, ülke ekonomisinde olduğu gibi IMF terbiye etmemeli. Bu ona benziyor. Futbolumuzu UEFA kriterleri terbiye etmemeli. Biz onların önünde olmalıyız. Ali Uras Federasyon Başkanı ve ben onun yöneticisiyken 3 puan sistemini dünyada uygulayan ikinci ülkeydi Türkiye. Demek ki Türk insanının aklı, vizyonu var. Biz bu olayları çözeriz. Disiplinli olacağız, taviz vermeyeceğiz ve tüm kulüplerimizi dünya standartlarına getireceğiz.
- Şiddetle ilgili ne gibi projeleriniz var?
- Her ceza kararı ya indiriliyor ya kaldırılıyor. Bu adalet duygusunu sarsar. Bunun önüne geçersek şiddet konusu gündeme gelmez. O cezayı kaldırttıran bunu da halletmiştir gibi duygulara kapılır insanlar. Kurullardaki hiç kimsede forma, bölgecilik; kafasında da önyargı olmayacak. Diyet ödeyecek bir durumum olmayacak. Kurulları tavizsiz seçeceğim.
1-) Adalet dağıtmaya geliyoruz. Futbol Federasyonu’nun adil olduğunu herkes bilecek. Takımcılık, bölgecilik, hemşehricilik olmayacak...
2-) Radikal kararlara hazır olun. Büyük değişiklikler yapacağız. Güçlü mali disiplin herkes tarafından anlaşılacak. Paraların hesabını herkes bilecek.
3-) Kazanırsak, Milli Takım’da Fatih Terim ile devam edeceğiz. Türk hakemleri de dünyada maç yönetir hale gelecek. Kaliteyi yükselteceğiz...
4-) Futbolda ciddi bir potansiyel var; ama disipline etmemiz lazım. Yabancı sayısı hem Milli Takım, hem kulüplerin çıkarlarına göre belirlenecek.
Röportaj: Mustafa Ersoy
Kaynak:
HERKESİN Haluk Ulusoy döneminde Milli Takımlar Sorumlusu olarak tanıdığı Ayhan Bermek, Federasyon Başkanı olursa camiayı nelerin beklediğini star’a anlattı...
- Ayhan Bermek’in aday olması için zamanlama uygun mu?
- Bana göre uygun. Daha önceki deneyimlerim, birikimlerim, spor camiasının içinde olmam zamanın uygun olduğunu gösteriyor. 12 yıl Asbaşkanlık ve Milli Takımlar Sorumluluğu yaptım. Bu birikimleri kullanmanın zamanı geldi diye düşünüyorum...
- Sayın M.Ali Şahin'in açıklamalarından sonra bir takım yorumlar geldi. 'İşaret edildi', 'Başkan belli oldu', 'Kaos devam edecek' deniliyor. - Yorumların hür olduğuna inanıyorum. Yorumlara bakarak bu işe soyunmadık. İnsanlar bana inandılar. Herkesin desteğini aldım. Kimseden icazet almıyorum. Bir geçmişim, birikimim var... Adalet ve şeffaflık diyerek bir şeyler anlatmaya çalışıyorum. Bu önemli bir mesaj. Siyasetçiler yanımda ama işadamları da spor adamları da yanımda. Kimse kaos beklemesin. Kimseye diyet borcumuz olmayacak.
- Önünüzü kesmek isteyenler var mı?
- Elbette var. Oy hakkı olmasa da önümü kesmek isteyen var. Bunun içinde medya mensupları da var. Adil ve şeffaf bir düzenin kurulmasını istemeyenler var. Çünkü federasyonun rantından yararlanmak istiyorlar..
- Acı bir reçeteniz var mı?
- Buna acı reçete demeyelim. Ama kararlı ve radikal tutumlarım olacaktır. Futbolun bütünlüğü, kurumsal yapının devamı çok önemli. Değerli dostum Levent Bıçakcı’ya olur da kazanırsam çalışma teklif ettim. Kendisine destek vererek İsviçre dosyasını birlikte sürdürmeyi rica ettim. O da bu konuya devam edeceğini beyan etti. Ben, yapım, yaşım ve tecrübem olarak herkesi içtenlikle kucaklayacak ve eşit mesafede olacak durumdayım.
- Radikal tedbirler derken, nelerden söz ediyorsunuz?
- Öncelikle kuvvetli mali disiplin herkes tarafından anlaşılacak. Futbolun hukukunun oturduğunu, Futbol Federasyonu'nun her biriminde adalet dağıtıldığını, herkese eşit mesafede olunduğunun bilinmesi lazım. Radikal kararların içinde 2. ve 3. Lig'in mali sorunlarına acil olarak destek bulunması var.
- Şeffaflık nasıl sağlanacak?
- Denetleme Kurulu’na sadece Süper Lig değil, 2. ve 3. Lig temsilcilerini de alacağız. Federasyon’un paralarının hesabını futbolu yöneten herkes bilecek.
- Kazanırsanız enkaz mı yoksa makine mi devralacaksınız?
- Enkaz dememek lazım. Türk futbolu ufak bir erozyona uğradığında basının da feryadıyla silkinir ve kendine gelir. Türkiye'de ciddi bir futbol potansiyeli var. Futbolun kalitesini yükseltmemiz, ama bunu disiplinle yapmamız lazım. Ayrıca, mevcut federasyon yönetiminin yapmış olduğu işlerin çoğunda hem fikirim.
- Peki ya Fatih Terim?
- 7 yıl birlikte çalıştım onunla. Türk futbolunun başarılı sayfalarının mimarlarından biridir. Erzik federasyonunun cephedeki adamı Terim'di. Onu çok iyi tanıyorum. Dünya standartlarında bir hoca. Kazanırsak Terim'le birlikte daha iyi şartlarda ve verimli olarak devam edeceğiz. Üstelik onunla çok daha yakın olacağım. Pprogramların hızlanması için yardımcı olacağım.
- Siz Milli Takımlar Sorumlusu iken 5. torbadan 1. torbaya çıkmıştık. Şimdi düşüyoruz...
- 2. torbaya değil de, 2. 'kur'a düştük. Türk Milli Takımı, Avrupa ve Dünya şampiyonalarının gediklisi olmak zorunda. Bunun için uğraş vereceğiz. Milli Takım’ın bu gücü ve tecrübesi var. Hakemlerimizin yurtdışında görev almalarını da sağlamak istiyoruz.
- Hakemlerimiz durumu ne olacak?
- Türk hakemliğinde kabiliyetli isimler var. Onları özgüven vererek rahatlatmamız lazım. Burada önemli olan federasyonun adaletli olması. Bu güveni vermemiz lazım.
- Her cümlenizde adalet sözü var...
- Adalet dağıttığınızı kamuya, tribüne hissettirmezseniz, herkes olaylara şüpheyle bakacaktır. Her çalınan düdüğe iki taraf da şuur altından 'Acaba?' sorusuyla yaklaşacaktır. Disiplin şu cezayı verdi, Tahkim kaldırdı, öyle oldu, böyle oldu. Salıdan, perşembeye soru işaretleri geziyor kafalarda. Böyle olursa hakemlere güven de kaybolur. Hakem eğitimlerini her ay başka bölgede yapmalıyız ve ciddi eğitim vermeliyiz. Herkesin çok beğendiği Serdar Tatlı nasıl Urfa'dan gelmişse, bizim de görevimiz, Uzunköprü'den, Kars'tan, Elazığ'dan böyle yetenekler bulmak. Hakemlerimizi rahatlatmak ve onları Avrupa'nın aranılan hakemleri arasına getirmek zor değil.
- Yabancı sayısı konusunda ne düşünüyorsunuz?
- Kişisel görüşümü söylemek zorundayım. Milli Takım'ın menfaatlerini ve Avrupa'da mücadele eden kulüplerimizi düşünmeliyim. O kulüplerin rekabet gücünü dikkate almamız lazım. Bu karışımı mutlaka bulmalıyız. Milli Takım’ı rahatsız etmeden, kulüpleri de rahatlatmamız gerekiyor.
- Hep finallerde kaybeden bir grafik çiziyoruz. Sizce neden?
- Kendine güvenen insanların yapmaması gereken hataların yapıldığını görüyorum. Bu böyle olmamalı. Başkanından, malzemecisine kadar hata yapmamamız lazım. Gücünü bilen insanlar, mutlu sona ulaşmak ister. Eğer fair-play ruhun yoksa, özgüvenin yoksa futbolda bir eksik oluşur.
- Adana gibi, İzmir gibi büyük şehirlerin Süper Lig'de takımları yok. Acı değil mi?
- Futbol Federasyonu bir şehirden, bir bölgeden takım çıkarmakla görevli değildir. Ama programlarını yaparken, gerçekten bir futbol tarlası olan bu bölgelerden yararlanmak gerekiyor. Ege ve Çukurova gerçek bir kaynaktır. 80'lerde eğitim dairesinin planları arasında bu bölgeler vardı. Ben de adaylık sonrası ilk ziyaretlerime Ege'den başladım. O insanların futbol aşkı, heyecanı, yeni tesis yapmak için can atan insanların çalışması gözümün önünden gitmiyor. Kazanırsak, Ege’yi Antalya gibi kamp bölgesi haline getirmek istiyoruz. Bu çok önemli bir proje...
- UEFA kriterleri tüm kulüplerimizi sıkıntıya sokacak...
- UEFA kriterleri dediğimiz zaman duruyoruz!.. Türk futbolunu, ülke ekonomisinde olduğu gibi IMF terbiye etmemeli. Bu ona benziyor. Futbolumuzu UEFA kriterleri terbiye etmemeli. Biz onların önünde olmalıyız. Ali Uras Federasyon Başkanı ve ben onun yöneticisiyken 3 puan sistemini dünyada uygulayan ikinci ülkeydi Türkiye. Demek ki Türk insanının aklı, vizyonu var. Biz bu olayları çözeriz. Disiplinli olacağız, taviz vermeyeceğiz ve tüm kulüplerimizi dünya standartlarına getireceğiz.
- Şiddetle ilgili ne gibi projeleriniz var?
- Her ceza kararı ya indiriliyor ya kaldırılıyor. Bu adalet duygusunu sarsar. Bunun önüne geçersek şiddet konusu gündeme gelmez. O cezayı kaldırttıran bunu da halletmiştir gibi duygulara kapılır insanlar. Kurullardaki hiç kimsede forma, bölgecilik; kafasında da önyargı olmayacak. Diyet ödeyecek bir durumum olmayacak. Kurulları tavizsiz seçeceğim.