Aygün'den Zana ve Öcalan'a duyuru
Abone olLeyla Zana ve arkadaşlarının şok ilanının yankıları sürüyor. Zana'ya en sert tepkiyi gösterenler arasında ATO Başkanı Sinan Aygün de var. Aygün dava açılmasını istedi.
Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün, Herald Tribune
ve Le Monde gazetelerine verilen ilanı kınadığını belirterek, ''Bu
ülkeyi Zana ve Öcalan gibilere böldürülmeyeceğimizi herkesin
bilmesini isterim. Bu insanların ivedilikle yargı önüne çıkması
gerekiyor'' dedi. Türk Ocakları Genel Merkezi ve ATO tarafından
ortaklaşa düzenlenen ''21. Yüzyılda Türkiye: Geleceğe Bakış''
sempozyumu ATO Konferans Salonu'nda yapıldı. Sempozyumun açılışında
konuşan ATO Başkanı Sinan Aygün, Türkiye'nin AB'ye tam üyelik
konusuna değinirken, AB sürecinin 17 Aralık'ta yeni başlamış
olacağını söyledi. ''17 Aralık'ta cin şişeden çıkacak. Bu cinin iyi
huylu bir cin olacağına inanmıyorum'' diyen Aygün, 17 Aralık'ta
Türkiye'ye müzakere tarihi verilse bile bunun bir ''oyalama
tarihi'' olacağını savundu. Türkiye'nin sonunun AB'ye tam üyelik
değil, ''tam kölelik'' olacağını düşündüğünü savunan Aygün, AB'nin
Türkiye'ye karşı iyi niyetli bir tutum içinde bulunmadığını ifade
etti. AB'ye tam üyelik sürecinde Türkiye'nin başka hiçbir ülkenin
yaşamadığı dayatmalarla karşı karşıya kaldığını antatan Aygün,
şöyle konuştu: ''Avrupa ülkelerine gitmek için gece yarılarından
itibaren kuyruklara giriyoruz. Avrupa ülkelerindeki ihalelere
giremiyoruz, bu ülkelere yeterince mal satamıyoruz. AB'ye
üyeliğimiz için en iyimser tarih 2020. 17 Aralık'ta müzakere tarihi
alınmazsa 18 Aralık'tan itibaren Gümrük Birliği'nden çıkmamız rahat
ticaret yapmamız için daha iyi diye düşünüyorum.'' ''ZANA'YA DAVA
AÇILMALI'' Konuşmasında Leyla Zana ve arkadaşları tarafından Herald
Tribune ve Le Monde gazetelerine verilen ilanı da hatırlatan ATO
Başkanı, Zana ve arkadaşlarına acilen savcılıkların soruşturma
açması gerektiğini söyledi. Aygün, ''Bu ülkeyi Zana ve Öcalan
gibilere böldürülmeyeceğimizi herkesin bilmesini isterim. Bu
insanların ivedilikle yargı önüne çıkması gerekiyor'' dedi. AB'den
gelen herkesin ülkenin başka bir şehrine değil de Diyarbakır'a
gitmek istemesinin de iyi niyetli bir davranış olmadığını ifade
eden Aygün, ''17 Aralık yaklaştıkça bütün şer güçler ortaya çıkmaya
başladı. Beyninin arkasında Kürdistan var bu adamların'' diye
konuştu. Avrupa ülkelerinde yayınlanan ve Türkiye'yi küçük düşeren
haber ve karikatürleri de gösteren Aygün, ''Atatürk bu ülkeyi
kurtarırken AB ile mi kurtardı? Bunlara karşı dimdik durmalı ve
müzakere tarihi verilmezse acilen Gümrük Birliği'nden çıkmalıyız''
diye konuştu. DİĞER KONUŞMACILAR Türk Ocakları Genel Başkanı Nuri
Gürgür de AB'nin sadece ekonomik bir birliktelik olmadığını, AB
anayasasında Birliğin dini kurumlarla ilişkisini yoğun biçimde
sürdüreceğine dair maddelerin bulunduğunu söyledi. Türk kimliği ile
AB kimliğinin farklı olduğunu ifade eden Gürgür, Avrupalılar'ın
zihninin arkasında Türkler'le ilgili korkuların bulunduğunu,
Türkiye'nin de bu gerçeği görmemezlikten gelmemesi gerektiğini
kaydetti. Sempozyumun ''İktisat'' başlıklı oturumunda konuşan
Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Veysi Seviğ ise AB
olgusunun yeni bir olgu olmadığını, bu olgunun Fatih Sultan
Mehmet'in İstanbul'u fethinden 200 yıl öncesine dayandığını dile
getirdi. Türk ve Avrupalı'nın farklı olduğunu vurgulayan Seviğ,
''Chirac hepimizin Bizans'ın torunları olduğunu söyledi. Ben bunu
asla kabul etmiyorum'' dedi. Finans Uzmanı Uğur Civelek de
Türkiye'nin halen çok ciddi yapısal sorunları bulunduğunu, büyüme
göstergelerinin gerçeği yansıtmadığını, bütçe ve istihdam
konularında büyük sorunların bulunduğunu, yöneticilerin de günü
kurtarmaya çalıştıklarını söyledi. Civelek, Türkiye'nin yatırım
yapabilir bir hale gelebilmesi için dışa açık büyümeden vazgeçmesi
ve yapısal sorunlarını çözmesi gerektiğini sözlerine ekledi.