Aygün'den ilginç benzetme
Abone olAnkara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün, "IMF, Dünya Bankası ve AB'nin dayatmaları tarımın Annan planıdır" dedi.
Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün, ''IMF, Dünya Bankası ve AB'nin dayatmaları tarımın Annan planıdır'' dedi. Aygün, ATO ve Türkiye Ziraatçılar Derneği (TZD) tarafından düzenlenen ''3. Ulusal Tarım Kongresi''nde yaptığı konuşmada, Türk tarımının geldiği noktayı değerlendirdi. ''IMF, Dünya Bankası ve AB'nin dayatmaları tarımın Annan planıdır'' diyen Aygün, ''Şu anda Kıbrıs'ta nasıl politikalar uygulanıyorsa, bu Türk tarımının bitiyor olması demektir. Biz Avrupa'nın, Amerika'nın nohutunu, mercimeğini istemiyoruz'' diye konuştu. Büyüme rakamlarını da değerlendiren Aygün, ''Türkiye büyüyecek tabii, büyümesi lazım. Ufaktan büyüğe geçti. 3 yıl evvel kaybettiklerimizi geri almaya çalışıyoruz. Tabii bu olumlu bir gelişme'' dedi. Son 10 ayda işsiz sayısının 600 bin arttığını ifade eden Aygün, Türkiye'nin ithalatla büyüdüğünü, çünkü döviz fiyatlarının düşük olduğunu söyledi. Aygün, şunları kaydetti: ''İhracat yüzde 30 artarken, ithalat yüzde 40 arttı. Yani Türkiye'nin cebinden döviz çıkmaya başladı. Hiçbir siyasi partinin üyesi değilim, olmayı da düşünmüyorum. Buna rağmen geçmişte bazı kesimler beni felaket tellallığıyla bazı kesimlerde muhalefetle suçladı. Unutulmamalıdır ki bu ülkede 80 yıl sonra esnaf sokağa döküldü. Esnaf sokağa dökülmüşse demek ki bu politikalarda bir yanlışlık vardı.'' ''TEKEL CAYIR CAYIR PARA KAZANIYOR'' Özelleştirmeleri de eleştiren Aygün, ''TEKEL cayır cayır para kazanıyor. Türk Telekom bu yıl 1 milyar dolar kazandı. TEKEL'den gelecek para bu ülkenin vereceği 13 günlük faize denk geliyor. Bizim ulusal politikalar izlememiz lazım. Avrupa'ya yüzümüzü dönerken, bunu tarımı yok ederek, Kıbrıs'ı vererek yapmayalım'' dedi. TÜSİAD Başkanı Tuncay Özilhan'ın Kıbrıs'ın verilmesi yönünde bir açıklama yaptığını ileri süren Aygün, bunun bir sonunun olmadığını söyledi. Aygün, muasır medeniyetlere hükümetle, iktidarla çalışarak, kazanarak, üreterek ve üretilen buğday ve lastikle girmek istediklerini ifade etti. Aygün, ''Gecenin en karanlık olduğu zaman, gündüze en yakın olduğu zamandır. İnşallah tanyeri ağaracak, aydınlık günlere gideceğiz'' diye konuştu. TZD BAŞKANI YETKİN TZD Başkanı İbrahim Yetkin ise Türkiye'de 17-18 yıldır uygulanan IMF politikalarının, üretimde tüketim alışkanlığını getiren politikalar olduğunu ve bu politikaların Türkiye'nin hayrına olmadığını savundu. Yetkin, gelinen noktada Türk tarımının çok kan kaybettiğini, bu kötü gidişin 1980 sonrasındaki küreselleşme rüzgarının ve IMF, Dünya Bankası gibi kuruluşların planlı politikalarının bir sonucu olduğunu söyledi. Türkiye'nin iddialı olduğu tarım ürünlerinde bile tartışılır duruma geldiğini belirten Yetkin, tarımın stratejik bir sektör olduğunu ve desteklenmesi gerektiğini kaydetti. Tarımın bir ülkenin bağımsızlığıyla direk ilgili olduğunu ifade eden Yetkin, bu hükümet döneminde kırsal destek projesi, hayvancılığın desteklenmesi ve tarımsal kredi faizlerinin düşürülmesi gibi uygulamaları olumlu bulduğunu söyledi. Yetkin, şunları kaydetti: ''Mevcut duruşu tartışmak zorundayız. Türkiye'de üretim seferberliği yapılmalıdır. Tarımın temel sorunu kaynaktır. Çiftçiyi tarlaya döndürecek önlemlerin en kısa sürede alınması gerekir. Eğer tarıma dayalı KİT'ler zarar ediyorsa ilgili olmayan kuruluşlara değil, ilgilisine verilsin. Türkiye bu politikalardan derhal vazgeçmelidir. Artık niyet mektupları verilmemelidir. Kırsal kesimde kooperatifçilik şeklinde bir örgütlenmeye gidilmelidir.'' Yetkin, önümüzdeki günlerde ''Ulusal Tarım Platformu'' adı altında bir platform kurarak, gerekli çalışmaları yapacaklarını da sözlerine ekledi. PANKOBİRLİK BAŞKANI PANKOBİRLİK Başkanı Recep Konuk da, tarım sektörünün 1980 yılından itibaren giderek küçüldüğünü söyledi. Bu yılın son 9 ayında sektörün binde 5 oranında küçüldüğünü ifade eden Konuk, ''Ülkemizde en büyük problem tarımsal alanda yaşanmaktadır'' diye konuştu. Tarım sektörünün büyüyebilmesi için mutlaka desteklenmesi gerektiğini vurgulayan Konuk, bu desteklerin de uluslararası kuruluşların direktifleriyle değil, ulusal bir programla yapılması gerektiğini söyledi. Tarımsal KİT'lerdeki özelleştirmeye de değinen Konuk, şeker fabrikalarının özelleştirilmesinde sektörde tecrübeli PANKOBİRLİK'in katılımıyla gerçekleştirilmesi gerektiğini söyledi. Kongreye, Devlet Bakanı Beşir Atalay, Hak-İş Başkanı Salim Uslu, DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, DYP Genel Başkan Yardımcısı Saffet Arıkan Bedük, Eski Tarım Bakanı Hüsnü Yusuf Gökalp, TEMA Mütevelli Heyeti Başkanı Hayrettin Karaca ile sektör temsilcileri, milletvekilleri ve çiftçiler katılıyor.