Aygün'den GAP uyarısı
Abone olAnkara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün, "Türk rüyası GAP, kabusa dönüyor" dedi. ATO tarafından hazırlanan GAP Raporu’nda çarpıcı iddialar var.
ATO Başkanı Aygün, işsizlik ve gelir dağılımının
düzeltilebilmesi için Türkiye’nin bütün güç ve kaynağını GAP’a
ayırması gerektiğini vurguladı, bölge halkının yeterli toprağa
sahip olmaması nedeniyle proje yatırımlarının başka bölgeler ya da
yurt dışından gelen girişimcilerce yapıldığını belirterek, şöyle
dedi: "Bu nedenle başta İsrail olmak üzere başka ülkelerden gelen
girişimciler bu bölgeden toprak alıyor. Bu durum milli
güvenliğimizi de tehdit ediyor. Aslolan bölge halkını
zenginleştirecek bir toprak reformu ve arkasından yerel
girişimcilerin önünün açılmasıdır. Aksi halde, gelecekte GAP zengin
yabancılar türeyecek, bölge halkı fakirliğe mahkum kalacaktır."
KAYNAK İHTİYACI 16 MİLYAR DOLAR ATO’nun "Türk Rüyası: GAP"
raporunda, 9 ili kapsayan GAP için bugüne kadar 16 milyar dolar
harcanmış olmasına karşın tamamlanabilmesi için 16 milyar dolara
daha ihtiyaç olduğu belirtildi. Projenin 2010 yılında bitirilmesi
öngörülürken, sulama yatırımlarının 2040 gibi çok uzak bir
gelecekte tamamlanabileceği ifade edildi. Raporda, "Proje
tamamlandığında 1.7 milyon hektarlık alanın sulanması planlanırken,
sulama projelerinin sadece yüzde 13’ü gerçekleştirilerek 222 bin
hektar alan sulamaya açıldı" denildi. GAP Uluslararası Kargo
Havaalanı’nın ve Gaziantep- Şanlıurfa ve Şanlıurfa’yı Mardin
üzerinden Habur’a bağlayacak otoyolun tamamlanmadığına işaret
edilen raporda, demiryolu yatırımlarının ise hiç başlamadığı
kaydedildi. ÇÖLLEŞME TEHLİKESİ Yeterli drenaj kanallarının
bulunmamasının bölgeyi çölleşme tehlikesiyle karşı karşıya
bıraktığı uyarısı yapılan Raporda, şu saptamalar yer aldı: "Suya
kavuşan alanların büyük kısmını kapsayan Urfa- Harran Ovası’nda
aşırı sulama nedeniyle verim artışı değil, toprak kaybı yaşandı.
130 bin hektarlık ovanın 30 bin hektarı yani 4’te birinden fazlası
aşarı sulamanın toprakta neden olduğu tuzlanma yüzünden tarım
yapılamaz hale geldi. Uzmanlar, tuzlanan toprağı bir daha geriye
kazanmanın ise mümkün olmadığını söylüyor. Bugüne kadar 6 bin
hektarlık alanda drenaj çalışması tamamlanabildi. Harran Ovası’nın
Suriye sınırı boyunca arazilerde artık tarım yapılamiyor. Taban
suyunun yükselmesi yalnızca tarım arazilerini değil, bölgedeki
binaları da etkiliyor." Raporda, GAP Master Planı’nda Harran
Ovası’nda en fazla yüzde 20 olması öngörülen pamuk ekiminin yüzde
85’lere yükseldiği, bunun da tuzlanma sorununu da beraberinde
getirdiği kaydedildi. ATATÜRK BARAJI TEHDİT ALTINDA Raporda, GAP
kapsamındaki bölgenin 7 milyon hektarlık alanının erozyon
tehlikesiyle karşı karşıya bulunduğuna da dikkat çekildi. Atatürk
Barajı’nın büyük tehlike altında olduğu belirtilen raporda,
yağışlarla birlikte toprakların akarsularla baraj gölüne taşındığı
anlatıldı. Raporda, Atatürk Barajı Gölü’nün de Adıyaman
kanalizasyon ve atık suyu nedeniyle hızla kirlendiği saptaması
yapıldı. Raporda bölgenin aldığı göç sayısı 9 bin 449 iken verdiği
göç sayısının 219 bin 339 olduğuna dikkat çekilirken, "Bu rakam
Sinop, Bilecik büyüklüğünde bir ilin nüfusu kadar bölgeden nüfus
kayması olduğuna işaret ediyor. Diğer yandan 9 milyona ulaşacağı
tahmin edilen bölge nüfusu 6.4 milyonda kaldı" denildi. Toprak
reformunun gerçekleştirilmemesi nedeniyle bölge halkının projeyi
sahiplenmediği anlatılan raporda, bölgedeki çiftçi ailelerin yüzde
8’inin bölge toprağının yarısını kontrol ederken, yüzde 41’inin 5
hektar ya da daha az toprağa sahip durumda olduğu kaydedildi. SU
SAVAŞLARININ SICAK BÖLGESİ Türkiye’nin mevcut durumda yüzde 89 su
katkısı sağladığı Fırat Nehri’nden yüzde 35 oranında kullanım
gerçekleştirdiği, ancak projenin tamamlanmasıyla hem Fırat hem de
Dicle Nehri’nden su kullanımlarının artacaaağı ve Türkiye’nin
toplam su potansiyelinin yüzde 29’unun bu nehirler tarafından
kontrol altına alınacağı anlatıldı. Raporda, "Projenin
tamamlanmasıyla birlikte Fırat ve Dicle Havzası su savaşlarının en
sıcak bölgesi olacak" denildi. ATO, bölge kalkınma ajanları
kurulmasını öngören TBMM gündemindeki tasarıyı da eleştirerek, GAP
İdaresi’nin kapatılmasıyla, "GAP’ın hafızasının yok olacağı"
savunuldu. Bölgesel kalkınma ajansı ile Güneydoğu Anadolu
Bölgesi’nin 3 farklı bölgeye ayrılmasının da bölünme sürecini
başlatacağı ileri sürüldü.