Aygün: kışkırtan Roj TVdir.
Abone olAygün yaptığı açıklamada meydana gelen son olayalara ayaklanma; ayaklananlarada çapulcu dedi.
Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün, Diyarbakır'da
meydana gelen son olayları değerlendirirken orada yaşananları bir
''ayaklanma'' olarak nitelendirdi. Aygün, ''Artık bunu görmemiz
lazım'' dedi.
ATO Başkanı Aygün, Adalet Bakanı Cemil Çiçek'in de katıldığı Aylık
Olağan Oda Meclisi Toplantısında bir konuşma yaptı. Konuşmasında
Diyarbakır ve güneydoğuda son yaşanan olaylara değinen Aygün, bu
olaylar nedeniyle iş alemi olarak önlerini göremediklerini
söyledi.
Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir'in cenazeleri kaldırılan
teröristler için ''acımız 14'dü, 16'ya çıktı'' yönünde sözler sarf
ettiğini belirterek, bu durumu eleştiren Aygün, ''14 tane dağda
öldürülen eşkıyaya maalesef Diyarbakır Belediye Başkanı sahip
çıkıyor'' dedi.
Nevruz'da hükümetin Türk bayrağı dışında bayrak açılmayacağını
öylemesine rağmen yapılan eylemlerde bir tane Türk Bayrağı'na
rastlanmadığını söyleyen Aygün, ''Sadece PKK terör örgütünün
paçavraları, bezleri ortada geziyor. Peki bunlara ceza uygulandı
mı? Böyle bir kısıtlama var mı? Bunlara ne yapıldı?'' diye
sordu.
Ankara'da bile terör örgütü elebaşısının resimleri ile terör
örgütünün bez parçalarının Sıhhiye bulvarına asıldığını anlatan
Aygün, şunları söyledi:
''Fotoğraflardan benim sayabildiğim kadarıyla burada bine yakın
bayrak var. Ben Sayın Bakanım'dan bin kişinin eline kelepçe vurulup
cezaevine konulmasını istiyorum. Büyük devletler bunu yapar. İşte
bunlar cezalarını çekmedikçe, biz ekonomide önümüzü göremiyoruz.
İki gündür Diyarbakır'da olaylar var. Yani bunlar bir kalkışmadır.
Bunlar bir ayaklanmadır, bunu artık görmemiz lazım. Yine Demokratik
Toplum Partisi (DTP) İl Başkanı diyor ki (Siirt'te kepenkleri
açtırmadım) Yani dükkan kapattırmış, inanıyorum ki 7-8 bin tane
esnafımızın hiçbiri DTP'li değil. Ben oda başkanıyım, ben bile
esnafa kepenk kapattıramam. (Kepenkleri kapatın) diyemem. Bu
suçtur. Sayın Bakanım bunu bir ihbar kabul etsin, esnafın dükkanını
kapattıran DTP İl Başkanı hakkında işlem yapılmasını talep
ediyoruz.
Bunlar bizim moralimizi bozmuyor Sayın Bakanım, bunlar bizim
önümüzü görmemizi engelliyor. Bunlar bizim geleceğimizi karartıyor
ki maalesef polisimizin ve adliyemizin eli kolu bağlanmış
vaziyette. İçine büyük bir özlemle girmeye çalıştığımız Avrupa
Birliği, Fransa'da bakın neler yapılıyor.''
''DİYARBAKIR'DAKİ OLAYLARIN MÜSEBBİBİ AB''
Diyarbakır'da, güneydoğudaki olayların başlamasının müsebbibi ve
Diyarbakır bölgesinin yıllardır kanayan yarasının sebebinin Avrupa
Birliği olduğunu da öne süren Aygün, ''(Efendim düşünce özgürlüğü,
ifade zgürlüğü) yok böyle bir şey'' dedi.
Özgürlüğün Türk ulusuna, polisine esnafına zarar verme biçiminde
algılanamayacağını da anlatan Aygün, kalkışmada bulunan yaklaşık 2
bin kişi ile 70 milyonluk Türkiye başa çıkamıyorsa bunun oturulup
düşünülmesi gerektiğini bildirdi.
Aygün, ''Bunların hepsini de ben çapulcu addediyorum, hiç
önemsemiyorum bunları. Sadece ve sadece sesleri çıkıyor, medyada
yer alıyorlar'' diye konuştu.
Bölgede, 3 vatandaşın öldüğünü, 250 kişinin yaralandığını ve
yaklaşık 600 kişinin de tutuklandığını belirten Aygün, ''Öyle bir
belediye başkanı ki düşünün 56 belediye ile birleşerek Türkiye'yi
hiçe sayarak Avrupa'ya, Amerika'ya gidiyor, oraya mesajlar veriyor.
Bu da suçtur. Sen bu ülkenin belediye başkanısın Sayın Osman
Baydemir... Sen Türkiye Cumhuriyeti yasalarını çiğneyemezsen. Sen
buradaki Adalet, İçişleri Bakanlarını görmezden gelemezsin. Tek
başına bağımsız hareket etme hakkın da yok. 56 belediye başkanıyla
gidip Türkiye'yi şikayet etmeye hakkın yok'' dedi.
''ROJ TV KIŞKIRTIYOR''
Danimarka hükümetinin terör örgütü yanlısı Roj TV'nin yayınlarına
izin vermesini de konuşmasında eleştiren Aygün, bölgedekilerin Roj
TV'nin kışkırtması ile ayaklandıklarını söyledi.
İşadamları olarak huzur ve güven istediklerini ve ülkenin
bölünmemesi için ellerinden gelen ne varsa yapmaya hazır
olduklarını belirten Aygün, şunları söyledi: ''Diyarbakır, o bölge
Türkiye'den ayrı bir bölge değildir. Ki kimin aklında böyle bir
zihniyet varsa, (Federe yapı. Söylüyorlar kendileri, gazetelere
ilan da veriyorlar) böyle bir niyet varsa, bunu akıllarından
çıkarsınlar.
''BARZANİ BABALARI BEKLİYOR''
Çok mu istiyorlar, eğer Kürt'üz diyorlarsa, gitsinler Barzani
Baba'ları orada bekliyor, ona ilhak etsinler. Biz Gücüyüz
diyorlarsa, Gürcistan orda oraya gitsinler. Ben Ermeni'yim
diyorlarsa, Ermenistan orada hazır. Ama şu bilinsin ki bu ülkeden
bir metrekare toprağı hiçbir kimse, hiçbir şekilde, arkalarında AB
gibi ağababaları olmasına rağmen, bizden kopartamayacak. Bunu
bilmelerini istiyorum.
13 yaşındaki bin tane çocuğun bugün evvelsi gün Türkiye'yi germeye
hakkı yoktur. Bizim ufkumuzu, görüşümüzü, bizim şevkimizi, üretimi,
yapmayı düşündüğümüz yatırımı kırmaya hakkı yoktur. Bizim
hayallerimizi yıkmaya kimsenin hakkı yok.''
Çocuk suçlu tarifinin yeniden yapılmasını da isteyen Aygün,
akşamları televizyon izlerken ''polislerin dövüldüğü, darp edildiği
ve kovalandığını'' gördüğünde utandığını söyledi. Eskiden polis
hırsızları kovalarken, şimdi hırsızların, darpçıların polisi
kovaladığını ifade eden Aygün, bunun nereye kadar süreceğini
sordu.
''YEŞİL PASAPORT İSTİYORUZ''
Konuşmasında Türkiye'ye vize uygulayan ülkeleri de eleştiren Aygün,
şimdi vize işlemleri için oda sicil kaydından, vergi levhası ve
SSK'ya giriş bildirgesi fotokopisine, banka cüzdanından, tapu
fotokopisine kadar birçok belge istendiğini anlattı.
Aygün, şimdi yeni çıkan bir uygulama daha bulunduğunu, bunun ise
kredi kartı ekstresinin istenmesiyle ilgili olduğunu belirterek,
''(Kredi kartı harcamalarını getir) diyorlar. Kredi kartı
ekstresini götürüyorsunuz. (Acaba ne para harcıyor burada.) Benim
orda özel yaşantım var. Belki benim orda çocuğumun, karımın
görmeyeceği harcamalarım var. Ona bile bakıyor İtalyan konsolosu .
B Bu mudur insan hakları'' dedi.
Aygün, işadamlarına yeşil pasaport verilmesini de istedi.
Kaynak: www.milliyet.com