Aygün AK PARTİYİ VURDU

ATO Başkanı Sinan Aygün yaptığı yazılı açıklamada, bugün Meclis'te AKP sıralarında oturan 3'ü başbakan yardımcısı olmak üzere 9 bakan, 1 Meclis Başkanı, toplam 49 AKP'li milletvekilinin 2000 yılında cumhurbaşkanını halkın seçmesi için yasa teklifi verdiklerini söyledi.

Yasa teklifinin altında Meclis Başkanı Bülent Arınç, Başbakan yardımcıları Abdüllatif Şener, Abdullah Gül ve Mehmet Ali Şahin'in de imzaları bulunduğunu kaydeden Aygün, şunları kaydetti:

''2000 yılı Şubat ayında Fazilet Partili milletvekilleri Meclis'e, cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesini öngören bir yasa teklifi sunmuşlardı. Teklifin altında imzası bulunan Fazilet Partili milletvekillerinden 49'u bugün Meclis'te AK Parti sıralarında oturuyor. Üstelik bu milletvekillerinden 9'u mevcut hükümette bakan, üçü başbakan yardımcısı, biri de Meclis Başkanı Bülent Arınç...''

AK Parti'nin, 2002 genel seçimlerinde sandığa giden seçmenlerin yüzde 34'ünün, kayıtlı seçmenlerin ise yüzde 26'sının oyunu alarak iktidara geldiğini hatırlatan Aygün, şöyle devam etti:

''AK Parti milletvekillerinin oylarıyla seçilecek bir cumhurbaşkanının meşruiyet sorunu olacağı tartışılıyor. Bu tartışmalara noktayı koymak için Cumhurbaşkanı'nın halk tarafından seçilmesinin yolunu açmak lazım.''

HALK SEÇMEYİ BİLMEZ Mİ?
Aygün, cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi çağrılarını ''hedef saptırma'' olarak değerlendiren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, sözlerini de şöyle değerlendirdi:

''Sayın Başbakan (Birlik ve beraberliği sağlayacak bir kişi olmalı) diyor. Halk birlik ve beraberliğini sağlayacak kişiyi seçmeyi bilemez mi? Cumhur'un sözlük anlamı 'halk'... Cumhurbaşkanı, 'halkın başkanı' demek... Bırakın, halkımız kendi başkanını kendisi seçsin. Cumhurbaşkanlığı tartışmalarına son verecek formül, seçme yetkisini asıl sahibi olan halka teslim etmektir.''

ARINÇ'IN 2000 YILINDAKİ SÖZLERİ
Aygün, açıklamasında, TBMM'nin 29 Mart 2000 tarihli oturumunda FP
adına söz alan ve cumhurbaşkanının yetkilerinin genişliğinden söz eden
Bülent Arınç'ın şu sözlerini de aktardı:

''Bizim, Fazilet Partisi olarak, daha sonra da DYP milletvekili arkadaşlarımızca imzalanan ve Meclis komisyonlarında görüşülen halk seçsin teklifimiz belki, çok meseleyi halledebilecek, arkasında halk desteğine sahip bir cumhurbaşkanının, bu yetkileri, çok daha isabetli olarak kullanabileceği teklifimiz gözardı edildi ve maalesef, oylamada kabul edilmedi. Oysa, cumhurbaşkanını halkın seçmesinin, belki de, bu dönemden başlayarak, Türkiye'de, gayet doğru ve haklı bir uygulama olabileceği düşünülmeliydi.''
Arınç'ın sözlerini yorumlayan Aygün, şunları söyledi:

''Demek ki şu andaki cumhurbaşkanlığı seçim sistemi meseleleri halletmeyecek. Cumhurbaşkanı mevcut sisteme göre seçilirse arkasında halk desteği olmayacak. Demek ki mevcut uygulama doğru değil yanlış, haklı değil haksız... Sayın Arınç'ın sözlerinden bu anlamı  çıkarıyorum.''

103 ÜLKEDE HALK SEÇİYOR
Aygün, dünyanın 103 ülkesinde, OECD ülkelerinin yüzde 61'inde, AB ülkelerinin yüzde 55'inde cumhurbaşkanı ya da devlet başkanını halkın seçtiğini söyledi.

Türkiye'nin de aralarında bulunduğu 30 OECD ülkesinin 12'sinde devleti sembolik de olsa kralların temsil ettiğini anlatan Aygün, kalan 18 ülkenin 11'inde cumhurbaşkanı veya devlet başkanının halk tarafından, 7'sinde parlamento tarafından seçildiğini söyledi. Aygün, krallıkla yönetilen ülkeler dışarı bırakıldığında, OECD ülkelerinde halkın cumhurbaşkanı veya devlet başkanını seçme oranının yüzde 61 olduğunu vurguladı. 25 Avrupa Birliği üyesi ülkenin 7'sinde de krallık yönetiminin hakim olduğunu, geri kalan 18 ülkenin 10'unda cumhurbaşkanı veya devlet başkanının halk tarafından, 8'inde parlamento tarafından seçildiğini belirten Aygün, ''AB ülkelerinde halkın cumhurbaşkanı veya devlet başkanını seçme oranı yüzde 55'' diye konuştu.