Ayeri'den Kurtlar Vadisi'nin kritiği
Abone olBurhan Ayeri, bugünkü yazısını "Kurtlar Vadisi"ne ayırdı. Ayeri, dizinin kritiğini köşesinde yaptı. Ekran Polisi'nin gözüyle Kurtlar Vadisi:
Burhan Ayeri, isimli yazısında, sevilen dizi Kurtlar
Vadisi'nin kritiğini yaptı.
Yazı : Burhan Ayeri
Kaynak :
Kurtlar Vadisi'nde legal ve illegal örgütlerin içiçe geçmiş marifetlerini izledik. Hiçbir bölümde görmediğimiz kadar fazla 'Elektronik eylemler' sergilendi. Ses ve görüntü kayıtları incelenerek Polat Alemdar'ın Ali Candan, yani Mehmet Karahanlı'nın oğlu olduğu ortaya kondu. Bununla ilgili delillerin teslim edildiği Samuel Vanunu, soluğu Konsey'in Hukukçusu Nizamettin Bey'in yanında aldı. İlginç olan, bütün bu işlerden Nizamettin'in haberinin olmasıydı. İşte o andan itibaren dengeler bir kez daha bozuldu. Kırmızı ışıkta beklerken, araçtan araca elektronik patlayıcı monte edildi. Hem de bir çocuk tarafından. Son sahnede, Samuel'in arabası havaya uçuruldu. Ondan önce yine aynı sistem kullanılarak Safiye Karahanlı kaçırıldı. Patlamadan önce Vanunu'ya cep telefonundan Latince olarak söylenen 'Kötü olanları aranızdan çıkarın' sözleri kafaları iyice bulandırdı. Akla, Mehmet Karahanlı'yı yargılayıp, öldüren 'Tapınak Şövalyeleri' geldi. Anlayacağınız bir taraftan ülkelerin gizli servisleri mücadele etmekte. Diğer taraftan, dünyayı yöneten esas güçlerin organizasyonu!
Tilki Andrei, Polat'ın beş önemli adamını çok basit bir formülle -Baltacı Mehmet Paşa'ya uygulanan- kaçırdı. Rus revü kızlarını oltanın ucuna taktı. Ağızları bantlı, elleri ayakları bağlı bizimkilere 'Türklerle aramızda bir tek fark var. Biz kadınlara değer vermeyiz. Onlar kadınlar için ölür' deyişi hoştu. Tilki, elindeki rehinelerden güç alıp Polat'a gitti. Samuel'i istedi. '24 saat içinde ortadan kalkmazsa, adamlarını geberteceğim' tehdidinde bulundu. Bizimki bunu reddetti ama, hiç hesapta olmayan dış yardım Samuel'i ortadan kaldırmış oldu. Bu da senaryonun diğer çarpıcı yanı.
Dizinin kahramanları arasındaki bazı ilginç diyalogları not aldık. Tilki Andrei 'Öldürdüğüm her Çeçenden bir kelime Türkçe öğrendim' deyip, Polat'a 'Sen Rusça'yı nasıl geliştirdin' diye sordu. Onun da cevabı enteresandı: 'Sizleri öldürmeleri için çok Çeçen yetiştirdim'.
Kılıç'ın 'Polat bizi süper emekli etti. Parayı verdi, dinlendirdi' ve Laz Ziya'nın 'Güvende oldukça susarız'ını beğendik.
Elif'in histeri krizleri bitecek gibi değil. Polat'ın yerinde yeni 'Kırkpınar Ağası Fatih Ürek' bile olsa sorunu çoktan çözerdi. Laf aramızda, bu bayan avukatın durumu seyirciye sıkıntı verir konuma geldi. Bir de müjde gibi değişim fark ettik. Polat'ı ilk defa 'Çizgili, baba imajı veren takım elbisesiz' izledik. Doğu Paşa'nın ne sesi çıktı, ne soluğu. Onun müthiş lafları olmayınca eksiklik duyuyoruz.
Gördüğünüz gibi, okurlarımızdan gelen çok fazla sayıda dileği yerine getirmiş olduk. 'Kurtlar Vadisi eleştirilerini uzun tut' diyenlere iletiyoruz...
ÖZEL NOT: 'Sedef Kabaş'la Haber Ötesi'nde izlediğimiz RTÜK Başkanı şaşırttı bizi. 'Yasaklarla bir şey yapamazsınız. Bir yere varamazsın' şeklindeki sözlerine şaşırdık. Kurumunun 'Ödül Yönetmeliği hazırladığını' söyleyince, hayal gördüğümüzü sandık. Fatih Karaca'yı ilk defa beğendik. Doğruları bulduğuna inanmak istiyoruz.
Yazı : Burhan Ayeri
Kaynak :
Kurtlar Vadisi'nde legal ve illegal örgütlerin içiçe geçmiş marifetlerini izledik. Hiçbir bölümde görmediğimiz kadar fazla 'Elektronik eylemler' sergilendi. Ses ve görüntü kayıtları incelenerek Polat Alemdar'ın Ali Candan, yani Mehmet Karahanlı'nın oğlu olduğu ortaya kondu. Bununla ilgili delillerin teslim edildiği Samuel Vanunu, soluğu Konsey'in Hukukçusu Nizamettin Bey'in yanında aldı. İlginç olan, bütün bu işlerden Nizamettin'in haberinin olmasıydı. İşte o andan itibaren dengeler bir kez daha bozuldu. Kırmızı ışıkta beklerken, araçtan araca elektronik patlayıcı monte edildi. Hem de bir çocuk tarafından. Son sahnede, Samuel'in arabası havaya uçuruldu. Ondan önce yine aynı sistem kullanılarak Safiye Karahanlı kaçırıldı. Patlamadan önce Vanunu'ya cep telefonundan Latince olarak söylenen 'Kötü olanları aranızdan çıkarın' sözleri kafaları iyice bulandırdı. Akla, Mehmet Karahanlı'yı yargılayıp, öldüren 'Tapınak Şövalyeleri' geldi. Anlayacağınız bir taraftan ülkelerin gizli servisleri mücadele etmekte. Diğer taraftan, dünyayı yöneten esas güçlerin organizasyonu!
Tilki Andrei, Polat'ın beş önemli adamını çok basit bir formülle -Baltacı Mehmet Paşa'ya uygulanan- kaçırdı. Rus revü kızlarını oltanın ucuna taktı. Ağızları bantlı, elleri ayakları bağlı bizimkilere 'Türklerle aramızda bir tek fark var. Biz kadınlara değer vermeyiz. Onlar kadınlar için ölür' deyişi hoştu. Tilki, elindeki rehinelerden güç alıp Polat'a gitti. Samuel'i istedi. '24 saat içinde ortadan kalkmazsa, adamlarını geberteceğim' tehdidinde bulundu. Bizimki bunu reddetti ama, hiç hesapta olmayan dış yardım Samuel'i ortadan kaldırmış oldu. Bu da senaryonun diğer çarpıcı yanı.
Dizinin kahramanları arasındaki bazı ilginç diyalogları not aldık. Tilki Andrei 'Öldürdüğüm her Çeçenden bir kelime Türkçe öğrendim' deyip, Polat'a 'Sen Rusça'yı nasıl geliştirdin' diye sordu. Onun da cevabı enteresandı: 'Sizleri öldürmeleri için çok Çeçen yetiştirdim'.
Kılıç'ın 'Polat bizi süper emekli etti. Parayı verdi, dinlendirdi' ve Laz Ziya'nın 'Güvende oldukça susarız'ını beğendik.
Elif'in histeri krizleri bitecek gibi değil. Polat'ın yerinde yeni 'Kırkpınar Ağası Fatih Ürek' bile olsa sorunu çoktan çözerdi. Laf aramızda, bu bayan avukatın durumu seyirciye sıkıntı verir konuma geldi. Bir de müjde gibi değişim fark ettik. Polat'ı ilk defa 'Çizgili, baba imajı veren takım elbisesiz' izledik. Doğu Paşa'nın ne sesi çıktı, ne soluğu. Onun müthiş lafları olmayınca eksiklik duyuyoruz.
Gördüğünüz gibi, okurlarımızdan gelen çok fazla sayıda dileği yerine getirmiş olduk. 'Kurtlar Vadisi eleştirilerini uzun tut' diyenlere iletiyoruz...
ÖZEL NOT: 'Sedef Kabaş'la Haber Ötesi'nde izlediğimiz RTÜK Başkanı şaşırttı bizi. 'Yasaklarla bir şey yapamazsınız. Bir yere varamazsın' şeklindeki sözlerine şaşırdık. Kurumunun 'Ödül Yönetmeliği hazırladığını' söyleyince, hayal gördüğümüzü sandık. Fatih Karaca'yı ilk defa beğendik. Doğruları bulduğuna inanmak istiyoruz.