Ayeri, özeleştiride bulundu

Burhan Ayeri, isimli yazısında, gazetede yapılan hatalara yer verdi. Ayeri, özeleştiride
bulundu.

Yazı: Burhan Ayeri
Kaynak:

Dizgi ve düzeltmeden kaynaklanan hatalar canımızı en çok sıkan işler. Biz zaten görme özürlü hale geldik, yardımcı olması gereken arkadaşlar ise tam tersi konumda. 'Can Tanrıyar' yazıyoruz, 'Cem Tanrıyar'a çevriliyor. Sonra hep beraber uyuyup, rezil oluyoruz. Bu son örneği verip, okurlarımızdan özür diliyoruz. Sıkıldık artık 'İlame Özbalcı' gibi dikkatli okurlarımızdan fırça yemekten. Ya bu işi en aza indireceğiz, ya da bırakacağız.

Madem kendimizi eleştirerek başladık, biraz da ekranlara bulaşalım. Özel televizyonların yayına başladığı günlerde ne şikayet varsa, bugün de aynı şeylerin devam ettiğini görmekteyiz. Hem de artarak. Öğretmen Cemile Kaykın iki sayfalık mailinde müthiş analiz yapmakta. Onun yazdıklarının önemli bölümünü sizlere aktarmak istiyoruz:

'Bazı olumsuzlukları paylaşmak istedim. Örneğin eğlence ve magazin yapımlarına çeki düzen verilmesi gerekmiyor mu? Herhangi bir kuruma herhangi hizmetli alımı için en az lise mezunu olma şartı aranırken, önüne gelenin TV'lerde program yapması doğru mu? Bazı ekranlarda sunucu ve hatta yapımcı olarak gördüğümüz çok kişi cahilden de öte. Eğitimsizlikleri bir yana, hiçbir özellikleri yok. Bazılarının tek meziyeti sadece şarkı-türkü söylemek.

Falan şov, filan yapım derken, bunlardan pek çoğunu görmektesiniz. Sohbet ve mesaj yetenekleri yok. Abuk sabuk konuşuyorlar. Bu arkadaşlar, sadece konuk olmalı.

Sabahları program yapan böyle bir bayandan şöyle konuşmalar duyuyoruz; 'Haticee. Napiyon gııız? Senin adam ne iş yapıyoo?'. Ya da başka bir türkücü arkadaşımız konuğu davet ediyor; 'Ya, var ya. Yemin ediyorum böyle bir şey yok. Var ya bura yıkılacak şimdi...'. Eğitime yönelik! Bir başka programda 'Kız anam benim. Hadi bi göbecik attıralım, ondan sonra devam ederiz'leri sıkça izliyorsunuz.

İnanın bu insanların sanıldığı kadar, ya da iddia edildiği gibi çok fazla sevildikleri yok. 'Paralı asker konuklar' stüdyoya doldurulup, 'Yalan bir dünya' kurulmakta. Eğlence ve müzik programlarına düzenleme getirilmesi artık şart. Sadece seksi olmak, eşcinsel olmak, şarkı-türkü söyleyebilmek, ya da hiçbir özelliğe sahip olmamak, TV'lerde görev alma değerleri mi?

Bir an önce bu işlerin düzeltilmesini

arzuluyoruz. Çalışmalarınızda başarılar diler, saygılar sunarım'.

Okuduğunuz gibi Cemile Kaykın'ın satırları bunlar. Bir eğitimcinin, hepsinden önemlisi insan yetiştiren meslek sahibinin feryadı bunlar. Uyarılarına katılmamak mümkün mü? Bunları yazdı, biz aktardık. 'Çözüm gelir mi', diye soracaksanız 'Hiç sanmıyoruz'...

'Tatlı Dile Güler Yüze'yi mutlaka izlemeye çalışırız. Türk Müziği programı ve üstelik canlı. İki türkücü ve bir şarkıcı bu işi iyi götürmekte. Üçü de kariyeri olan isimler. Yine de dikkatli olmalarında yarar var. 'Ben her şeyi bilirim' derseniz, şişersiniz. Nitekim Türkücü Emel Taşçı'nın 'Sesinde şarkısı aşkın, figan olup gidiyor'u okumaya kalkıp, sözlerini unutup, karıştırması kulaklara küpe olmalı. En başta ona ve daha sonra herkese küçük bir ders bu!