Aydınların akan kan kursun çığlığı
Abone olYirmi kadar sivil toplum kuruluşunun oluşturduğu "Sivil Toplum Girişimleri" İstanbul'da basın toplantısı yaptı
Basın açıklamasına sinema sanatçısı Lale Mansur, şarkıcı Rojin,
gazeteci Balçiçek Pamir, Türk Tabipleri Birliği ( TTB ) Başkanı
Gençay Gürsoy ile çeşitli sivil toplum kuruluşu üyeleri
katıldı.
BU KAN DURSUN
Sivil toplum kuruluşları adına basın açıklamasını İstanbul Şehir
Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ferhat Kentel
yaptı. Basın açıklamasında, "Artık yeter. Bu kan dursun. Acılar
büyümesin. Adil bir çözüm istiyoruz . Biz uzun politik tartışmalar
yapmıyoruz. Onun yerine, politikaları yapanlara sesleniyoruz.
Akan kanı durdurun. Artık bu sorunu çözün. Acılar daha
fazla büyümeden geri dönülemez noktalara gelmeden herkes için adil
bir çözüm yolu bulun. Çağrımız ölümden yana olmayan her kurum,
birey ve çevreye açıktır" denildi.
" İNSAN BUNA DA KAHROLUYOR "
Basın açıklamasının okunmasının ardından sinema sanatçısı Lale
Mansur, "Barış isteyen herkesin, kanın durmasını isteyen herkesin,
siyasi kimliği ne olursa olsun , düşünceleri ne olursa olsun
yanımızda yer almasını diliyorum " dedi.
Gazeteci Balçiçek Pamir ise, hükümete destek vermeyenlerin kendini
geri plana çektiğini söyleyerek, " Dolayısıyla o kesimleri de bu
sürece sokmak önemli diye düşünüyorum.Çünkü bu ne AK Partinin
sorunu ne bir başka partinin sorunu, tabii ki siyasiler önemli,
meclis önemli ama aslında bu bizlerin sorunu.Bunu söylemeye
çalışıyoruz. O vicdanı oturtmak bu anlamda önemli. Birşey
yapmalı mı ya da ne yapmalı onu anlatmaya çalışıyoruz. O yüzden bir
çözüm sunmuyoruz. O yüzden bu kadar çeşit insan var
burada" diye konuştu.
30 MADDELİK LİSTE HAZIRLADI
Şarkıcı Rojin ise, hükümete sitem etti. Açılım sürecinden sonra
hükümetin kendinden istediği, neler yapılması gerektiğine dair
kendi düşüncelerinin yer aldığı 30 maddelik bir liste hazırladığını
belirtti. Bunları hükümet yetkililerine gönderdiğini anlatan Rojin,
" Bunun içerisinde anaların iç dökmeleri vardı. Çünkü Türkiye'de
tarih okullarda o kadar acımasız ve zalimce öğretiliyor ki, bir
Türk at üstünde doğar at üstünden ölür gibi. Bu maddeleri
düşünürken batıda yapılan bütün festivallere bütün sanatçılar
gidiyor. Ama bir tane Ermenice ve Kürtçe okuyan sanatçı o tarafa
gitmiyor. Bunun başlangıcı olarak böyle şeyler yapalım. İç dökmeler
yapalım. Otuza yakın madde hazırladım. Yaklaşık 4 ay geçti.
Ağustos'a giriyoruz beşinci ay. Bunu o kadar yüreğimden ve canım
yanarak yazdım ki, ama hiçbir cevap yok. İnsan buna da
kahroluyor" diye konuştu.