Aydınlar fikir özgürlüğünü tartıştı
Abone olDüşünce Özgürlüğü İçin 4. İstanbul Buluşması kapsamında ''Türkiye'de ifade özgürlüğü ne kazandı, ne kazanamadı?'' konulu oturum düzenlendi.
Yazar Fikret Başkaya, ''Şu kanunun şu maddesi değişince
Türkiye'nin ifade özgürlüğüne kavuşacağını tartışıyoruz. Bu çok
saçma. İfade özgürlüğü için rejimin niteliğini tartışmak lazım''
dedi. Düşünce Özgürlüğü İçin 4. İstanbul Buluşması kapsamında PEN
Yazarlar Birliği Türkiye Merkezi tarafından Muammer Karaca
Tiyatrosu'nda, ''Türkiye'de ifade özgürlüğü ne kazandı, ne
kazanamadı?'' konulu oturum düzenlendi. Oturum başkanlığını yapan
Nadire Mater, ifade özgürlüğü konusunu konuşmaktan sıkıldıklarını
ifade ederek, ''Artık ifade özgürlüğünü yaşamak istiyoruz'' dedi.
Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü'nden Erol Önderoğlu, Türkiye'de
son 4 yıldır ifade özgürlüğü alanında reformlar yapılmaya
başlandığını belirterek, ''Hükümetin, yazar ve gazetecilerin hapse
girmesi ayıbını temizlemek için reform yaptığını'' söyledi.
Türkiye'nin bu yıl AİHM'de ifade özgürlüğü ve adil yargılanma
hakkını ihlal ettiği gerekçesiyle 553 bin 440 YTL tazminat
ödediğini kaydeden Önderoğlu, ''2005 yılının ilk 9 ayında 32
gazeteciye saldırıldı. Gazetecilere yapılan saldırıların yüzde
70'inde kamu makamlarının adı geçiyor'' diye konuştu. Erol
Önderoğlu, gazetecilere en fazla dava açan kurumların başında
Genelkurmay Başkanlığı'nın geldiğini ifade etti. Önderoğlu, 2005
yılında gazetecilere 18 dava açıldığını ve 16 gazetecinin mahkum
olduğunu söyledi. Son dönemde sözde Ermeni soykırımı iddialarına
ilişkin tartışmaların cesurca yapıldığını kaydeden Önderoğlu, yazar
Orhan Pamuk'a dava açılmasının da ifade özgürlüğünün hala
tartışılmasına neden olduğunu ifade etti. Güncel meselelerde
gazetecilere dava açılmasının önüne geçilemediğini dile getiren
Önderoğlu, yeni Türk Ceza Kanunu'nda 216. maddeye denk gelen eski
312. maddenin yargı içinde belli karışıklıklara yol açtığını
anlattı. Yayıncılar Birliği'nden Metin Celal de uyum yasalarıyla
demokratikleşme yerine geriye doğru adım atıldığını savunarak,
''Eski TCK'daki eleştirilen maddeler maalesef yeni TCK'da
değişmedi. 'Türklüğü, Cumhuriyeti veya TBMM'yi alanen aşağılamayı'
düzenleyen 301. madde geriye gittiğimizin göstergesidir. Bu madde
her konu hakkında yoruma açık şekilde dava açılmasını
sağlayacaktır'' diye konuştu. -''BASIN YASASI'NDA KISITLAYICI
MADDELER VAR''- Celal, özgürlükçü görünen Basın Yasası'nda birçok
kısıtlayıcı madde bulunduğunu ifade ederek, geçen yıl 25
yayınevinin 37 yazarının 43 kitabı hakkında yargılama yapıldığını
söyledi. Sanatçı Ferhat Tunç da hakkında açılan davaları ve
karşılaştığı sıkıntıları anlattı. Türkiye'nin sanatsal alanda da
antidemokratik anlayıştan kurtulamadığını savunan Tunç, ''Bugün de
eskiden karşılaştığım sorunlar devam ediyor. Hala bizler potansiyel
suçlu, bölücü olarak görülüyoruz. Konserlerde karşılaştığımız
örnekler bunu kanıtlıyor'' dedi. Yazar Emin Karaca ise Türkiye'de
düşünceyi ifade etmenin önünde binbir engel bulunduğunu savunarak,
''İfade özgürlüğünü kullanma konusunda hapis cezasını paraya
çevirip tecil ettirmeyi başardık. AB yolunda ifade özgürlüğü
önündeki engelleri kaldırırsak kazanamadığımız hakları alırız''
diye konuştu. -''REJİMİ TARTIŞMAK LAZIM''- Oturumun tartışma
bölümünde söz alan yazar Fikret Başkaya ise Türkiye'de kanunların
değişmesiyle ifade özgürlüğünün sağlanamayacağını belirterek, şöyle
konuştu: ''Şu kanunun şu maddesi değişince Türkiye'nin ifade
özgürlüğüne kavuşacağını tartışıyoruz. Bu çok saçma. İfade
özgürlüğü için rejimin niteliğini tartışmak lazım. Rejim modern
giysilerine rağmen otokratik, meclis, yargı içi boş kabuk. Modern
görüntü veren kurumlar otokrasinin üstünü örter. Bazı sivil toplum
kuruluşları toplumu depolitize, apolitize eden yapılardır. 'Sivil
toplum kuruluşları toplumu apolitize ediyor' denince, içinde apo
var denilerek hakkımda dava açılıyor. Böyle bir ülkede yaşıyoruz.
Bu rejimle hesaplaşmadan ifade özgürlüğü olmaz.'' Osmanlı'da
ilişkinin devletten topluma doğru olduğunu, bunun 1923'ten itibaren
de devam ettiğini ifade eden Başkaya, ''İlişkiyi toplumdan devlete
çevirmeden bizim bir şey kazanma şansımız yoktur. Burada öncelikle
rejimi tartışalım'' diye konuştu.