Aydın Yüce Divan'da isyan etti
Abone olEski Bakan Koray Aydın Yüce Divan'da isyan etti. Komisyonda söylediklerini dikkate alınmamasından yakınan Koray Aydın, "Ben adeta duvarlara konuştum" dedi.
Eski Bayındırlık ve İskan Bakanı Koray Aydın, TBMM Soruşturma
Komisyonu’nda verdiği ifadelerin dikkate alınmadığını savunarak,
"Adeta duvara konuştum, söylediklerimi kasten göz önüne almadılar.
Aldığım maaşı gösterip, mal beyanının açıklayamadı dediler ve Yüce
Divan’a sevk kararı aldılar. Bu, siyasilerin birbirini boğazlaması
değil de nedir?" dedi. Koray Aydın’ın, "İhalelerde usulsüzlük
yapıldığı ve mal varlığında haksız artış olduğu" iddiasıyla Yüce
Divan’da yargılandığı davaya devam edildi. Davanın bugünkü
duruşmasına, sanık aydın ile avukatı Bülent Acar ve müdahil
avukatları katıldı. Yüce Divan Başkanı Tülay Tuğcu, sanık Aydın’ın
haksız mal edinme suçlamasıyla ilgili dilekçe vererek açıklamalarda
bulunduğunu belirterek, Aydın’a mal beyanıyla ilgili savunma
yapması için söz verdi. Sözlü savunma yapan sanık Aydın, TBMM
Soruşturma Komisyonu’nun kendi lehine hiçbir araştırma yapmadığını,
sadece aleyhte olanları TBMM Genel Kurulu’na gönderdiklerini
savundu. Soruşturma Komisyonu’nun, bakanlık yaptığı dönemde mal
beyanında artış olmadığını bildiğini söyleyen Aydın, bu nedenle
komisyonda, soruşturmanın, bakanlıktan önceki 1995-1999 dönemi
arasında yapılması gerektiğinin vurgulandığını ileri sürdü. Bu
döneme ait sorgulama yapılırken, "ticaretle uğraşan Koray Aydın’ın
TBMM’den aldığı milletvekilliği maaşının hesaplandığını" kaydeden
Aydın, "Komisyon siyasi hasımlık duygusuyla hareket etmiştir.
Siyasiler bir yer de birbirlerini boğazlıyor" dedi. Sanık Aydın,
1982 yılından bu yana ticaretle uğraştığını, petrol satıcılığı,
yap-sat ve inşaat malzemesi işlerinde çalıştığını ifade etti.
Aydın, 1995 ve 1999 yıllarında verdiği mal beyanlarını da
anlatarak, bakan olmadan önce, Dikmen ve Birlik Mahallesi’nde
yaptığı evlerin satışlarından, dolar, mark ve Türk Lirası cinsinden
aldığı paraları mal beyanına tek tek yazdığını kaydetti. "ADETA
DUVARA KONUŞTUM" Komisyonunun açıklamalarını dikkate almadığını
iddia eden Aydın, şu savunmayı yaptı: "Adeta talimat almışlar, hiç
oralı olmadılar. Adeta duvara konuştum. Aldığım maaşı gösterip, mal
beyanının açıklayamadı dediler ve Yüce Divan’a sevk kararı aldılar.
Bu, siyasilerin birbirini boğazlaması değil de nedir? Komisyon bu
davranışıyla suç işlemiştir. Kasten, söylediklerimi göz önüne
almamıştır. TBMM ve Türk kamuoyu aldatılmıştır. Allah korkusu olan
bir insanın bunu nasıl yaptığını anlayabilmiş değilim. Milletvekili
sıfatıyla verdiğimi mal beyanımı geriye dönük olarak sorgulamaya
çalışıyor. Mal beyanımda hiçbir artış yoktur. Vatandaş Koray
Aydın’ın da verilmeyecek hesabı yoktur." Yıllardır ticaretle
uğraştığı için maddi gücünün yüksek olduğunu söyleyen Aydın, beyan
ettiği mal varlığı ile olması gereken mal varlığı arasında 73
milyar liralık bir fark olduğunu belirtti. Aydın, "Mal beyanımın 73
milyar lira daha fazla olması gerekirdi, Tefe’ye göre hesap
yapılmasına rağmen 73 milyar lira fazla çıkıyor. Yani bakanlığım
döneminde bu kadar kaybım olmuş, mal varlığımın azalması söz
konusudur" dedi. Mal beyanı bildirirken, oğlunun sünnetinde takılan
altınları bildirmeye gerek duymadığını da kaydeden Aydın, "Ben
Meclis’e mal beyanımı kendi elimle imzalayıp verdim. Hepsi benim
1982’den beri kazandığım helal paralardır" diye konuştu. VİDEO
KASET TARTIŞMASI Söz alan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıvekili
Abdurrahman Yalçınkaya, soruşturma aşamasında yapılan işlemlerin
tutanağa bağlanıp imzalanması gerekiyorsa da söz konusu video
kayıtlarındaki ifadelerin, diğer ifadelerle teyit edildiğini
söyledi. Yalçınkaya, video içeriğini kanıtlayan başka ifadeler de
bulunduğunu, kasetle ilgili sahtecilik iddiası bulunmadığını
belirterek, ifadelerin imza altına alınmamasının sonuca etkili
olmayacağını dile getirdi. Yalçınkaya ayrıca, sanık Aydın’ın
yaptığı inşaatların satışlarına ilişkin belgelerin toplanması,
satış değerlerinin o dönemle karşılaştırılması için bilirkişi tayin
edilmesini istedi. Sanık avukatı Bülent Acar ise daire alımlarında
alıcılarla müteahhit arasında bilgi ve belgenin tapu olduğunu,
tapunun resmi senet olduğunu belirtti. Acar, Koray Aydın’ın
iddialara konu olan 1995-1999 yılları arasında vatandaş olduğunu,
bu döneme ilişkin yargılanamayacağını vurgulayarak, "Bu dönemleri
yargılayamazsınız, Böyle bir yetkiniz olmadığını tekrarlamak
zorundayım. Bireysel savunma ile kamusal savunma arasındaki fark
budur. Sade vatandaş Koray Aydın’ı Yüce Divan’da yargılayamazsınız"
dedi. "TUTANAK YOK" Sanık avukatı Acar, Tülay Tuğcu’ya, geçen
duruşmada verilen ara karar gereği istenen, eski Müsteşar
Yardımcısı Sedat Aban ile danışmanı Sadrettin Dinçer’e ait hazırlık
soruşturması ifadelerini içeren video kaydının, tutanak ve
deşifrelerinin onaylı örnekleri, deşifre ve tutanak yoksa
soruşturmaya yürüten savcıların isimlerinin Yüce Divan’a bildirilip
bildirilmediğini sordu. Tuğcu, gelen yazıda, video kaydı
ifadelerinin alınması sırasında tutanak bulunmadığının
belirtildiğini ifade ederek, hazırlık soruşturmasını yürüten
savcıların isimlerinin bildirildiğini kaydetti. Bunun üzerine Acar,
bir soruşturmada tutanak tutulmasının zorunlu olduğunu
vurgulayarak, "Bir soruşturmadaki tutanağa ilişkin aykırı
davranışın yaptırımı nedir? Bir sanık hakkında ifade alınırken
tutanağa bağlanmalı denen bir gerekçeli hüküm varken bu nasıl
oluyor da geçerli delil oluyormuş" diye sordu. Acar, video
kayıtlarının izlenip izlenmemesine Yüce Divan’ın karar vereceğini
belirtti. "Kararınız, hukuka aykırı bir işlemin tesis edilmesi veya
bu kesin hükümsüzlüğün tespiti şeklinde olacaktır" diyen Acar,
Yüksek Mahkeme’nin, dinlemeden vazgeçmesini istedi. ARA KARAR
Duruşmaya verilen aranın ardından ara kararı açıklayan Tülay Tuğcu,
söz konusu video kayıtları sırasında tutanak tutulmadığı
anlaşıldığından izlemeye ilişkin verilen ara karadan vazgeçildiğini
bildirdi. Tuğcu, geçen duruşmaya çağrılan ancak katılmayan tanık
Ali Yılmaz’ın tekrar çağrılmasına karar verildiğini belirterek,
Koray Aydın ile iş yapan müteahhitler ve daire sattığı kişilerden
oluşan 8 kişinin daha tanık olarak dinlenilmesine karar verildiğini
ifade etti. Duruşma, 10 Şubat’a bırakıldı.