Aydın Napoli'de konuştu
Abone olİtalya'nın Napoli kentinde bulunan Devlet Bakanı Mehmet Aydın, 11 Eylül saldırıları sonrasındaki süreçte Batılı ülkelerdeki güvenlik tedbirlerine dikkat çekti.
NATO Parlamenterler Asamblesi'nin (NATO-PA) Özel Akdeniz Grubu
toplantısı için İtalya'nın Napoli kentinde bulunan Devlet Bakanı
Mehmet Aydın, 11 Eylül sonrası yaşananlara dikkat çekti. Aydın,
bugün toplantının sona ermesinin ardından Napoli'de A.A muhabirinin
sorusu üzerine yaptığı açıklamada, ''Güvenlik konusu elbette çok
önemli. İnsanların var olması için güvenliğin sağlanması lazım.
Ancak Batılı ülkelerde almakta oldukları güvenlik tedbirleri,
demokrasinin ruhunu zedelememeli'' dedi. Devlet Bakanı Aydın,
Türkiye'deki kimi Hıristiyan yetkililerin Türkiye'de dini
özgürlükten yararlanamadıklarını ileri sürmelerine karşılık
olaraksa ''Bu doğru bir iddia değil. AB sürecinde hiçbir dini grup
ne koparırsak kar mantığıyla hareket etmemeli'' diye konuştu.
Mehmet Aydın, Batı'da güvenlik sağlama endişesiyle hukuki ve siyasi
alanda kısıtlamalara gidilmesinin, ileride tehlikeli durumlara yol
açabileceğini belirten konuya ilişkin görüşünü şöyle özetledi:
''Maalesef Batı'da kimi tedbirler alınırken, demokratik ilkelerin
yeterince göz önünde bulundurulmaması gibi durumlar da
yaşanabiliyor. Örneğin entegrasyon, ana dilin öğretilmesi ve kültür
konularında Batı'da önemli ölçüde hukuki ve siyasi daralmalar göze
çarpıyor. Batı bugüne dek hep demokrasisiyle övündü. Bu demokrasi
anlayışıyla dünyadapek çok ülkeye örnek gösterilebilecek konuma
gelmişken geri adımların atılması, etkileri bugünden
öngörülemeyecek durumların ortaya çıkmasına neden olabilir.''
Devlet Bakanı Aydın, kimi Hıristiyan yetkililerin Batı basınına
verdikleri mesajlarda Türkiye'de İslam dışındaki dinlerin dinsel
özgürlükten yararlandırılmadıkları biçimindeki iddialarına ilişkin
bir soruyuysa şöyle yanıtladı: ''Genel olarak konuşmam gerekirse
ben Türkiye'de bir Hıristiyan aleyhtarlığının, bir Yahudi
aleyhtarlığının bulunduğunu düşünmüyorum. Bazı insanlara sırf
Hıristiyan veya sırf Yahudi oldukları için bir ayrımcılık yapılması
biçiminde bir olguya, göze batar bir akım veya eğilim olarak hiç
rastlamadım. Bireysel olaylara her zaman her ülkede rastlanabilir.
Ama bizim kültürümüzde bu türden bir ayrımcılık yok.'' -TÜRKİYE'DE
DİN ÖZGÜRLÜĞÜ- Devlet Bakanı Mehmet Aydın, Türkiye'de din
özgürlüğünün varlığının Batılı ülkelerin resmi raporlarında da
teyit edildiğini hatırlatarak, şunları söyledi: ''Bu konuda
Batı'daki kurumlarca yayımlanmış resmi raporlara bakın. Mesela 2004
raporlarına bakın. Hepsi, Türkiye'de inanç, ibadet ve inandığını
ifade etme hürriyetinin var olduğunu söylüyor. Eksiklikler yok mu?
Bu konuda söylenenler vakıflarla ilgilidir. Evet, eksiklikler
vardı. Onların giderilmesi için de zaten yasa değiştirildi. O
yeterli görülmedi. Bunun üzerine yeni bir yasa tasarısı daha
hazırladık. Şimdi vakit yetmeyecek belki ama, önümüzdeki Ekimde
parlamento toplandığında bahsettiğim yeni tasarı
yasalaştırılacaktır.'' Aydın, mevcut hükümetin bu konularda son
derece pratik davrandığını belirterek, ''Değişikliğin problemi
çözmediğini gördüğümüzde, bir eksiklik müşahede ettiğimizde,
gerekeni yapıyoruz. Yasanın uygulanması, bazı eksiklikleri ortaya
çıkarabiliyor. Baktık ki daralmalar oluyor, bir küçük değişiklik
yapıp o daralmayı da giderme yoluna başvuruyoruz'' dedi. Devlet
Bakanı Aydın, Türkiye'deki cemaat liderlerinin de din ve ibadet
özgürlüğü açısından hiçbir sorunları olmadığını söylediklerine
dikkati çekti. Aydın, ''Hemen hemen her cemaatin lideri bunu
söylemiştir. Size yüzlerce iktibas aktarabilirim. Mesela
Antalya'daki Dinler Bahçesi'nin açılışına cemaat liderleri de
vardı. Başbakanın huzurunda, Türkiye'de din özgürlüğü sorunu
yaşamadıklarını söylediklerini bizzat ben hatırlıyorum'' diye
konuştu. Aydın, kimi dini grupların özel statü istemelerinin bir
sorun yaratabildiğine işaret ederek, bu konuda şu örneği verdi:
''Mesela bir grup gelip, 'Katoliklik resmen tanınmalı, bize özel
bir statü verin' diyor. Ama bu, söylendi diye hemen yapılabilecek
bir şey değil. Bu hukuki boyutları da olan kapsamlı bir konu.
Avrupa'da dabenzer sorunlar var. Tamam Avusturya ve Belçika gibi
iki-üç ülkede İslam resmen tanınmıştır örneğin. Avrupa'da yirmi
milyon civarında Müslüman yaşıyor. Buna rağmen İslam, İtalya dahil
pek çok ülkede hukuki bakımdan henüz tanınmış değildir. Bu ilerde
ne olur ne olamaz bilemem.'' AB sürecini muayyen bir dini grubun
kendine imtiyazlı bir konum sağlama aracı gibi kullanmaya
kalkışmasının doğru bulmadığını belirten Aydın, şunları söyledi:
''Türkiye'nin AB'ye girmek için ciddi biçimde gayret sarf ettiği
bir dönemdeyiz. Kimileri de bunu fırsat addedip, bu arada ne
koparırsak kardır mantığıyla hareket ediyor. Açıkça söyleyeyim bu
olmaz. Bu adil de değildir. Türkiye'de bir Lozan Anlaşması vardır.
O anlaşmada gayrimüslim vatandaşlarımızın statüsü belirlenmiştir.
Bu durumda her küçük dini akıma, bizden talepte bulundular diyerek
özel bir statü tanıyamazsınız.'' -RUHBAN OKULU MESELESİ- Devlet
Bakanı Mehmet Aydın, Fener Rum Patrikhanesi'nin Heybeliada'daki
Ruhban Okulu'nu yeniden açma talebinde de benzer bir sorun
yaşandığını kaydetti. Aydın, buna prensip itibarıyla Türkiye'de
kimsenin bir itirazının bulunmadığını anımsatarak, ''Ama bu okul
nasıl olacak? Bir üniversiteye mi bağlı olacak? Müstakil mi olacak?
Müstakil olursa Milli Eğitim Bakanlığı'nın denetim ve gözetiminde
olacak mı? Bir fakülte şeklinde mi olacak? Yoksa bir tür vakıf
üniversitesi mi olacak?'' diye sordu. Aydın, ''Türkiye'de bunların
tümü tartışıldı. Ama birileri kalkıp salt onlara özgü bir şey talep
edemez. Yapılması gereken şey, gereksinimin Türkiye'deki kurallar
içinde karşılanmasıdır'' dedi. Tevhid-i tedrisat yasası
doğrultusunda Türkiye'deki tüm eğitim kurumlarının Milli Eğitim
Bakanlığı'nca (MEB) denetlenmesi zorunluluğuna, Diyanet'in Kur'an
Kursları'nın da MEB'in denetimine tabi tutulduğuna değinen Aydın,
şunları kaydetti: ''Madem ki tevhid-i tedrisat var, bu yasaya bütün
vatandaşlar uymak durumundadır. Türkiye'de Müslüman olanlar da,
Müslüman olmayanlar da ayni haklara sahiptirler. Hiç kimse bir
ayrıcalık istememeli. Ayrı bir imtiyaz olmaz. Ama imtiyaz isteyip
yasal sınırların dışında bir okul modeli düşünüyorsanız, o zaman
mesela yarın Müslümanlar da benzer bir talepte bulunurlarsa onlara
hayır mı dememiz gerekecek? Nitekim mevcut yasalar nedeniyle bugün
Müslümanlar da özel bir ilahiyat fakültesi açamamaktadırlar.''
Napoli'deki iki günlük toplantı sonrasında A.A muhabirinin
sorularını yanıtlayan Devlet Bakanı Mehmet Aydın'ın yarın
İtalya'dan yurda dönmesi bekleniyor.