Aydın Doğan'dan Erdoğan'a ikinci mektup
Abone olAydın Doğan ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasındaki düelloda ikinci mektup geldi. Aydın Doğan ikinci mektubunda 'veremeyeceğim hesabım yok' dedi.
Aydın Doğan'dan Cumhurbaşkanı Recep
Tayyip Erdoğan'a ikinci mektup geldi. Aydın Doğan bu mektubunda
Erdoğan'ın muhtarlar ile yaptığı toplantıdaki sözlerine cevap
verdi. Doğan, "Hayatım boyunca şeffaf bir insan olarak yaşadım.
Vergilerimi verdim, vatandaşlık görevlerimin hepsini yerine
getirdim. Saklayacak hiçbir ayıbım, veremeyeceğim hiçbir hesabım
yoktur" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan muhtarlarla yaptığı toplantıda
Aydın Doğan için “Tayyip Erdoğan yalandan en fazla kaçınan
insandır, ama siz bütün hayatınızı yalan üzerine inşa ettiniz.
Şimdi de ‘ben böyle demedim’ diyorsunuz. Şimdi herkes çıkıyor,
nerede ne yaptınız ortada” demişti.
Aydın Doğan bu sözlere 'kamuoyuna' başlığını attığı ikinci bir
mektupla cevap verdi ve mektubunda şunları yazdı;
“Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın önceki gün muhtarlara hitaben yaptığı bir konuşmada yine doğrudan şahsımı hedef alan sözleri üzerine Türk kamuoyuna son bir açıklama yapmam zorunluluğu doğmuştur.
SÖYLEDİĞİMİN
ARKASINDAYIM
Geçen cumartesi günü Sayın Cumhurbaşkanı’na hitaben yazdığım
yazı, onurumu korumak amacıyla verilmiş bir cevaptan ibaretti.
Kendisinin yıllar önce yaptığımız bir görüşmeyle ilgili olarak bana
atfettiği ‘Öyle dönemler oldu ki, biz hükümet getirdik,
hükümet götürdük’ şeklindeki sözleri söylemediğimi ifade
ettim. Sözlerimin bugün de arkasında duruyor ve tekrar ediyorum:
Bugüne kadar Sayın Cumhurbaşkanı dahil, kimseye böyle bir
söz söylemedim. O manaya gelebilecek bir imada da
bulunmadım.
ONURUMU KORUDUM
Sayın Cumhurbaşkanı, benimle ilgili suçlamalarını önceki gün de
sürdürdü. Kendisinin dile getirdiği suçlamaları kabul edebilmem söz
konusu değildir. Bu suçlamaları reddediyorum. Ben siyasetçi
değilim. Dolayısıyla kimsenin siyasi rakibi veya hasmı da olamam.
Ülkemin Cumhurbaşkanı ile polemik yapmak ne görevimdir, ne de böyle
bir şeye tevessül ederim. Verdiğim cevap, onurumu korumak amacıyla
yaptığım bir nefsi müdafaadır.
Ayrıca, seçime bir ay gibi kısa bir süre kalmışken, üstelik
her gün şehit cenazelerinin geldiği, hepimizin yüreğine ateşlerin
düştüğü acılı bir dönemden geçerken, ülke gündeminin böyle bir
tartışmayla sürekli meşgul edilmesini doğru da bulmuyorum.
SAKLAYACAK BİR AYIBIM
YOK
Hayatım boyunca şeffaf bir insan olarak yaşadım. Vergilerimi
verdim, vatandaşlık görevlerimin hepsini yerine getirdim.
Saklayacak hiçbir ayıbım, veremeyeceğim hiçbir hesabım yoktur.
Siyasiler gibi dokunulmazlık zırhım da yok. Bugüne kadar atılan
iftiralara karşı sadece hukuki yollardan mücadele ettim. Hepsinden
alnımın akıyla çıktım, vicdanım rahat.
Yaptığım iş yayıncılık ve bunu da uluslararası standartlarda yapmaya azami gayret sarf ediyorum. Okuyucularımıza verdiğim bağımsız yayıncılık taahhüdüme sonuna kadar bağlı kalacağımı bir kere daha ifade etmek isterim. Son günlerde şahsıma ve grubuma karşı yapılan saldırıların takdirini de okurlarımıza ve kamuoyuna bırakıyorum.
Saygılarımla.”
ERDOĞAN MUHTARLAR TOPLANTISINDA AYDIN DOĞAN
İÇİN NE DEMİŞTİ?
Cumhurbaşkanı Erdoğan geçtiğimiz günlerde muhtarlarla yaptığı
toplantıda Aydın Doğan’a yönelik şu ifadeleri kullanmıştı:
“Ben bir Conrad meselesi anlatmıştım biliyorsunuz, bana söylediklerinizi anlatmıştım. Bunların hepsini inkar ediyor. O inkar etti, bütün kirli çamaşırları şimdi her taraftan piyasaya dökülmeye başladı mı? Her şeyleri. Bu ülkeyi, devleti nasıl soyup soğana çevirdiğine dair her şey dökülmeye başladı mı? Sen busun. Kimin bu ülkede dürüst, kimin dürüst olmadığına zaten bu millet şahittir. Tayyip Erdoğan yalandan en fazla kaçınan insandır, ama siz bütün hayatınızı yalan üzerine inşa ettiniz. Şimdi de ‘ben böyle demedim’ diyorsunuz. Şimdi herkes çıkıyor, nerede ne yaptınız ortada.
Teröristleri ekranlara çıkarmak suretiyle, cici kız diye gösteren sizsiniz. Onlar için her türlü yolu meşru kılan sizsiniz. Ve iftira atmakta üzerinize zaten yok. Tayyip Erdoğan’a oradan mektup göndermene gerek yok. Senin o gönderdiğin mektupların kıymeti harbiyesi yok. Kimin nerede, niçin çalıştığı bellidir. Vatanı için çalışanlar da bellidir, kendi saltanatı için çalışanlar için bellidir. Şimdi biz diyoruz ki, milletime sesleniyorum. Gelin hep birlikte 1915’te Çanakkale’de 1920’de Büyük Millet Meclisi’nin açılışındaki inançla azimle, birlik ve beraberlik umuduyla 2023 hedeflerimize hep birlikte yürümeye devam edelim.
Muhtarımızın dediği panzerlerin üzerine çıkan milletvekilleri, İstanbul’da Bezmialem Valide Camimizin içindeki bira şişelerini bırakanlardan bahsediyor, öbür tarafta Güneydoğu’da camilerimizi havan topuyla yıkmaya çalışanlar, okullarımızı yıkmaya çalışanlar, hastanelerimizi yıkmaya çalışanlar bunların kimler olduğunu artık herkes biliyor.”