Aydın Doğan'dan çarpıcı 'terör' açıklaması
Abone olDoğan Holding Onursal Başkanı Aydın Doğan, "Türkiye sevdamı kimse ile tartışmam' diyerek kritik bir mesaj verdi.
Doğan Yayın İlkeleri Kurulu toplantısında konuşan Doğan
Holding Onursal Başkanı Aydın Doğan, son günlerde
yükselen Doğan Grubu'na operasyon yapılacağına ilişkin kritik
iddialar üzerine, çok konuşulacak açıklamalara imza
attı.
Doğan Yayın İlkeleri Kurulu bugün Bodrum’da toplandı. Hürriyet'te
yer alan habere göre, Doğan Grubu yayınlarındaki gelişmelerin ele
alındığı toplantıda, Doğan, "Terör bir insanlık
suçudur. Teröre destek verenler de suçludur. Terörü her zaman
lanetledik. Bu tutumumuz açıkça bilindiği halde, bizi teröre destek
olmakla suçlama cüreti gösterenler akıl tutulması içindedir,
vicdanları körelmiştir. Ben, ülkeme bağlılığımı, Türkiye sevdamı
hiç kimse ile tartışmam." dedi.
İşte o konuşmadan çarpıcı satırlar:
''Kurulumuzun değerli üyeleri, sevgili arkadaşlarım,
Hepinize hoş geldiniz diyorum.
Geçen toplantımızı 25 Mayıs'ta yapmıştık. Bu toplantıda 7
Haziran seçim sürecindeki yayınımızın, yayın ilkelerimiz ışığında
nasıl olması gerektiğini etraflı bir şekilde tartışmıştık.
Aynı zamanda seçimlerde bütün siyasi partilere eşit mesafede
durarak, görüşlerini ve vaatlerini topluma objektif bir şekilde
yansıtmanın, sonuçta kararı seçmenin iradesine bırakmanın önemini
vurgulamıştık.
'SEÇİMLERİN ERTESİNDE BİR ARAŞTIRMA
YAPTIRTTIM...'
Ben 7 Haziran seçimlerinin hemen ertesinde bir araştırma
yaptırttım. Seçim sürecinde hangi partiye ne kadar yer vermişiz,
herhangi bir partiye ayrıcalık yapmış mıyız, bunu bilmek istedim.
İlginç sonuçlar çıktı.
AYDIN DOĞAN'DAN SEÇİM SONRASI ARAŞTIRMA
Bu araştırmanın sonucuna göre, liderlerin miting konuşmalarının
haberleştirilmesinde grubumuzun televizyon kanallarında Sayın Ahmet
Davutoğlu’na 22 saat, Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na 14.5 saat, Sayın
Devlet Bahçeli'ye 8.5 saat ve Sayın Selahattin Demirtaş’a 6.5 saat
zaman ayrılmış.
Ayrıca Sayın Cumhurbaşkanı’nın mitinglerine 15.5 saat yer verilmiş, partilere büyüklüklerine göre süre ayrılmış.
Ancak Sayın Cumhurbaşkanımız’ın bu süreçteki konuşmalarını, teamüle uyarak geniş şekilde vermemiz sebebiyle AK Parti'ye ilişkin haberler daha da geniş yer bulmuş, buna karşılık, televizyon kanallarımızdaki tartışma programlarında AK Parti’nin temsili zayıf kalmıştır. Bunun sebebi, AK Parti temsilcilerinin ve sözcülerinin ısrarla davet edildikleri halde kanallarımızı boykot etmiş olmalarıdır.
'AK PARTİ'NİN GÖRÜŞLERİNİN YER ALMASI İÇİN ÇABA
GÖSTERDİK'
Buna rağmen biz, bu tartışmalarda AK Parti’nin görüşlerinin de yer
alması için büyük çaba gösterdik.
Televizyonlara ek olarak gazetelerimizde de seçim döneminde siyasi
partilerimizle ilgili haberlerin dengeli bir şekilde verildiğini
söyleyebilirim.
Elbette hatalar, eksiklikler olabilir. Zaten biz de hatalarımızı, eksikliklerimizi hiçbir komplekse kapılmadan açık yüreklilikle kabul etmeye hazır olduğumuzu her vesileyle belirtiyoruz.
Şimdi 1 Kasım seçimlerine 7 Haziran'dan daha ağır şartlarda gidiyoruz. Geçen seçime kadar ülkede hakim olan çatışmasızlık, seçimin hemen sonrasında PKK'nın başlattığı kanlı eylemlerle bozuldu. Çok sayıda askerimiz, polisimiz PKK terör örgütünün alçakça saldırılarına hedef olarak şehit düştü. Bu noktada, tüm şehitlerimize Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyorum. Ailelerinin ve milletimizin başı sağ olsun.
PKK'nın silahı bırakması, şiddet ve terör eylemlerine derhal son vermesi için hepimizin ciddi bir duyarlılık göstermesi gerekiyor.
"ÇALIŞMAYA HAZIR OLDUĞUMUZU BİR DEFA DAHA İLAN
EDİYORUM"
Burada, terör ve şiddeti bir kez daha lanetliyor, ülkemizde barış
ve huzurun bir an evvel tesisi için var gücümüzle çalışmaya hazır
olduğumuzu bir defa daha ilan ediyorum.
Terör bir insanlık suçudur. Teröre destek verenler de suçludur.
Terörü her zaman lanetledik. Bu tutumumuz açıkça bilindiği halde,
bizi teröre destek olmakla suçlama cüreti gösterenler akıl
tutulması içindedir, vicdanları körelmiştir.
Ben, ülkeme bağlılığımı, Türkiye sevdamı hiç kimse ile tartışmam. Ben, bütün hayatını Türkiye sevgisine adamış bir insanım. Bana yönelik bu suçlamaları yapanların vatanseverliğinden şüphe ediyorum.
Herhalde izliyorsunuzdur, 7 Haziran sonrasında medya grubumuza yönelik yalan ve iftiralarla dolu bir kampanya hız kesmeden sürüyor. Bunların çoğunu cevap vermeye değer bulmuyoruz ancak bazen o kadar akıl ve izan dışı suçlamalar ve hakaretler yapılıyor ki susmak mümkün olmuyor.
'37 YILLIK YAYINCILIK HAYATIMDA BÖYLE BİR BASKIYLA
KARŞILAŞMADIM'
Burada dikkat çekici olan, hem iktidar yanlısı hem de tamamen
iktidar karşıtı medyanın bizi çapraz ateş altına almasıdır. Her iki
kesim de bizi yanına çekmeye çalışıyor.
37 yıllık yayıncılık hayatımda böyle bir baskı ile
karşılaşmadım.
Diğer taraftan, aynı zamanda paralelci olmakla da suçlanıyoruz..
Biz devlet içinde kendi amaç ve gündemine göre hareket eden, başına buyruk özerk yapıların varlığına tabii ki karşıyız. Bu tür yapılarla hukuk içinde kalınması koşuluyla her türlü mücadelenin verilmesi gerektiğine inanıyoruz. Ancak bu mücadele hiçbir zaman basın özgürlüğü pahasına olmamalıdır.
Basın özgürlüğü, demokrasinin ve hukuk devletinin özüdür. Basındaki muhalif, eleştirel seslerin susturulması ve sindirilmesi çabalarının demokrasimize zarar vermesinden endişe ederiz. Demokratik ülkelerde iktidarları destekleyen medya organları olduğu gibi, iktidar karşıtı medya da vardır. Bir demokraside başka türlü olması zaten beklenemez.
"BİZ ANA AKIM MEDYAYIZ"
Bizim grup olarak bir farkımız var ve bu fark çok açıktır.
Biz, ana akım medyayız ve bu konumumuzla kitle yayıncılığı
yapıyoruz. Okuyucularımız ve izleyicilerimiz her kesimden insanlar.
Her kesimden insana ulaşıyoruz. Her medya mecrasının olduğu gibi
ana akım medyanın tehdit altına girmesi demokrasinin en temel
güvencelerinden birini tahrip edecektir. Demokrasinin nefes
alabilmesi için gerekli olan özgürlük alanını daraltacaktır.
Değerli arkadaşlarım,
1 Kasım'da yenilenecek seçimlerde, yayın politikamız, daha önce de olduğu gibi yayın ilkelerimize bağlı bir şekilde, devam edecektir.
"ZOR BİR DÖNEMDEN GEÇİYORUZ"
Bütün partilere objektif kriterlerimiz çerçevesinde eşit mesafede
durmaya devam edeceğiz. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın. Baskı ve
tehditlerden yılmayacağız. Doğru bildiğimizi yapmaya devam
edeceğiz. Kimseye garazımız, düşmanlığımız yok.
Memleketimizin huzur ve güvenliği, tüm vatandaşlarımızın barış
içinde bir arada yaşaması ve refahı dışında bizim bir gündemimiz
yok. Milli iradeye, her zaman olduğu gibi saygılıyız.
Zor bir dönemden geçiyoruz. Bu zor dönemde Doğan Medya Grubu olarak, evrensel ilkelere önem veren yayıncılığımızı sürdürmekte kararlıyız.''