Aydın Doğan 28 Şubat'ta tutuklanacaktı
Abone olBir dönemin reklam devi Nail Keçili, Aydın Doğan'ın tutuklanmaktan son anda yaptığı karşı hamle ile kurtulduğunu açıkladı.
15. yılında 28 Şubat Darbesinde Medya'nın tutumu, TRT Haber'de yayınlanan 45 Artı programında masaya yatırıldı. Hülya Hökenek'in sorularını yanıtlayan dönemin en büyük reklamcısı Nail Keçili, Yeni Şafak Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Yusuf Ziya Cömert ve Sabah Gazetesi Yazarı Emre Aköz, önemli açıklamalarda bulundular.
KEÇİLİ: 28 ŞUBAT SÜRECİNDE DOĞAN GRUBUNUN PATRONU NEREDEYSE İÇERİ ALINACAKTI.
NAİL KEÇİLİ: Gazete sahiplerinden, istenilenlerin yapmayanların temizlenmesi lazımdı. O dönemde.. Ramak kaldı bir büyük gazete patronu içeri girecekken, hadiseye el kondu. Meşhur Tantan beyefendi, o dönemde resmen, planlı programlı Jandarma komutanımızla operasyon neticesinde, tıkır tıkır hergün yapılan operasyonlarla insanları içeriye alıyorlardı.
HÖKENEK: Kimden söz ediyorsunuz?
NAİL KEÇİLİ: Doğan Grubunun başındaki patron. Ve o kadar büyük bir hata yapıldı ki, ben bunu seyrettiğim zaman cezaevindeydim. Adeta CNNTürk'te afişe etti, sayın İçişleri Bakanı ki, "senin patronunu öyle bir içeri alırım" gibi böyle bir ambiyansla..... Patron da devreye girdi, çıktı aslan gibi, şeye ekrana, çatır çatır münakaşa ettiler. Ertesi gün de Tantan görevden alındı Mesut Bey tarafından. Bu hadiselerin içinde yaşamış siyasilerin, son dönemden bahsediyorum, hiç birinden hesap sorulmadı henüz.
KEÇİLİ: BANKALARIN YÖNETİM KURULLARINDA ASKERLER VARDI.
Koalisyon hükümeti döneminde, bankaların hepsinin, 20 küsur bankanın.. bunların içinde bir büyük gazetenin de patronu yok edildi. İstenirse edilmezdi. Koalisyon hükümeti müthiş bir katkıda bulundu. 20 küsur banka yok edilirken, bir banka yukarı çıktı. Tekstilbank yukarı çıktı. Nasıl çıktı yahu? Bunun sorulmaması gibi bir mevzu olabilir mi? İkinci önemli husus, Yönetim kurullarındaki, insanlara bakar mısınız o tarihlerde.. hepsinde paşa dolu.
Bankayla hiçbir alakam yok, ne bankacıyım, ne bankayla çalışıyorum. Beni Dinç Bilgin ile birlikte içeri attılar. Planlı bir şey değil. Detayına girmiyorum, çok sıkıldım anlatmaktan. Peki bankanın yönetimi var, yönetim kurulu var, başkan vekili var, bir sürü yetkililer var onlar nerde? Mahkemeye çıkmadılar yahu.. Paşa var o da çıkmadı.
Cavit Çağlar'ın bankasına bakıyorsunuz aynı şeyleri görüyorsunuz. Biz 10 liraya muhtaç olduk, şirketler battı, koca Akademi İstanbul, 7800 öğrenci ile yok oldu. 500 burslu talebe ortada kaldı.
AKÖZ: MEDYADA BAZI ARKADAŞLAR ASKERİN SİYASETTEN ELİNİ ÇEKMESİNİ İSTEMİYORLAR
EMRE AKÖZ: Manşetlerden bahsediyoruz, birinci sayfadaki yazılardan, köşe yazılarından bahsediyoruz. Peki o zaman bunları yapan arkadaşların, diyelim yüz arkadaş varsa, herhalde bir sekseni falan devam ediyor. Bir şey olmadı yani, devam ediyor onlar.
Bu şunu gösterir bize, herhangi bir kriz durumunda, herhangi sıkıntı anında, bu arkadaşlar o zamanlar ne yaptılarsa, yine aynı şeyleri yapacaklardır. Sokaktaki gibi... kutuplaşma anında nasıl ayrışıyorsa medyada da aynı öyle.. medyada, bazı arkadaşlar askerin siyasetten elini çekmesini istemiyorlar.