Ayasofyanın yeni bir sırrı belirlendi
Abone olBilim adamlarının uyguladığı üç boyutlu lazer tarama çalışması sonucu, kubbenin sepet gibi örülmüş olduğu belirlendi.
İtalya'daki La Sapienza ile Boğaziçi Üniversitelerinin,
Ayasofya'yı depreme karşı korumak amacıyla başlattığı çalışmanın
ilk ayağı olan ve yaz aylarında uygulanan üç boyutlu lazer tarama
çalışması, Türk ve İtalyan bilimadamlarını şaşırtan bir gerçeği gün
ışığına çıkardı. Röntgen sonuçlarını değerlendiren İtalyan bilim
adamları, 15 asırlık muhteşem yapının kubbesinin, bugüne kadar
eşine rastlanmayan bir yöntemle inşa edildiğini ve çok hafif bir
yapıya sahip olduğunu, bunun da depreme karşı binaya önemli
avantajlar sağladığını belirlediler. Boğaziçi Üniversitesi Tarih
Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Günhan Danışman da bugüne kadar
bilinmeyen ve hayran kaldıkları kubbe inşa yöntemini şöyle anlattı:
Sepet gibi örülmüş "Yuvarlak plan üzerine oturan kubbe, kaburga
gibi taş kemerlerden yapılmış ve bu kemerler kubbenin üst
noktasında birleşmiş. Kemerlerin arasını ise, bizim aynalı kiriş
dediğimiz pişmiş tuğlalarla, çapraz şekilde örmüşler. Adeta, kubbe
sepet gibi örülmüş. Bu, benzerlerinden çok daha hafif ve depreme
karşı daha dayanıklı. Diğer kubbeler hem ağır, hem de depremde
kolay çöker. Adeta bir garsonun, tepsiyi parmaklarının ucunda
taşıması ancak tepsinin düşmemesine benzer bir denge oluşmuş.
Örneği yok Böyle bir yapı, bugüne kadar hiç bilinmiyor. Bizans
döneminde yapılmasına rağmen, bu yapı bence o dönemin Anadolu'nun
mimarisi. Çünkü, inşa edenler o dönemdeki Anadolulu ustaları. Bu,
Ayasofya'nın neden bu kadar özgün, bu kadar erken dönem olmasına
rağmen mükemmel olduğunu ortaya koyuyor." Projenin ilk ayağını
tamamlayan ekibin AB'den finansman desteği beklediğini belirten
Danışman, İtalyan bilimadamlarının önümüzdeki aylarda tekrar
Türkiye'ye geleceğini söyledi.