Ayasofya'nın sahibi bulundu!
Abone olHz. İsa'nın mı? Yoksa Hz Meryem'in mi? İkisinin de değil.Ayasofya'nın gerçek sahibi Fatih Sultan Mehmet!
Başbakanlık Vakıflar Genel Müdürü Yusuf Beyazıt, devletin tapu kayıtlarında Ayasofya’nın tapusunu bulduklarını açıkladı.
Yusuf Beyazıt, Ayasofya’nın mal varlığının “Ebulfetih Sultan Mehmet” adına olduğunu kaydederek “Orijinal tapuya ilk kez ulaştık. Çok heyecanlandık” dedi. Ayasofya’nın asırlardır süren tartışmaların aksine, tarihte iddia edildiği gibi, hiçbir zaman Hz. İsa, Hz. Meryem ya da Kutsal Ruh gibi “Nam-ı Müstear” veya “Nam-ı Mevhum” denilen, şu anda hayatta olmayan ruhani varlıklar üzerine kayıtlı olmadığı da orijinal tapu kaydının ortaya çıkmasıyla kesinleşti.
Vakıflar Genel Müdürü Yusuf Beyazıt şunları söyledi: “Ayasofya’nın, Fatih Sultan Mehmet Vakfı’na ait olduğuna dair orijinal tapusunu bulduk. Bu çalışma sırasında habersiz olduğumuz 27 bin gayrimenkulümüze de bu araştırma sırasında ulaştık. Bu tapu kayıtlarından biri de Ayasofya ile ilgiliydi. Tapuda mal varlığı kaydı, ‘Ebulfetih Sultan Mehmet’ adına görülüyor.”
VAKIF DA KURMUŞ
Fatih Sultan Mehmet Vakfı’nın Fatih Sultan Mehmet’in isteğiyle, Ayasofya’nın ihtiyaçlarını karşılamak için kurulduğu da belirlendi. Fatih Sultan Mehmet, vakfa akar olarak da İstanbul’un Okmeydanı semti dahil şehrin muhtelif yerlerindeki 2 bin gayrimenkulü bıraktı. Fatih’in “Ayasofya Vakfıyesi”ndeki 2 bin gayrimenkulün tespit edilmesi için de çalışma başlatıldı.
TARİHÇİLER NE DİYOR?
‘Biliniyordu belgesi bulundu’
DEVLET Arşivleri Genel Müdür Yardımcısı, Osmanlı Arşivleri Uzmanı Prof. Dr.Mustafa Budak, belgenin çok açık olduğunu belirterek şunları söyledi: “Çok açık bir belge var. Üzerinde Fatih Sultan Mehmet’in adının yer alması, bu mülkün onun adına kurulan vakfa ait olduğunun kanıtıdır. Bu mülkün Fatih Sultan Mehmet’e ait olduğunu gösterir. Ayasofya’nın bu vakfa ait olduğu tarihçilerce biliniyordu. Şimdi belgesi bulundu. Bu tapunun bulunması ve üzerinde de adının yazması, tarihçilerin tespitini de doğruladı.”
‘Tapu değil kadastro kaydı’
Murat Bardakçı, Türkiye’de kadastro çalışmalarının 1930’lu yıllardan
sonra başladığını belirterek şunları söyledi: Bu belge, Cankurtaran Mahallesi’nden kadastro geçirilmesinden sonra yapılan kayıttır. Ayasofya’nın ilk kaydı bu değildir. Asılkayıt, vakfiyede yazılır. Ve o belgenin de Vakıflar GenelMüdürlüğü arşivinde bulunması gerekir. Genel Müdürün bu kaydı bulması gerekir. Bu, aslında ilk mülkiyet kaydı değil, kadastro geçtikten sonraki kaydıdır.Cami ve saraylar şahıs üzerine kaydedilemez. Bu tapu değil, kadastro kaydıdır. Vakfıyeyi yayınlasınlar.”
GAZETE HABERTÜRK