Ayasofya'nın gizemi gün yüzüne çıkıyor
Abone olBizanslıların ve Türklerin en büyük mabedi olan, inşa edildiği yıllardan itibaren birçok gizemi de içinde barındıran Ayasofya ile ilgili efsaneler gün yüzüne çıkıyor
MİMARİSİNİN
ÖNEMİ
İ.Ü Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi
Yrd. Doç. Dr. Aslan, Ayasofya efsanelerine yer veren Latin harfli
Türkçe eserler tespit ettiğini, bu eserlerdeki efsaneleri
derlediğini söyledi. Aslan, bu eserlerin kaynaklarını incelerken
Ayasofya risalelerine ulaştığını belirterek, “Ayasofya ile ilgili
efsaneler öncelikle yapının mimari özelliklerinden kaynaklanıyor’
dedi. Aslan, bu özellikleri şöyle sıraladı:
“Kaynaklara göre Ayasofya, dünyanın en hızlı (beş yılda) inşa edilmiş katedralidir. Dünyanın en uzun süreyle, yaklaşık bin beş yüz yıl ibadethane olmuş yapılarındandır. Dünyanın ayakta kalabilen en eski katedralidir. Yaklaşık bin yıl boyunca (1520’de İspanya’daki Sevilla Katedrali yapılana kadar) dünyanın en büyük katedrali olmuş, büyüklüğü aşılamamıştır. Günümüzde ise dünyanın dördüncü büyük katedralidir.”Bizans, Arap ve Türk kültürlerinde Ayasofya’ya birçok anlam yüklendiğini ifade eden Aslan, “Bizans için imparatorluk ideolojisinin yeryüzündeki mücessem ifadesi, Araplar için Hazreti Peygamberin müjdesine nail olabilmenin, cennetin anahtarı, Türkler için ise hem ‘Kızılelma’ya hem de Peygamberin müjdesine ulaşma anlamlarına gelmektedir. Bu anlamlar yaşadıkça, farklı kültürlerin farklı Ayasofya algıları var oldukça, yani Ayasofya var oldukça, bu efsaneler yaşamaya ve bunlara yenileri eklenmeye devam edecektir” dedi.
SOFİYA, MİRAÇ
MUCİZESİ’NDE
Kitapta çok ilgi çekici efsaneler bulunduğunu belirten Aslan, “Bana
göre, en ilgi çekeni ‘Hz. Muhammed’in Miraç Mucizesi ve Ayasofya’
adlı efsane’’ dedi. Aslan, bu efsaneyi kısaca şöyle
özetledi:
“Hz. Muhammed bir gece Cebrail ile miracda iken, camiye benzeyen çok güzel ve çok süslü bir makam görürler. Cebrail, ‘Bu Büyük Cami’dir. Bu makamın benzeri, dünyada üç tarafı denizlerle çevrili şehirde ‘Sofiya’ adlı güzel bir ibadethane ve yüce bir makamdır’ der.”