Ayak bileğinin düşmanı 9 hata
Abone olAyak bileği eklemleri güçlü yapılarına rağmen, spor yaralanmalarında en sık etkilenen eklemlerden biri. Sadece spor yaparken değil, günlük hayatta da birçok riskle karşı karşıya kalan ayak bileklerinde hasar oluşturan durumlar arasında hatalı alışkanlıklar da var.
Vücut yükünü en çok çeken eklemlerin başında ayak bileği
eklemleri geliyor. Ayak bilekleri, ayakta sabit durmak, yürümek ve
koşmak gibi hareketlerde oldukça ciddi görevleri olan ve vücut
ağırlığının tümünü taşıyan sağlam eklemler. Öyle ki yürürken 1.5,
koşarken 8 katına ulaşan vücut ağırlığını taşıma
kapasitesindeler.
Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Mehmet İşyar, ayak bileği eklemlerinin bu güçlü yapılarına rağmen, spor yaralanmalarında en sık etkilenen eklemlerden biri olduklarına dikkat çekerek, “Üstelik ayak bilekleri sadece spor yaparken değil, günlük hayatımızda da birçok riskle karşı karşıya kalıyorlar” diyor.
Doç. İşyar, ayak bileğinde hasar oluşturan hatalı alışkanlıklara dikkat çekerek şunları söylüyor:
BU HATALAR AYAK BİLEĞİNE HASAR VERİYOR
•
Isınma hareketi yapmadan spora başlamak,
• Hatalı egzersiz ve spor yapmak,
• Ayak bileğini güçlendiren germe egzersizleri yapmamak,
• Sık sık, topuklu ayakkabı gibi, ayak yapısına uygun olmayan
ayakkabı giymek,
• Koşmak, merdivenden inip çıkmak gibi hareketlerin yanı sıra ani
hareketlerle ayak bileğini aşırı zorlamak,
• Spor yaparken ayak yapısına ve spor çeşidine uygun ayakkabı
seçimi yapmamak,
• Kötü beslenmek. Bu alışkanlığımız bir yandan ayak bileğinin baş
düşmanlarından obeziteye yol açarken, bir yandan da kemik,
kıkırdak, tendon ve ligaman gibi tüm doku ile yapıların anatomik
özelliklerinin kaybolmasına yol açıyor.
• Uzun süre ayakta kalmak. Ne kadar uzun süre ayakta kalırsak
eklemlerin yük taşıma oranı o kadar artıyor. Eklemlerdeki yük
arttıkça kıkırdak yapısında dejenerasyon denilen aşınma daha erken
yaşta oluşuyor.
• Sigara içmek. Sigara dolaşım sistemini olumsuz yönde etkilediği
için damarlarda kasılma ve bozulmaya yol açıyor. Bunun sonucunda
ayakta Burger hastalığını tetikleyebiliyor. Ayrıca tendon,
kıkırdak, kemik ve kas gibi tüm dokulardaki hasarlarda iyileşmeyi
yavaşlatıyor.
AĞRI BİRKAÇ GÜNDE GEÇMEMİŞSE, DİKKAT!
Ayak bileğindeki sorunlarda erken tedavi oldukça önem taşıyor.
Çünkü tedavide gecikildiğinde ayaklardaki problem daha da
ilerleyerek stres kırıkları gibi yaşam kalitesini olumsuz yönde
etkileyen soruna dönüşebiliyor, hatta kalıcı hasarlar
bırakabiliyor.
Doç. Dr. Mehmet İşyar, bu nedenle ayak bileğindeki ağrı birkaç gün
istirahate rağmen geçmemişse, şiddetliyse, ayak bileğinde şişlik,
ısı artışı veya kızarıklık varsa zaman kaybetmeden mutlaka bir
uzmanına başvurmak gerektiği uyarısında bulunuyor.
KIKIRDAK YARALANMALARINDAN STRES KIRIĞINA
Doç. Dr. Mehmet İşyar, ayak bileği ağrısının birçok sorunun
habercisi olabildiğine işaret ediyor. En sık görülen sebebi, ayak
bileğinin burkulmaları ile burkulma sonrasında yırtılan ve zarar
gören tendonların tam olarak iyileşememesi. Eğer ağrı ihmal edilip
doktora başvurulmazsa bu yapıların tam olarak iyileşememesi
tekrarlayan burkulmalara neden oluyor ve bunun sonucunda ayak
bileğindeki kıkırdaklara zarar veriyor.
Kıkırdakların hasar görmesi de “Osteokondral defekt” denilen kıkırdak yaralanmalarına yol açabiliyor. Ayak bileğinde oluşan ağrının bir başka sebebi de ayak bilek kemiğinin çok küçük bir şekilde kırılması nedeniyle gelişen stres kırığı veya tendon iltihaplanması (tendinit) olabiliyor. Topuk arka kısmında özellikle sabahları daha belirgin olan ve üzerine basmakla ağrıyan kemik çıkıntısı Haglund Deformitesi, genellikle 3. ve 4. ayak tarak kemikleri arasında gelişen ve yanma-huzursuzluk hissi veren ağrı da morton nöroma probleminin habercisi olabiliyor.
TEDAVİ ALTTA YATAN NEDENE GÖRE PLANLANIYOR
Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı, ayak bileğinde yaşanan sorunların tedavisinin altta yatan nedene göre planlandığını vurguluyor. Ayak bileğinde oluşan problemlerde istirahat, buz kompresyonu ile fizik tedavi egzersizleri gibi konservatif tedavilerden kapalı ve açık cerrahiye kadar birçok yöntem mevcut.
Doç. Dr. Mehmet İşyar konservatif tedavilerden fayda görülememesi durumunda öncelikle kapalı cerrahi yöntemini tercih ettiklerini belirterek bunun nedenini şöyle açıklıyor:
“Örneğin çeşitli kemik sıkışması sendromlarında artroskopik ayak bileği cerrahisiyle tüm işlemler bir santimden daha küçük olan 2-3 deliklerden girilerek yapılıyor. Bu sayede hastalar ameliyatın ertesi günü hastaneden taburcu olabiliyor ve açık cerrahiye oranla daha kısa sürede iyileşiyorlar.”
Ameliyatın yeni kıkırdak oluşumu desteklemek için kök hücre, PRP/PRF, bir başka deyişle kendi hücrelerinin onarma gücünü kullanan tedavilere de başvurulabiliyor. PRP/PRF yöntemlerinde hastanın kendi kanındaki trombosit adı verilen hücrelerin içerisinde yer alan birçok faktör kullanılarak kıkırdak, kemik gibi dokuların onarımı sağlanıyor.”