Avusturya, göç istemiyor
Abone olTürkiye'nin AB üyeliği konusunda kritik bir döneme girdiği şu günlerde, Avusturya basını bu konu üzerine yoğunlaştı. Avusturya'nın en büyük korkusu ise göç...
Türkiye'nin AB üyeliği sürecinde kritik önem taşıyan ilerleme
raporunun yayınlanmasına kısa bir süre kala, Avusturya basını,
Türkiye'nin üyeliğinin AB'ye yönelik etkisi üzerinde duruyor.
Avusturya basınında bugün yer alan yorumlarda, 15 eski AB üyesinin,
Türkiye'nin katılımından sonra alınacak kararlarda çoğunluğa sahip
olamayacağına dikkat çekildi. Yapılan değerlendirmelerde, Birliğin
gelecekteki anayasasının içinde siyasi dinamit gizli olduğu
belirtilerek, yeni AB anayasasının Türkiye'nin nüfuzunu büyük
ölçüde artıracağı, özellikle de Ankara'nın yasama organı olan iki
mercideki, yani Konsey ve Parlamento'daki nüfuzunun, AB'nin şimdiki
güç sistemini alabora edeceği öne sürüldü. Anayasaya göre Bakanlar
Kurulu'nda alınacak AB kararları için hükümetlerin yüzde 55'inin
onayının gerektiği belirtilerek, Türkiye'nin 2015 yılında Birliğe
katılması halinde ve o tarihte Hırvatistan, Romanya ve
Bulgaristan'ın da üye olacaklarından yola çıkıldığında, çoğunluğu
elde etmek için 16 ülke gerekeceği, böylece Birliğin ilk üyeleri
olan 15 ülkenin, bir kararı kabul ettirecek çoğunluğu kalmayacağı
vurgulandı. Basında yer alan yorumlarda, Türkiye nüfusunun
büyüklüğü nedeniyle bir AB kararını engellemek için pek az
müttefike ihtiyacı olacağı, öncelikle de pasif bir güç faktörü
olarak önem kazanacağı, örneğin "Ankara, Londra, Madrid ve Varşova
ile bir olup, Avrupa entegrasyonunun derinleştirilmesine ilişkin
her türlü kararı bloke edebileceği" öne sürüldü. GÜVENLİK
POLİTİKASI FAKTÖRÜ Yorumlarda, Ankara'nın askeri açıdan AB
politikası üzerindeki etkisini küçümsememek gerektiğine dikkat
çekilerek, "Türkiye'nin katılımı, Atlantik Paktı'nın Avrupa
güvenlik politikasının savunucuları karşısında güçlenmesine yol
açacaktır. Fransa, Almanya ve Belçika'dan oluşan 'eski Avrupa' dört
bağımsız ve tarafsız ülke ile birleşerek bloke etme imkanını
kaybedecek. Buna paralel olarak da NATO'nun Birlik içindeki
ağırlığı artacak, Kuzey Atlantik Paktı üyeleri Ankara'nın da
katılımıyla AB nüfusunun yüzde 95'ini oluşturacaktır. Bu katılımın
Avrupa Parlamentosu'na etkileri ise belki siyasi güç açısından
olmasa bile sembolik olarak oldukça ilginç olacaktır. 732
sandalyeden 82'sine sahip olacak Türk parlamenterlerinin oranı
yüzde 11.2 olacaktır. Yani Türklerin Almanlar kadar parlamenteri
olacaktır. Ancak parlamenterler her zaman ulusal çizgilerine sadık
kalmadıkları için ülkenin Parlamento'daki önemi fiilen ağırlık
kazanmış olmayacaktır" denildi.