Avşar konuştu: Aldat ama çaktırma!
Abone olKaya Çilingiroğlu'ndan boşanmasının ardından uzun süre sessiz kalan Avşar kızı Ahmet Hakan'a konuştu. Hülya Avşar'a göre erkek aldatabilir ama çaktırmamalıdır!..
Yaşam biçimi, konuşmaları, aşk ve evlilikleriyle yıllardır
medyanın gündeminden düşmeyen Hülya Avşar, Kaya Çilingiroğlu ile
olan evliliğinin bitmesinden sonra ilk kez bir röportaj verdi.
Hülya Avşar, Ahmet Hakan’ın CNN Türk’teki ‘Tarafsız Bölge’
programına konuk oldu. Ahmet Hakan sordu, Avşar da evlilik,
aldatma, erkek-kadın davranışları üzerine düşüncelerini
anlattı.
Size hep magazin dünyasının kendine özgü diliyle sorular soruluyor.
Hep o verili dil kullanıyor. Öyle olunca da siz kendinizi aslında
tam olarak anlatamıyorsunuz. Bu saptamalara katılıyor musunuz?
- Evet, doğru. O şunu dedi, bu şunu dedi. Hep açık arama çabası
içinde olunuyor. Benim gerçek anlamda ne düşündüğümü öğrenmekten
çok, tartışma ve polemik yaratmaya yönelik çabalar var.
NEDEN GEÇ KALDIN
O zaman biz sizin gerçek anlamda ne düşündüğünüzü anlamaya
çalışalım. Siz son zamanlarda eşinizden ayrılmanız nedeniyle
gündemdesiniz. Biraz bunu konuşalım. Eşinizden ayrıldıktan sonra en
çok hangi tepkiyle karşılaştınız?
- En çok bu kararı almakta neden geç kaldığım üzerinde duruluyor.
‘Nasıl oldu da bu kadar sabrettiniz’ deniliyor. Çok büyük bir olay
yapmışım gibi gösteriliyor ve işin bu kısmı bana biraz anlamsız
geliyor.
HAYATTAKİ BELİRSİZLİK
Yani keşke daha önce ayrılsaydınız mı deniliyor?
- Evet. Benim evliliğim boyunca göstermiş olduğum anlayışı
abartıyorlar. Bana haksızlık yapıldığını düşünüyorlar. Oysa burada
büyütecek bir şey yok.
O zaman bu meseleyi açıkça konuşalım. İlk sorum şu: Evliliği
bitirme kararı çok zor mu alındı?
- Hayır. Kararın alınması çok kolay oldu. Çünkü hayatımızda
inanılmaz belirsizlikler vardı.
Ne tür belirsizlikler?
- Yani mutlu muyuz, mutsuz muyuz bilmiyorduk. Bu evlilik nasıl
gidiyor, nasıl gidecek, nereye kadar gidecek bilemiyorduk.
Belirsizlikler vardı. Birbirimize söyleyemediğimiz şeyler vardı.
Aldığımız karar, bu belirsizlikler nedeniyle kolaylaştı. Karşılıklı
karar vermek, işin en kolay kısmı oldu.
AYRILIĞI KAYA İSTEDİ
Ayrılık kararı nasıl çıktı? Karşılıklı oturup konuştunuz mu? Siz mi
istediniz ayrılmayı?
- Hayır önce o istedi. Çünkü artık belki de onun için olup
bitenleri açıklamak zorlaşmıştı. Çünkü ben hiçbir zaman ‘Beni neden
aldattın? Bu iş neden oldu?’ diye sormadım. Vereceği bir cevabı da
yoktu. Ayrıca bizim evliliğimizin kendine göre bir saygınlığı
vardı. Eğer ben yüz göz olup bu meseleleri konuşmaya kalkarsam,
evliliğimi bitirmem gerekirdi. O noktaya gelmemek için olup
bitenleri görmemiş ve duymamış gibi yaptım.
Bunu çok uzun bir süre yaptınız değil mi?
- Kesinlikle. Çok önemsemediğim için de görmezlikten geldim. Ama
artık bu olayın konuşulması gerektiği, görmezlikten gelmenin de
artık bir işe yaramayacağı ortaya çıktı. Kaya bunu fark etti. Belki
de bu yüzden ilk o teklif etti konuşmayı. Açıkçası ben hálá cesaret
edemiyordum.
KADIN GÖRMEMELİ
Ne konuştunuz?
- Artık doğrusu neyse onu yapalım dedik. İnanın on beş dakika
içinde doğrusunun ayrılma olduğuna karar verdik. Yani öyle
saatlerce de konuşmadık.
Tam bu noktada yanıtını çok merak ettiğim bir soruyu sormak
istiyorum: Sizce bir kadın, eşi kendisini aldattığında bunu
görmezlikten mi gelmeli?
- Evet, görmezlikten gelmeli. Kesinlikle. Ama aldatmanın sınırları,
boyutu, durumu, evdeki durum?.. Bütün bunlar da önemli. Bakın, ben
şuna inanıyorum: Bizim evliliğimizin bu şekilde bitmesinin en büyük
nedeni benim.
Neden böyle düşünüyorsunuz?
- Son zamanlarda ben, duygusal anlamda onun duygularına hitap
edemiyordum. Yani eş olarak. Açıkçası bizim ilişkimiz arkadaşlığa
dönüşmüştü. Yanlış anlaşılmasın, kavga etmiyorduk, birbirimizi
yemiyorduk. Aslında keşke kavga etseymişiz. Çünkü şimdi Zehra olup
bitenlere anlam veremiyor. ‘Benim yanımda ufacık bir tartışma
yapmadılar ama ayrılıyorlar’ diye düşünüyor ve olup biteni
anlayamıyor. Demek ki bazen çocukların yanında tartışmak da
gerekiyormuş.
BABAM DA ÇAPKINDI
Yani sizce eski eşiniz hiç mi yanlış yapmadı?
- Belki bir şeyi yanlış yaptı: O da son kaçamağının bu kadar aleni
olmasıydı. Belli ki bu seferki günlük bir ilişki değildi, uzun
zamanlı bir ilişkiydi. O zaman gelip benimle konuşması
gerekirdi.
Şimdi tam bu noktada işin felsefesini biraz konuşalım. Sizin ‘Bir
kadın, aldatan eşini görmezlikten gelir’ anlayışınız üzerinde
duralım.
- Görmezlikten gelebileceği noktalar olmalı. Ya da benim yetişme
tarzım bu.
O zaman soruyu şöyle soralım: Bir kadın eşini aldattığında, erkek
de onu görmezlikten gelmeli mi? Yani bu hoşgörülü yaklaşımınız,
aldatan kadınlar için de geçerli mi?
- Eğer erkeğin davranışları kadını o yola sürüklediyse, etrafta da
kimse bilmiyorsa ya da adam kimseye karşı hesap vermek durumunda
değilse affedebilir.
ÇAKTIRMAMAK MARİFET
Anladığım kadarıyla siz aldatan erkeğe karşı biraz daha
müsamahakársınız.
- Aldatan kadın... Bu kulağa biraz tırmalayıcı geliyor. Benim
yetişme tarzım bu. Ben aşiret kızıyım. Çok geniş bir sülaleye
aitim. Ben hep böyle gördüm. Erkek erkektir denirdi. Ama benim
yaşadığımı o ailede hiç kimse yaşamamıştır. Çünkü erkekler, bu işi
çaktırmadan yapmayı becerirlerdi. Benim babam da çok çapkın bir
adamdı. Ama anneme bunu hiç yansıtmadı. Babam ölene kadar annemle
evli kaldılar.
Peki çaktırmamak bir marifet mi?
- Tabi ki marifettir.
Evleneceğim erkek benden zengin olmalı
Hülya Avşar, ‘Bundan sonra erkeksiz de yaşayabilirim’ mesajını
vermesine rağmen, yeni bir evliliğin kapılarını kapatmıyor. Hülya
Avşar, evleneceği erkeğin özelliklerini şöyle tarif ediyor:
‘Benimle birlikte olabilecek bir erkeğin çok önemli özelliklere
sahip olması gerekir. Zekasıyla, aklıyla, birikimiyle benden çok
iyi olması gerekir. Maddi açıdan da durumunun benden iyi olması
lazım. Eğer bir ilişki söz konusu olacaksa ancak bu özelliklere
sahip bir erkekle birlikte olabilirim.’
Yarın: Evlilik doğa kanunlarIna aykırı