Avşar kızı kime kabak dedi?
Abone olBirkaç hafta önce objektiflere bikinili yakalandığı için bazı sanatçılar tarafından eleştiri bombardımanına tutulan, Hülya Avşar, suskunluğunu röportajla bozdu.
Hülya Avşar, bikinili fotoğrafları için kendisini
eleştiren meslektaşlarına: "Ben meşeyim onlar kabak. Bir meşe ağacı
100 senede yetişiyor, bir kabak ise iki ayda."
Hülya Avşar, Kelebek’e verdiği röportajda sert
ifadeler kullanmaktan kaçınmayan sanatçı, yapılan bu saldırıları
kendisine duyulan hayranlığa bağlarken, sözlerini ‘Ahmaklar dahiye
karşı birleşirler’ diye noktaladı.
Size yapılan sözlü saldırıların nedeni nedir ?
Bence bu bir hayranlık, onlara kızmıyorum. Ama tek korkum, onların
bu hayranlıkları bende bağımlılık yapabilir!
- Tüm bu saldırılar sizi yıpratmıyor mu?
Hayır, yıprattığını söyleyemem. Sadece yoruyor. Bir kitapta okudum
ve çok hoşuma gitti. Bir meşe ağacı 100 senede yetişirken, bir
kabak için iki ay yeterli. İşte bazılarına kabak olduklarını
hatırlatmak da benim zamanımı alıyor.
- Siz kendinizi nasıl bir yere koyuyorsunuz?
Farklı... Ama tabii bunu anlamakta güçlük çekebilirler, hatta farkı
hata sanıp mutlu oluyor da olabilirler. Bugüne kadar bana dair iki
kitap yazıldı. Yani beni fark eden yine başkaları oldu. Şimdi de
benim bugüne kadar yazmış olduklarım kitap şeklinde çıkıyor. İmza
günüme tüm sanatçı arkadaşlarım da davetlidir.
HER LİDERİN TAKİPÇİSİ VARDIR
- Yaptığınız her şey doğru mu?
Böyle bir şey mümkün mü, tabii ki değil. O yüzden böylesine iddialı
bir laf etmem mümkün değil. Doğruyu bulmak zordur. Zaten hep
doğruyu yapsam, aklı başında eleştirilerin kıymeti kalmaz.
İnsanların beni eleştirme arzularıdır bunu böyle gösteren.
- Bikinili resimleriniz çok fazla tepki çekti. Bunun nedeni ne
sizce?
Çünkü çok beğendiler. Bu resimlerden önce söyleyecek sözleri vardı,
şimdi artık yok. Aslında haklılar da... Düşünsenize onların yerinde
olduğunuzu; benden daha küçükler ama benim gibi değiller. Üstelik
hiçbiri doğum yapmamış. Ben de olsam delirirdim. Neymiş efendim,
bikinili resimlermiş. Bundan daha doğal ne olabilir ki?
- Gerçekten tüm bunlar sizi hiç mi kızdırmıyor? Yoksa böyle mi
görünmek istiyorsunuz? İyi bir oyuncu olduğunuzu hepimiz biliyoruz
sonuçta...
İnanın bana çok eğleniyorum. Bir de tüm bunları ciddiye alsam
kimbilir neler olur. Şunu unutmayın ki her liderin birkaç tane
takipçisi vardır. Ben öldükten sonra da unutulmayacağım. Çünkü hem
okunmaya, hem görülmeye, hem de yazılmaya değer şeyler yaptım.
Şimdi bu durumdayken hangisini ciddiye alabilirsiniz?
HAFİF BİR DEHAOLUYORUM
- Bu durumda söylediklerinizin hepsi birilerini kızdırmak için mi,
yani dalga mı geçiyorsunuz?
Estağfurullah, ne demek... Ben her söylediğimi düşünerek
söylüyorum. Her düşündüğümü ise söylemem. Buna karşın
söylediklerimi düşünmediğimi sananlar, düşünmek yerine cevap
vermeyi tercih ediyorlar. Kısacası zor durumdayım.
- Sinema, sahne, aile, çocuk, iş kadınlığı, spor, dergi, albüm...
Tüm bunları bir arada yürütmek yetenek midir? Kendinize zaman
ayırabiliyor musunuz?
Kendime ayırdığım zamanı da tüm bunlara harcamak isterim aslında...
Yoğun tempo gerçekten hoşuma gidiyor. Genelde insan hayatında bir
şeyler varsa, bir şeyler eksiktir. Yok eğer hepsi var olabiliyorsa,
buna yetenek demek az kalır bence. Hafif bir deha oluyorsunuz.
- Peki, başarının nasıl elde edilebileceğiyle ilgili neler
söylersiniz?
Zeki insanın saygısını, çocukların sevgisini, şefkatini kazanmak,
dürüst eleştirilerin takdirine layık olmak, bazı insanların
saçmalıklarına tahammül edebilmek, güzelliği takdir edebilmektir.
Bunu okuduğum bir kitaptan aldım, çünkü başka açıklaması yok
bence.
- İstediğiniz olgunluğa eriştiniz mi?
Hayatın gerçeklerini kabul etmek lazım. Değişikliklere uyum
sağlamalı. Ben her gün kendimi geliştirmek için yaşıyorum.
Bazılarını hep aynı yerde buluyorum, hálá yaşayıp yaşamadıklarını
anlamaları için nabızlarını yoklamak geliyor içimden. Bir dahiyi
nasıl tanırsınız? Tek bir işaretle tanırsınız. Bütün ahmaklar ona
karşı birleşirmiş.
Ve Hülya Avşar bu anonim atasözü ile röportajı bitiriyor...
Anlamak yerine yargılıyorlar
- Hayatınızda hiç mi problem yok? Bu nasıl olur ki?
Tabii ki problemsiz hayat olmaz, ama bulunduğum ortamın mutlu
olunacak yanlarını seçmekte başarılıyım. Ben insanların bana olan
güvenini 23 senede kazandım. En büyük problemim, kendi iyimle
yarışmak zorundayım. Çünkü başka çarem yok. Eleştirilmenin sebebi,
hep dikkat çekecek işler başarmamdır, beni anlamak yerine
yargılamaya çalışıyorlar.
Haber: Demirhan Hararlı
Kaynak: www.hurriyetim.com.tr