Avrupa'yı hayran bıraktık

Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, 7. Uyum Paketi'nin TBMM'den geçmesine ilişkin olarak Avrupa'dan olumlu yankılar geldiğini, AB Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Günter Verheugen'in kendisini aradığını ve 'hayranlıklarını' ilettiğini söyledi. Gül, Dışişleri Bakanlığı'ndan ayrılırken gazetecilerin "7. Uyum Paketi ile ilgili Avrupa'dan tepki alıyor musunuz" sorusuna, "Avrupa'da ancak bu kadar olumlu hava olabilir. Az önce Verheugen aradı, onlar da çok açıkça hayranlıklarını söylediler" diye yanıt verdi. Gül, görüşmede kendisinin de atılan adımların ve uygulamanın önemli olduğunu belirttiğini ve Türk hükümetinin kararlılığını ilettiğini söyledi. Hükümetin 2004 yılının müzakerelere başlanması için Türkiye açısından kritik bir yıl olduğunun farkında olduğunu belirten Gül, "Bütün şartları yerine getirmek konusunda çok kararlıyız" dedi. Bu çerçevede iktidar ve muhalefetin birlikte çalıştığını ifade eden Gül, "Türkiye'de önemli şeyler oluyor ve bunlar anlayış içinde yapılıyor. Bunların Avrupa'da olumlu yansıması memnuniyet verici" diye konuştu. Gül, 'bu olumlu havanın Kıbrıs sorununun çözümüne ne gibi etkileri olacağına'' ilişkin soruyu yanıtlarken, şunları söyledi: "Sıkıntılar var, muhakkak. Asfalt bir yolda yürümüyoruz. Ama yolları gayet iyi bir şekilde döşeyerek, problemleri çözerek gidiyoruz." Kıbrıs konusunun önemine işaret eden Gül, bu konuda çalışma ve hazırlıkların yapıldığını belirterek, Kıbrıs'ın başlı başına AB'nin şartlarından biri olmadığını, müzakerelere başlama şartının Kopenhag siyasi kriterlerini yerine getirmek olduğunu kaydetti. Gül, "Türkiye'nin Irak'a asker göndermesi konusunda ABD ile görüşmelere başlamak için Yüksek Askeri Şura'nın (YAŞ) sonuçlanmasını mı bekliyorsunuz" sorusuna ise, "Biz kendi çalışmamızı yapıyoruz. YAŞ da, şu anda kendi içinde önemli kararlar alıyor. Dolayısıyla, tabii ki birçok açıdan meşgul de ediyor. Ama, bu demek değildir ki, işler yürümüyor. Bunun 1-2 günlük mesele olmadığını söylemiştim" karşılığını verdi. Gül, asker göndermeden önce Irak'ta istihbari bir çalışma yapılıp yapılmadığının sorulması üzerine de, "Nasıl yapılırsa, öyle yapılıyor" dedi