Avrupa'nın iç giyimi Türkiye'den
Abone olTekstilin önemli kollarından iç giyim sanayinin ihracat yaptığı ülkeler arasında, Rusya’dan İsrail’e, Ortadoğu'dan Avrupa'ya kadar geniş bir coğrafyaya mal sa
Tekstilin önemli kollarından iç giyim sanayinin ihracat yaptığı
ülkeler arasında, Rusya’dan İsrail’e, Azerbaycan’dan Suudi
Arabistan’a kadar birçok Ortadoğu, Avrupa, Afrika ve Orta Asya
ülkesinin bulunduğu bildirildi. Tüm İç Giyim Sanayicileri Derneği
(TİGSAD) Yönetim Kurulu Başkanı Bahri Özdinç, Türk iç giyim
sanayinin son yıllarda üretimini ve ürün çeşidini artırdığını
belirterek, iç giyim sanayicilerinin, Türkiye ekonomisinde
yarattığı istihdam ve ihracat payıyla önemli bir rol oynadığını
söyledi. Yıllık 1 milyar doların üzerinde ihracat gerçekleştiren iç
giyim sanayinin yaklaşık 120 bin kişiyi istihdam ettiğini kaydeden
Özdinç, pamuk, yünlü ve sentetik olan hammaddeden başlayarak
konfeksiyona kadar uzayan bir üretim sürecinde iç giyim sektörünün,
üretimi ve ihracat kapasitesiyle Türkiye’nin önde gelen sektörleri
arasında yer aldığını ifade etti. Özdinç, ihracatın bir kısmının
dünyaca ünlü markalara, bir kısmının da Türk markalarıyla
yapıldığını dile getirerek, şunları kaydetti: "Türkiye’de üretimi
yapılan Avrupalı ve Amerikalı markaların başında H&M, Otto,
C&A, Karstadt, Sara Lee ve Marks&Spencer geliyor. Böyle
35’in üzerinde marka var. İhracat yapılan ülkeler arasında ise
Rusya’dan İsrail’e, Azerbaycan’dan Suudi Arabistan’a pek çok
Ortadoğu, Avrupa, Afrika ve Orta Asya ülkesi bulunuyor.
İhracatımızın yüzde 10’u doğrudan Türk markası olarak
gerçekleştiriliyor. Avrupa’nın yüzde 25-30’u Türk iç çamaşırı
giyiyor." HAKSIZ REKABET VE KAYITDIŞI İSTİHDAM Haksız rekabet
koşulları karşısında sektör olarak örgütlenilmemesinin üretici
firmaların şartlarını zorlaştırdığını ifade eden Özdinç, Uzakdoğu
ülkelerinden tekstil ürünlerinin Türkiye’ye ucuz maliyetlerle ithal
edilmesinin Türk üreticilerini fasoncu durumuna düşürdüğünü
vurguladı. Özdinç, üreticileri bu haksız rekabetten kurtarmak için
bir an önce etkili önlemler alınması gerektiğini anlatarak, şöyle
devam etti: "Diğer ülkelerin bu tür haksız rekabet şartlarını
ortadan kaldırmak için yaptıkları çeşitli uygulamalardan örnek
vermek gerekirse, 1998 yılında Meksika emek yoğun sanayisini
korumak için İthalat Denetleme Kanunu’nu yürürlüğe koymuştur. AB’ye
üye ülkelerde ise senelerdir haksız rekabeti önlemek için
ülkelerine yapacakları ithalatta öncelikle asgari fiyat uygulaması
kontrolü yapmaktadırlar. Benzeri uygulamaların ülkemizde de en kısa
sürede yürürlüğe girmesi için gerekli çalışmalar derneğimiz
tarafından başlatılacaktır. Ülkemizin uzun yıllardır üretimde,
ihracatta ve istihdamda lokomotifi olan tekstil ve konfeksiyon
sektörü, son yıllarda bu üç kalem bazında kayıtdışılığa karşı savaş
vermektedir. Sektör sanayicilerinin ve sendikaların bir sosyal
taraf olarak her platformda üzerinde ısrarla durduğu, ülke
ekonomisi ve çalışma hayatının en önemli sorunu kayıtdışı
istihdamdır. AB’ye girilmesi halinde ülkemizde şu anda yüzde 37
oranında olan SSK primleri, diğer ülkelerde olduğu gibi yüzde 22-
25 arasında değişen işçi işveren kesintileri oranına çekilmesi ümit
edilmektedir. Bu gelişme Türk tekstil ve konfeksiyon sektöründe
özellikle istihdam konusunda rahatlama sağlayacaktır."