Avrupa’lı Türk’ün PKK’sı Neo-Naziler

Avrupa’da gün geçtikçe tırmanan, daha da tehlikeli boyutlara ulaşacağını öngördüğümüz Neo-Nazi çetesinin amacı ne dersiniz?

Ayla ÖZYURT aylaozyurt@internethaber.com

Avrupa’da gün geçtikçe tırmanan, daha da tehlikeli boyutlara ulaşacağını öngördüğümüz Neo-Nazi çetesinin amacı ne dersiniz?
Göçmenleri Avrupa’dan kovmak mı?
İslam düşmanlığı mı?
Türk düşmanlığı mı?
Peki, Neo-Nazi çetesi mensuplarının özellikleri ne dersiniz?
Genelde eğitimsiz, işsiz, boşta gezen cahil güruh.
Bakınız; dünyanın dört bir tarafında hep aynı oyunlar, aynı sonuçlar…
Cahil/eğitimsiz ve işsiz gençlerin örgüt ve çetelere karışması hiç tesadüf değildir. Adım adım buradan gidecek olursak, şunu da açık ve net görüyoruz ki; Neo-Nazi çetesinin arkasında, Alman hükümetinin varlığının bulunduğu (Almanya’da yaşayan Türklerin de ortak inancı) ve bunun özellikle Almanya’daki göçmen halkı sindirmek ve ülkeden kaçırmak için düzenlenmiş bir oyun olduğu ortadadır.
Bugün Almanya’da yapılan bir ankette; rahatsız olunan en önemli konu sıralamasında, 100 kişiden 51’i ırkçılığın hızla tırmandığından şikayetçi oluyorsa, konu ve gündem çok ciddidir.
2000-2006 yılları arasında sekizi Türk 10 kişiyi katleden Neo-Nazi (Nasyonal Sosyalist Parti) çetesi son zamanlarda eylemlerine hız verdi.
Özellikle Almanya’nın doğusunda varlığını hissettiren Neo-Naziler, Türklerin işlettiği döner büfelerine baskın yapıp, orada bulunanlara dayak atıp ’’yabancılar defolun gidin’’ diye baskı yapıyorlar. Almanya’daki Türk işletmeciler, her an aynı olayların kendi başlarına geleceği kaygısıyla gergin ve endişeli bekleyişteler.
İsviçre’nin Zürih kentinde yaşayan bir Brezilyalı kadın da ırkçıların saldırısına uğramış, 3 aylık hamile olan kadının göbeği ve kalçası jiletle kesilerek aşırı sağcı İsviçre Halk Partisi’nin (SVP) baş harfleri yazılmış, olaydan sonra kadın ikizlerini kaybetmişti.
Gelelim yine Almanya’ya:
Almanya’da Neo-Nazi terör örgütü NSU ile ilgili, güvenlik kurumlarında yaşanan sayısız hatalar ve ihmalkarlıklar nedeniyle Federal İçişleri Bakanlığı tarafından oluşturulan Neo-Nazi bilgi merkezi, 2012 eylül başlarında çalışmalarına start verdi. Bu merkez, İslamcı teröre karşı kurulan ve olası terör eylemleri hakkında bilgi toplayan merkeze benzer şekilde çalışacak. Federal ve Eyalet polis teşkilatlarının, iç istihbarattan sorumlu Anayasayı koruma teşkilatlarının, şiddet yanlısı Neo-Naziler ve onlardan bilgi alan muhbirler hakkında topladıkları bilgiler Neo-Nazi bilgi merkezine aktarılacak.
Geçtiğimiz ay bu bilgi merkezinin açılışı yapıldı. İçişleri Bakanlığı baskılara dayanamadı ve böyle bir merkez oluşturdu. Fakat aradan çok zaman geçmeden, güvenlik güçlerinin hatalarına bir yenisi daha eklendi.
Yeni araştırmaya göre, Alman polisi cinayetlerde kullanılan ’’Ceska23’’ tipi silahın izini sürüyor. Polis silahın İsviçre’de silah tüccarına satıldığını tespit ediyor. ’’Türkler Türkleri öldürür’’ mantığından hareket eden polis, silah tüccarına: ’’Bu silah ve mermiyi Türklere mi sattın?’’ diye soruyor. Silah tüccarının ’’Türklere böyle bir silah ve mermi satmadım’’ cevabı üzerine Alman polisi olayın peşini bırakıyor. Alman polisi silahı Neo-Nazi çetesine satan İsviçreliyi de hiç sıkıştırmıyor. Polis çeteyi tam yakalamak üzereyken yine kaçırıyor.
Bu olay İsviçre ve Almanya’daki Neo-Nazilerin arasında süregelen organik işbirliğini açığa çıkarması bakımından dikkat çekici bir gelişme olarak nitelendiriliyor.
Diğer taraftan geçtiğimiz günlerde İsviçre’nin önde gelen Pazar gazetelerinden SonntagsZeitung’da yayınlanan haber, İsviçre’de askerliklerini yapan Türk gençlerini ve ailelerini kaygılandırdı.
Yayınlanan haberde, İsviçre ordusunda 30 civarında Neo-Nazi olduğu ve bu 30 askerin herhangi bir engelle karşılaşmadan görev yaptıkları belirtildi. Aşırı sağcı askerlerin arasında yüksek rütbeli askerlerin de olduğu vurgulandı. Olayın açığa çıkmasından sonra Milli Güvenlik Kurulu, sağ ve sol parti üyeleri, aşırı sağcıların derhal ordudan ihraç edilmesini talep ederek, gerekli yasal düzenlemelerin bir an önce yapılmasını talep etti.
CVP’li sosyalist parti vekili Glanzmann ’’Bir güvenlik açığı olduğunu, bu durumun derhal giderilmesi gerektiğini ve bunun için yasa değişikliğinin mümkün olabileceğini’’ söyledi. Yani, mevcut yasalar aşırı sağcıların ordudan ihraç edilmesi için yeterli değil.
Avrupa’da, İsviçre her zaman Almanya’nın takipçisidir. Almanya’da sorunun güvenlik açığından kaynaklandığı, akabinde merkez oluşturulması ve son olayda bu merkezin fiyasko olması ve çetenin İsviçre atağında, yine sorunun güvenlik açığından kaynaklandığının tesbiti, fakat soruşturmalarda ve ele geçen verilerde işin ucunda Türk yoksa olayın peşinin bırakılması. Yani aynı nakaratlar…
Almanya’da, Neo-Nazi çetesinin DNA’sından polis teşkilatı çıktığından ve olayın gerçek yüzü hala karanlıkta olduğundan net sözler söyleyemiyoruz ama bu olayların bir avuç eğitimsiz ve işsiz dazlak tarafından yapılmadığı, arkasında büyük güçlerin olduğu çok açık ve net.
İsviçre’de dönem dönem Neo-Nazi olaylarına tanık oluyoruz ama İsviçre ordusunda 30 civarında Neo-Nazi olması, bunların ihraç edilmemesi muammadır ve bunların yakın gelecekte İsviçre’de askerlik yapan Türk gençlerini rahatsız edecekleri ayan beyan açıktır. Bu haberleri okuyacağımız günler uzakta değildir.
Açıkçası şahsi görüşüm: İsviçre hükümeti, kendi ülkesinde bu tip olayların cereyan etmesini asla istemez ve gerekli önlemleri alır diye analiz ederken diğer taraftan gitgide yükselen İslamofobi, yabancı düşmanlığı ve aşırı sağ partilerin yabancı endeksli politikası ve bu politikanın iyi tutması, sürekli göçmenlerin haklarının kısıtlanmasına yönelik referandumlar yapılması, son dönem Amerika’daki 11 eylül olaylarının ardından yükselen İslam düşmanlığı ve yine Hz. Muhammed (s.a.v)’i yeren filmin ardından tüm dünyada Müslümanların bu provokasyona yenilip kanlı olaylar çıkarması, İslam düşmanlığını önemli ölçüde körükledi.
’’Haçlı ruhu canlanıyor mu ?’’ başlıklı yazımda da belirttiğim gibi, Avrupa’da Haçlı enerjisi yükselmekte ve bu durum Avrupa’daki Türklerin geleceğini tehlikeye sokmaktadır. Devletimizin bu konuyla ilgili bir yaptırımı olacak mıdır, buradaki gelişmeleri ne kadar izliyor ve ciddiye alıyordur bilmiyorum ama Neo- Nazi denilen saçmalığın Avrupa’lı Türk’ün PKK’sı olmasından endişe duymaktayım.