Avrupalı aileler akın akın Türkiye'ye gelince acı gerçek ortaya çıktı: Yaklaşık 110 ailemiz bize geldi
Abone olAvrupa’da yaşayan ve çocuklarının özel gereksinimlerine çare bulamayan ailelerin umudu Türkiye oldu. Aileler, özellikle Almanya, Avusturya, Fransa, Belçika, İngiltere gibi ülkelerin özel eğitim alanında sınıfta kalması, çocukların yeterli seviyede ilerleyememesi nedeniyle Türkiye’nin yolunu tutuyor.
Avrupa’da yaşayan ve çocukları özel gereksinimli olarak dünyaya
gelen aileler yaşadıkları ülkelerde çare bulamayınca Türkiye’nin
yolunu tutmaya başladı. 2021 yılı içinde Avrupa’dan Kocaeli’nin
Başiskele ilçesinde bulunan Atlantis Özel Eğitim Merkezi’ne 110
ailenin çocuklarına çare bulmak için gelmesi acı gerçeği ortaya
çıkardı. Bunun üzerine hemen hazırlıklara başlayan kurum,
ailelerden gelen talep üzerine Almanya’nın Stuttgart kentinde
seminer verdi. Seminere, özel gereksinimli çocukların ailelerinin
yanı sıra eğitimciler, kurum yetkilileri ve Almanya’nın Baden
bölgesinde faaliyet gösteren Uluslararası Demokratlar Birliği (UID)
yöneticileri katıldı. Baden UID Bölge Başkanı Muhlis Alkan ve
beraberindekiler kurum yetkililerinden eğitim hakkında bilgi
aldı.
Avrupa’da yalnızca logopedi (dil konuşma) ve ergoterapi
uygulandığını söyleyen aileler, Türkiye’de durumun çok daha farklı
olduğunu ve Türkiye’deki yöntemlerin sonuç verdiğini ifade etti.
Avrupa’da haftanın 1 günü, 45 dakika logopedi ya da ergoterapi
yöntemiyle yapılan terapilerin aksine Türkiye’de bireysel
eğitimler, at terapileri, yüzme gibi pek çok farklı yöntem
uygulanıyor. Türkiye’de uygulanan yöntemlerle çocukların göz
kontağını daha kısa sürede kurduğu ve odaklarının arttığı
gözleniyor. Türkiye’deki uzmanlar da ergoterapi ve logopedi gibi
yöntemlerin destekleyici terapiler olduğunu ama asıl olanın
bireysel eğitimler olduğunu savunuyor.
“İkizleri otizm, çareyi Türkiye’de buldular”
Avusturya’da yaşayan otizmli ikiz çocukları bulunan baba Nedim
Yıldız, Avrupa’daki yöntemlerin netice vermediğini söyledi. Yıldız,
“Önce otizm tanısını çıkarana kadar 6 ay uğraştık. 6 ay sonra da
ergoterapi yapmayı düşündüler ama korona virüs yüzünden 1.5 sene
logoterapi yapamadılar. Şimdi de ergoterapi yapıyorlar ama
faydasını hiç görmüyoruz” dedi.
Anne Pınar Yıldız ise Türkiye’nin otizm konusunda çok büyük mesafe
kat ettiğini söylerken, Avrupa’daki ülkelerde ise otizm merkezi
bulmakta dahi zorlandıklarını söyledi. Pınar Yıldız, “Ergoterapi
dışında herhangi bir tedavi yöntemleri yok. Sadece haftanın 1 günü
45 dakika ya ergoterapi ya da logoterapi yapıyorlar. Hiçbir şekilde
faydası olmadı ve bizim ikiz çocuklarımız 2.5 yaşında terapiye
başladılar. Ben geçtiğimiz yaz Türkiye’de eğitim yaptırmak istedim
ve 3 hafta içinde çocuklarım göz teması kurmaya başladı. Direkt
insanların yüzüne bakmaya ve akranlarıyla oynamaya başladılar. Biz
yönümüzü tamamen Türkiye’ye çevirdik. Yurt dışından pek bir
umudumuz yok. O yüzden bundan sonraki eğitimleri Türkiye’de
aldırmayı düşünüyoruz. İki devlet arasında kaldık. Avrupa’ya
bakınca otizm konusunda Türkiye gerçekten daha önde. Ben
Avusturya’da yaşıyorum ama İsviçre’yi, Avusturya’yı, Almanya’yı
araştırdım. Sadece Avusturya’nın bir şehrinde otizm merkezi var.
Onun dışında hiçbir yerde bulamadık ama Türkiye bu konuda çağ
atlamış diyebilirim” şeklinde konuştu.
“Arayışlarımızı Türkiye’de bulduk”
Özel eğitim gören küçük Selim’in babası Servet Ekiz, Avrupa’da
istedikleri terapileri bulamadıklarını ve tam aradıkları şeyi
Türkiye’de bulduklarını dile getirdi. Ekiz, “Her 44 çocuktan
birisine otizm teşhisi konuluyor. Bu çok büyük bir teşhis.
Özellikle bunu değerlendirirsek gerçekten burada büyük problemler
ve çözülmesi gereken sorunlar var. Oğlum Selim ise otizmli değil
ama konuşamama, tek yönlü oyun, tek yönlü beslenme, çiğnememe gibi
otizmin göstergelerini gördük. Göz kontağımız vardı ama
ihtiyaçlarını kendisi pek karşılayamıyordu. Arayışlarımızı
Türkiye’de bulduk. Çünkü her şeyi bir arada olan, bireyselden dil
konuşmaya, karanlık odadan, Tomatis'e duyu bütünlemeye kadar,
yüzmeden at terapisine kadar kompakt ve dünyanın hiçbir yerinde eşi
benzeri olmayan Atlantis’e geldik. Avrupa’da yok, aramayın!”
ifadelerini kullandı.
“Avrupa’dan yaklaşık 110 ailemiz bize geldi”
Ailelere verdiği seminer sonrası açıklamalarda Atlantis Özel Eğitim
Yöneticisi Mehmet Ali Kaşka ise özel eğitimin bireysel derslerden
oluştuğunun altını çizdi. Avrupa’da uygulanan yöntemlerin tek
başına yeterli olmadığını fakat destekleyici terapiler olduğunu
vurgulayan Kaşka, “Bizler gönül esasıyla buraya geldik. İnsanlara
özel eğitimi anlattık. Almanya’da logopedi veya ergoterapiyle bu
işin sonuçlanamayacağını anlattık. Aslında, logopedi dediğimiz şey
de konuşmanın önce bilişsel anlamda geliştiğini, beyinde
geliştiğini, dile sonradan vurduğunu anlatmaya çalıştık. Çözümü
yanlış yerlerde ararsak çözümsüzlüğe gideriz. Çözüm varmış gibi de
zaman kaybederiz. Burada ailelerimize tanıların peşinde koşulmaması
gerektiğini, bir konuşma yoksa, davranış problemleri varsa, göz
teması kuramıyorsa, bunlardan herhangi biri varsa anormal bir durum
söz konusu olduğunu ve beklenmemesi gerektiğini söyledik. Çünkü yaş
ilerledikçe çocuğun gelişimi bu anlamda daha da zorlaşıyor ve bizim
çocuğa verebileceklerimiz de kısıtlanıyor. Bugün seminerimiz
aslında aileleri bu bilgileri vermekti, onlara ışık tutmaktı.
Sadece kendi çocukları için değil etrafında görecekleri herhangi
bir çocuğa da ışık tutmaları amacıyla bugün burada güzel bir
seminer gerçekleştirdik. Avrupa’dan yaklaşık 110 ailemiz bize
geldi. 19 Avrupa ülkesinden bize geliyorlar. Aslında her
gelişlerinde çocukların gelişimi olduğu için geliyorlar.
Birbirlerine buradan fayda gördüklerini söyleyerek buraya
geliyorlar. Şimdi Avrupa’daki eğitim sistemi haftanın bir günü
ikişer saatlik eğitimler şeklinde. Dediğimiz gibi bunlar ergoterapi
ve logopedi. Özel eğitim ergoterapi ve logopediden oluşmaz. Özel
eğitim bireysel dersten oluşur. Ergoterapi ve logopedi gibi diğer
tüm terapiler bunu destekleyici terapilerdir. Bunların varlığından
söz edeceğiz, bunlar da mutlaka lazım. Ama siz bireysel eğitimi,
özel eğitimi hiçe sayarsanız, bu anlamda elamanlarınız yoksa,
yetişmiş personeliniz yoksa amaca ulaşmanız mümkün bile değildir.
Yani, doğru yerde doğru şekilde olmanız lazım. Doğru eğitimle
buluşmanız lazım” dedi.