Avrupa'dan terör özeleştirisi
Abone olRaporda, AB'nin terörizmle mücadele konusunda Türkiye'ye yeterli destek sağlamadığıda belirtiliyor.
Avrupa Parlamentosu'nda tartışılacak olan yeni Türkiye Raporu ve
bu rapor bağlamındaki karar tasarısında, AB, terörizmle mücadelede
Türkiye'ye yeterince destek sağlamadığı için eleştiriliyor ve terör
örgütü IBDA-C'nin AB terör örgütleri listesine alınması isteniyor.
Avrupa Parlamentosu Hıristiyan Demokrat Grup üyesi Hollandalı Arie
Oostlander tarafından hazırlanan rapor ve karar tasarısı, ilk
aşamada Dış İlişkiler Komisyonu'nda (AFET) görüşülmek üzere AB
dillerine tercüme edildi. Karar tasarısında, Türkiye'de, Kopenhag
kriterlerine uyum amacıyla cesur adımlar atıldığı, ancak yapılması
ve pek çok alanda uygulanması gereken başka reformlar da bulunduğu
belirtiliyor. Türk hükümetinin kararlılığına rağmen Kopenhag
kriterlerinin henüz yerine getirilmediği, gerçekleşen reformların
uygulamasının önemli olduğu kaydedilen tasarıda, 1982'den, ''askeri
darbeden kalma otoriter felsefeli bir anayasanın'' yürürlükte
bulunduğu, Polonya dahil bazı katılımcı ülkelerin anayasalarını
değiştirerek toplum ve devlet modernleşmesine gittikleri ifade
ediliyor, yeni ve modern bir anayasa ihtiyacından söz ediliyor.
Türkiye'nin AB'ye olası katılımının diğer aday ülkelerle eşit
temelde gerçekleşmesi gerektiği, AK Parti hükümetinin Irak savaşı
ve terörizm sorunlarına rağmen gerilemeden ve hızlı reform adımları
attığı, Türkiye'nin AB'ye katılımının AB kamuoyu tarafından da
desteklenmesi, dolayısıyla bu kamuoyunun da ikna edilmesi
gerektiği, AB'nin de bu katılıma hazırlanmak durumunda olduğu
anlatılan tasarıda, Kıbrıs sorununun çözümünün, Türkiye-AB
ilişkileri açısından büyük önem taşıdığı vurgulanıyor. Türk
yetkililerin Kıbrıs'ta, Annan Planı çerçevesinde, 1 Mayıs'tan önce
çözümden yana tavır almaları ve tüm çabaları harcamaları, Kıbrıslı
Rumların da bu konuda irade gestermeleri çağrısında bulunuluyor.
Türk hükümetinin ve Türk halkının büyük bir bölümünün reformlara
ilişkin iradesinden duyulan memnuniyetin yansıtıldığı tasarıda, bu
reformların, uygulamalarının görülmesiyle gerçek anlamda
değerlendirilebileceği, uzun bir süreç ve kapsamlı bir zihniyet
değişikliğinin gerekebileceği, AB'nin siyasi değerlerini kabul veya
ret etmenin Türkiye'nin tercihi olacağı belirtiliyor. Tasarıda
ordunun siyasetteki rolü, devlet ve hukuk felsefesi, azınlık
hakları, din özgürlüğü, savunma harcamalarının siyasi kontrolü,
bürokrasi ve sivil toplum zihniyetinin değiştirilmesi ve
geliştirilmesi, sendikal hakların artırılması ve sosyal diyaloğun
geliştirilmesi gibi unsurlara da değiniliyor. İşkence ve kötü
muamelenin devam ettiği ileri sürülen tasarıda, Leyla Zana ve
tutuklu DEP'liler konusunda gelişme olmamasının üzüntüsü
yansıtılıyor, insan hakları savunucularına karşı uygulandığı öne
sürülen baskı kınanıyor, Türk dili dışındaki dillere açılım
konusunda beklentiler dile getiriliyor ve fikir özgürlüğü konusunda
atılması gereken yeni adımlar olduğu üzerinde duruluyor.
Türkiye'nin laiklik konusunda farklı bir yorumu olduğu ve bunun
diğer dinlere ayrımcılık getirdiği ileri sürülen raporda, dini
azınlıkların hak ve faaliyetlerine kısıtlamalara son verme çağrısı
yapılıyor. AB'nin, Türkiye'nin olası katılımına hazırlanmak zorunda
olduğu belirtilen tasarıda, AB Komisyonu'ndan bu amaçla gerekli
kurumsal hazırlık ve değişiklikleri inceleyerek Avrupa
Parlamentosu'nu bilgilendirmesi talep ediliyor. Bu çerçevede, ortak
savunma ve sınır güvenliği konularının da ele alınması gereği
üzerinde duruluyor. AB'nin terörizmle mücadele konusunda Türkiye'ye
yeterli destek sağlamadığı, bu alanda işbirliğinin geliştirilmesi
gerektiği belirtilen tasarıda, terör örgütü İBDA-C'nin AB listesine
alınmaması kınanıyor. Tasarıda, Türkiye'ye Ermenistan sınırını
açma, bu ülke ile ilişkileri tekrar canlandırma ve tarihi uzlaşma
aranma çağrısı da yapılıyor. Türkiye Raporu ve karar tasarısı,
önümüzdeki haftalarda, AFET'te, çeşitli değişiklik önergelerinin
tartışılması ve oylanmasından sonra son halini alarak Avrupa
Parlamentosu Genel Kurulu'nun onayına sunulacak.