Avrupa'dan PKK ikiyüzlülüğü
Abone olAvrupa'nın terör karnesi kırık dolu. El Kaide'yi terör örgütü tanımlanmasına rağmen PKK'yı terör listesinde kabul etmiyor.
Başbakanlık ABD'den İsveç'e terörle mücadele belgelerini
inceledi
Ülkelerin teröre karşı kırmızı kitaplarını masaya yatıran Başbakanlık’ın çıkardığı sonuç: Ortak mücadele El Kaide’ye karşı. PKK’dan tek kelime bile söz edilmiyor.
Akşam'dan Cem Türkel'in haberine göre Türkiye, terör sorununa “çözüm süreci”yle çare ararken, batılı ülkelerin bu konuda attığı adımları da göz önünde tutuyor. Yapılan analizlerse, Batı’nın “terör örgütleri” listesine aldığı PKK konusunda, ne kadar ikircikli davrandığını gözler önüne seriyor.
‘DEĞERLİ YALNIZLIK’
Böylece Hükümetin Batı ile bölgesel dış politika konularında
“değerli yalnızlık” yaşandığı yorumlarının aynı
zamanda terörle mücadele için de geçerli olduğu ortaya çıkıyor. Bu
konudaki son tespit, Başbakanlık tarafından yapılan
araştırmayla ortaya çıktı.
Başbakanlığa bağlı Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı, çeşitli
ülkelerin ve uluslararası teşkilatların terör konusundaki
“kırmızı kitapları”nı mercek altına aldı. Türkçeleştirilen
“Ulusal Terörle Mücadele Strateji Belgeleri”nde ortak hedef olarak
“El Kaide” örgütünün gösterilmesi dikkat çekerken, PKK’dan tek
kelime ile bile söz edilmediği görülüyor. ABD’nin Irak’ta bile El
Kaide’yi işaret ederken, PKK’ya atıfta bulunmaması, Türkiye’nin
mücadelede ne kadar yalnız bırakıldığını ortaya koyuyor.
USAME BİN LADİN HÂLÂ TEHDİT
ABD’nin belgesinin neredeyse tamamına yakını El Kaide örgütüyle mücadele üzerine kurulu. Özellikle Usame Bin Ladin’in öldürülmesiyle örgütün büyük darbe yediği belirtilmesine karşın “ABD’nin karşı karşıya olduğu en önemli güvenlik tehdidi, El Kaide ve ona bağlı örgütler ve üyelerden gelmeye devam etmektedir” deniliyor. “Ortak güvenliğin yükünü paylaşmak için beraber müttefiklerimizle hareket etmeliyiz” ifadesi kullanılıyor. ABD belgelerinde, “Hepimiz El Kaide ve bağlı örgütlerin denizaşırı ajanlar elde etmeye ve ABD’nin savunma önlemlerini aşabilecek yeni saldırı yöntemleri geliştirmeye çalıştığının farkındayız” tespiti yapılırken, terör örgütlerinin kitle imha silahı (KİS) elde etme ihtimalinden duyulan endişe yer alıyor. “Nükleer terör tehlikesi küresel güvenliğe yönelik en büyük tehdidi oluşturmaktadır. El Kaide de dahil olmak üzere terör örgütleri KİS’leri ele geçirme ve onları geliştirme ve başarılı olurlarsa onları kullanma girişiminde bulunmaktadırlar” vurgusu yapılan belgede, Irak’taki tabloya da paragraf açılması gözden kaçmıyor.
IRAK’TA BİLE SÖZ EDİLMİYOR
Belgede “odak alanlar” denilerek dünyanın çeşitli bölgelerindeki El Kaide’nin etkin olduğu hedeflere vurgu yapılıyor. “Irak’ta El Kaide, ABD’nin Irak’taki terörle mücadele girişimlerinin odağı olmayı sürdürmektedir” denilen belgenin bu bölümünde, “Bizim terörle mücadele amaçlarımız, Irak’ın El Kaide’yi yenmek için kapasitesini geliştirmesi ve Irak’ta sürekli barış ve güvenliğin sağlanmasına katkıda bulunmaktır” ifadesi kullanılıyor. PKK’ya hiç atıf yapılmıyor.
AVRUPA DA ADINI ANMIYOR
Başbakanlık’ın yaptığı araştırma İngiltere, Hollanda ve İsveç’e
de uzandı. Birleşik Krallık Terörle Mücadele Strateji
Belgesi’nde, El Kaide’nin Yemen, Somali gibi bölgedeki
etkinliğine dikkat çekiliyor.
“Birleşik Krallık’taki uluslararası terör kaynaklı tehdit
seviyesi uzun süredir ‘Şiddetli’ düzeydedir. Bu da İngiltere’de bir
terör saldırısı olma ihtimalinin ‘oldukça yüksek’ olduğu anlamına
gelmektedir” denilen belgede, son iki yılda Kuzey İrlanda
ile ilgili terörün yarattığı tehdidin de arttığı kaydediliyor.
Hollanda’nın belgesinde de Pakistan ve Afganistan bölgesinden
kaynaklı tehdide vurgu yapılarak üstü kapalı El Kaide endişesine
dikkat çekiliyor.
Türkiye sadece belgenin küçük bir kısmında, “Türkiye ve
Endonezya’daki gelişmelere de özel olarak odaklanılmalıdır. Her iki
ülke de radikalleşme ve terör tehditleriyle ilgili yurt içi
süreçlerine ilişkin oldukça fazla deneyime sahiptir” denilerek
anılıyor. Türkiye’nin deneyiminin Hollanda için de katma değer
olabileceği kaydediliyor. İsveç, uluslararası işbirliği kapsamında
AB ve BM’yle yürütülmesi planlanan çalışmalara ve örgütlerin kara
para aklama faaliyetlerini önleme hedefine vurgu yaparken,
KİS’lerin korunmasının önemine işaret ediliyor.