Avrupa Türkiye'nin talebine sıcak bakıyor
Abone olDışişleri Bakan Yardımcısı Naci Koru, Türkiye'nin Suriye sınırında güvenli bölge taleplerine Avrupa'nın sıcak baktığını söyledi.
BERLİN’de düzenlenen ‘Suriyeli
Mülteciler Konferansı’na katılan Türkiye Dışişleri Bakan Yardımcısı
Naci Koru, Batı’nın artık Suriye’de oluşturulacak güvenli bölgelere
sıcak baktığını söyledi.
Almanya'nın önde gelen gazetelerinden Deutsche Welle'nin sorularını yanıtlayan Naci Koru şunları söyledi:
TÜRKİYE'NİN AVRUPA'DAN BEKLENTİSİ NE?
Aslında bu konferans bizim beklentilerimiz doğrultusunda düzenlenmiş bir konferans değil. Bizim ayrıca Suriye'ye komşu ülkeler ile ilgili ayrı bir toplantılar sürecimiz var. Ürdün, Türkiye, Lübnan ve Mısır olarak belirli aralıklarla bir araya geliyoruz ve Suriye krizini görüşüyoruz. Tabiatıyla Batılı ülkeler de Suriye'deki gelişmeleri ve mültecileri yakından takip ediyorlar. Almanya zaten uzun zamandır bu yönde bir toplantı düzenlemeyi istiyordu. Zira mesele sadece mülteci sorunu değildir, bu çerçevede dünyayı tehdit eden bir terör sorunu da mevcut. Dolayısıyla bu durum da mültecilerle birlikte konferansta masaya yatırılan konular arasındaydı.
TÜRKİYE'NİN SOMUT
BEKLENTİLERİ
Bizim somut beklentimiz, sadece komşu ülkelerdeki mültecilere yardım yapılması değil, Suriye'nin içinde olan ve ülkeyi terk etmemiş Suriyelilere de yardım yapılmasıdır. Aslında biz bunu da sınır kapılarımızda zaten organize ediyoruz. Dolayısıyla şöyle diyebiliriz; konferansta hem çevre ülkelere yerleşmiş olan, hem de Suriye'de bulunan Suriyelilere yardım yapılmasını konusunda uluslar arası kamuoyuna seslenme fırsatı bulduk.
GÜVENLİ BÖLGE TALEBİ
Bu öneriyi dünya kamuoyuna ilk taşıyan ülke Türkiye'dir ve söz konusu öneriyi çeşitli platformlarda sürekli dile getiriyoruz. İlgili konferansta ise Fransız Dışişleri Bakanı bu tezi desteklediğini söyledi. Önümüzdeki dönemde inşallah bu konuda düşünen ülkelerin sayısı artar ve biz, Suriyelileri kendi ülkelerinde ağırlarız, onlara insani yardımları kendi ülkelerinde ulaştırırız. Tabii güvenli bölgelerin oluşturulması uçuşa yasak bölgelerin oluşturulmasıyla paralel gitmek zorundadır. Dolayısıyla her ikisinin birden uygulanması lazım. Biz baştan beri bunu savunuyoruz ve bu destekleyen ülkelerin artmasından da memnuniyet duyuyoruz.