Avrupa Parlamentosu Ankara'yı topa tuttu!
Abone olAnkara Güney Kıbrıs açıklarındaki faaliyetleri nedeniyle bu kez de Avrupa Parlamentosu tarafından sert şekilde eleştirildi.
Güney Kıbrıs açıklarındaki “münhasır ekonomik bölgede”
(MEB) savaş gemileri eşliğinde yürüttüğü araştırma çalışmaları
nedeniyle geçen ay Avrupa Birliği Zirvesi’nde uyarılan Ankara bu
kez de Avrupa Parlamentosu tarafından sert şekilde
eleştirildi.
MEB’deki gelişmelerin masaya yatırıldığı oturumda tam bir Rum-Yunan
dayanışması sergilenirken, verilen ana mesajları “Türkiye’nin
bölgede işi olmadığı”, “atılan adımların uluslararası hukukun bariz
ihlali olduğu”, “Ankara’nın politikalarının karşılıksız
kalmamasının gerektiği” ve “eylemlerin sadece Kıbrıs’a değil AB’ye
saldırı niteliğinde olduğu” oluşturdu.
Oturumda konuşan AB Komisyonu’nun Avrupa Komşuluk Politikası ve
Genişleme Müzakerelerinden Sorumlu Üyesi Johannes Hahn, son AB
Zirvesi’nde alınan uyarı içerikli karara paralel bir söylem
benimseyerek Türkiye’ye itidal gösterme, Rumların MEB’deki egemen
haklarına saygı duyma ve gerilimi daha fazla tırmandıracak
açıklamalar ile eylemlerden kaçınma çağrısı yaptı.
Yapılan tartışmanın Kıbrıs sorununda hiçbir zaman olmadığı kadar acilen çözüme ihtiyaç duyulduğunu gösterdiğini belirten Hahn, Türkiye’yle gerek siyasi gerekse ekonomik alanda daha derin ilişkiden yana olduğunu vurguladı.
Oturumda söz alan parlamenterler Hahn kadar “denge gözeten” bir yaklaşım içinde olmadı. AP Dışişleri Komisyonu Başkanı Elmar Brok, “Türkiye’nin yaptığı uluslararası hukukun ihlali. AB, meşru haklarına saygı gösterilmesini hak ediyor” dedi. Sosyalistler ve Demokratlar (S&D) Grubu üyesi Romanyalı parlamenter Victor Boştinaru ise Türkiye’den gemilerini çekmesini talep etti.
Çoğunluğunu Rum ve Yunan parlamenterlerin oluşturduğu oturumda dile getirilen bazı görüşler şunlar oldu:
-Türkiye güç gösterisi yapıyor ve hem Kıbrıs’ı hem de AB’yi
provoke ediyor. Güçlü bir cevap verilmeli.
-Sorun adadaki iki toplum arasında değil, sorun Türkiye’yle. Adada
işgal gücü bulunduran Türkiye şimdi de egemenlik haklarına
saldırıyor. Siyasi ve ekonomik önlemler devreye sokulmalı, üyelik
müzakereleri askıya alınmalı.
-Türkiye kendi kendini marjinalize ediyor. AB, sınırları konusunda
dayanışma içinde olmalı.
-Adanın Türkiye tarafından işgal edildiği unutuluyor ve bu ülke
kalkmış AB’nin kapısını çalıyor. Türkiye’nin eylemleri AB’ye karşı
bir saldırı. Harekete geçme zamanı.
-Türkiye’yi gerçekten anlamıyorum. Türkiye nereye gidiyor? Güzel
sözlerle AB’de yer alamazsınız bunu yaptıklarınızla elde
etmelisiniz.
-Türkiye’nin ilk ihlali değil ama güneyde hiçbir işi yok.
-AB’nin tek sesle ve tüm ülkeleri adına konuşması gerekli.
-Türkiye’nin tehditleri tüm AB’ye yönelik.
-Kıbrıs’ın MEB’deki egemenlik haklarının meşruluğu tartışma konusu
yapılamaz. Türkiye Kıbrıs’ı ve tüm AB üyelerinin egemenlik
haklarını tanımalı.
-Düşmanca eylemleri durdurmak için ciddi önlemler alınmalı.
AP, tüm siyasi grupların destek verdiği ortak bir kararı bugün
oylayarak kabul edecek. Karar taslağında Türkiye’nin “provokatif”
olarak nitelenen eylemlerinin sürmesinin ya da tekrarlanmasının
müzakere süreci de dahil olmak üzere AB-Türkiye ilişkilerinde
olumsuz etki yaratabileceği belirtiliyor. AP belgesinde, Türkiye’ye
itidal ve uluslararası hukuka uygun davranma çağrısı
yapılırken Ankara’nın “tehditleri ve tek taraflı eylemleri
tırmandırmasının esefle karşılandığı” ifade ediliyor.