Avrupa Erdoğan'ı böyle görüyor
Abone olİngiliz The Guardian gazetesi, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın izlediği politikaların, Türkiye'nin Avrupalı olmadığını savunanlara bolca malzeme sağladığını yazdı.
The Guardian'ın Türkiye yanlısı yazılarıyla bilinen yazarı Simon
Tisdall tarafından kaleme alınan yazıda, Türkiye'nin Avrupa Birliği
üyeliğine ne kadar uygun ya da hazır olduğuna ilişkin soru
işaretlerinin zaten bir süredir canlandığı hatırlatılarak, bunun
başlıca sorumlusunun da “kavgacı, hırçın" olarak
tanımlanan Başbakan Erdoğan olduğu savunuldu.
Tisdall yazısında, "Erdoğan ve Adalet ve Kalkınma Partisi
2002'de iktidara geldiklerinde, Batı'da ılımlı İslamcılar olarak
algılandılar. Ancak Erdoğan'ın başörtüsü ile ilgili sınırlamaları
kaldırma, zinayı suç sayma, alkol ve sigaraya uygulanan vergileri
artırma girişimleri sadece içeride değil dışarıda da alarm
zillerinin çalmasına neden oldu" ifadesini kullandı.
Yazıda, "Bu kaygılar Erdoğan kendisini iktidardan indirmeye
yönelik darbe girişimleri olduğu iddiasıyla ordunun üzerine
gittiğinde, cumhurbaşkanlığına kendi adamını getirdiğinde ve
Türkiye'deki laik geleneğin temsilcileri olan yargı ve medyayla
kavgaya tutuştuğunda yoğunlaştı. Şimdi de parlamentoda görüşülen
reform önerileri, hakimlerin atama usullerini değiştirmeyi
amaçlıyor. Bunların Anayasa Mahkemesi tarafından engellenmesi,
anayasa krizini ve erken seçimi tetikleyebilir"
denildi.
"Türkiye'nin 'gürültülü' politikaları"
Türkiye'nin İran ve Irak konusunda izlediği “gürültülü"
politikaların da AB'deki Türkiye karşıtlarına malzeme sağladığı öne
sürülen yazıda, “Erdoğan'ın İran'a yönelik yaptırımlarla ilgili
gürültülü muhalefeti, Kongre Dış İlişkiler Komisyonu'nun Ermeni
soykırımını tanıma kararı nedeniyle Obama yönetimiyle girdiği
gereksiz tartışma ve İsrail'e yönelik sert eleştirileri de,
Türkiye'nin Avrupalı olmadığı ve hiçbir zaman da olamayacağını
savunanlara malzeme sağladı. Anketlerin Erdoğan'ın gelecek seçimde
çoğunluğunu korumakta zorlanacağını gösterdiği ve Türkiye'nin
Avrupa Birliği üyeliği umutlarının soluklaştığı bir dönemde,
Erdoğan'ın bir hamle yapması gerekiyor. Kıbrıs sorununu bu yıl
sonuna kadar çözmek üzere tek taraflı olarak atacağı bir adım,
cesur bir başlangıç olurdu doğrusu. Hatta bunu gelecek ay Atina'ya
yapacağı ziyarette bile açıklayabilir" denildi.
Gazete, Türkiye'nin Avrupa Birliği'nin üyeliği için ön koşul olarak
görülen Kıbrıs sorununun pazar günkü seçimlerle birlikte yeniden ön
plana çıktığını belirterek, “Eğer birçok uzmanın fikir birliğine
vardığı gibi, Kıbrıs sorununu çözmek Türkiye'nin Avrupa Birliği
üyeliği için ön koşul ise, Kıbrıslı Türk seçmen pazar günü yaptığı
tercihle bu üyeliğin önünü tıkadı" diye yazdı.