Avrupa Cerrahi Kongresi Türkiye'de
Abone olAvrupa Cerrahi Kongresi ilk kez Türkiye'de
Türkiye'de ilk kez düzenlenen Avrupa Cerrahi
Kongresi'nde konuşan Dernek Başkanı Prof. Dr. Cem Terzi, "Kamusal
sağlık hizmeti ellerimizin arasından kayıp gidiyor. Biz cerrahlar
buna izin vermemeliyiz. Bizler öncelikle sağlık hizmetinin
kalitesinden sorumluyuz." dedi.
16'ncı Avrupa Cerrahi Kongresi, bugün Harbiye Askeri Müzesi'nde
başladı. Üç gün sürecek olan kongreye, Türk cerrahların yanı sıra
Arjantin, Mısır, Azerbaycan, Suriye, Filistin, Pakistan, Çin,
Gürcistan, Tayland ve Güney Kore?nin de aralarında bulunduğu toplam
41 ülkeden cerrahlar katıldı. Müzik dinletisiyle başlayan kongrenin
açılışında konuşan Avrupa Cerrahi Derneği Başkanı Prof. Dr. Cem
Terzi, "Kamusal sağlık hizmeti ellerimizin arasından kayıp
gidiyor. Biz cerrahlar buna izin vermemeliyiz. Bizler öncelikle
sağlık hizmetinin kalitesinden sorumluyuz. Hastalar dışında belki
de bu konuya gerçekten önem veren yalnızca bizleriz. Cerrahi
harika, gurur verici ve muhteşem bir tarihi olan uzmanlık alanıdır.
Bu tarihe değer vermeli ve yaşatmalıyız. Bunu duygusal ve geriye
dönük bir şekilde değil, sağlam temellere dayalı olarak inşa etmeli
ve ileriye götürmeliyiz" dedi.
Açılış konuşmalarından ardından kongre kapsamında sınav jürisi yarı
yarıya Türk ve Avrupalı hocalardan oluşan "Mesleki yeterlilik
sınavı" olarak bilinen "AB Cerrahi Board Sınavı"nda başarılı olan
yerli ve yabancı 19 doktora diploma verildi. 15 Türk doktora ise
ayrıca onursal diploma verildi. Diploma alan doktorlar Dernek
Başkanı Cem Terzi ile birlikte toplu fotoğraf çektirdi.
KOLON VE REKTUM KANSERİ TARAMA PROGRAMI
BAŞLATILIYOR
Kongreye katılan Başbakan Erdoğan?ın ameliyatını gerçekleştiren
Prof. Dr. Dursun Buğra, basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Buğra şunları söyledi: ?Sağlık Bakanlığı?nın istatistikleri
doğrultusunda kolon ve rektum kanserleri hem erkeklerde hem de
kadınlarda üçüncü sırayı almış durumda sıklık açısından, ama
kanserden ölüm nedenleri açısından ikinci sıraya yerleşmiş durumda.
Demek ki çok önemli bir husus. Buna istinaden Sağlık Bakanlığı çok
önemli bir adım attı. Zannediyorum Ocak ayından itibaren uygulamaya
sokacaklar. Kolon ve rektum kanserini vaktiyle fark etmek amacıyla
aile hekimleri üzerinden giderek bir tarama programı başlatıyorlar.
Nasıl meme kanseri, prostat kanseri ve akciğer kanseri için tarama
programı varsa. Kolon ve rektum kanserleri içinde bu tarama
programı başlatıyorlar. Çok önemli adım ülkemiz adına. Çok açık ve
net bir şekilde söyleyebilirim ki, kolon ve rektum kanserlerinin
tedavisi adına Dünya?da yapılması gereken ne varsa hepsini yapıyor
ve çokta başarılı sonuçlar elde ediliyor. Bunu gururla
söyleyebilirim. Bir sürü ülkedeki tedavi sonuçlarını bildiğim için
ve oralarda hem çalışmış olmak hem de toplantılardan elde ettiğimiz
veriler doğrultusunda bunu söyleyebilirim." dedi
Kolon kanserinin sebepleriyle ilgili soruya Prof. Buğra, ? Kolon
kanserinin sebepleri listesini sıralamaya kalktığımızda onlarca,
yüzlerce neden sıralamamız gerekir. Bunların içinde modern yaşam
tarzının getirdiği hareketsizlik sayılabilir en önemlisi. Sigara
kullanımı, beslenme tarzımızdaki değişiklikler, fazla fast food
tüketmemiz, sebze meyve tüketiminin ve lifli gıda tüketiminin
azalması, genetik sayılabilir. Yani ailede kanser öyküsünün
bulunması: Özellikle kolon kanseri sayısının öyküsünün bulunması
sayılabilir.Yani bu listeyi uzatmak o kadar çok mümkün ki. Nelere
dikkat etmek lazım. Nasıl farkına varılabilir. Bu kolon rektum
kanserinin birçok belirtileri var. Şimdi burada saymaya kalkarsam
kişiler kendi üzerlerinde ?eyvah acaba bende kanser miyim?
kuşkusuna kapılıp sıkılıp üzülebilirler. Nasıl medeni toplumlarda
ülkemizde dahil olmak üzere meme, akciğer ve prostat kanseri
taraması yapılıyor. Lütfen halkımızda belirli bir yaş grubuna
geldiğinde kolon ve rektum kanserinin önlenmesi adına gerekli
hassasiyeti göstersinler ve lütfen hekimlere başvursunlar. Dışkıda
gizli kan testleri, kolonoskopi incelemeleri, sanal kolonoskopi
incelemeleri hastalığı çok vaktiyle fark edip erkenden tedavi etme
imkanı bizlere tanıyacaktır ve onlarda sağlıklı hayatlarını
sürdüreceklerdir" dedi.
HER YIL YARISI ÇOCUK 18 MİLYON İNSAN ÖLÜYOR
Basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Avrupa Cerrahi Derneği
Başkanı Prof. Dr. Cem Terzi ise Avrupa Cerrahi Kongresinin ilk defa
Türkiye?de yapıldığını ifade ederek, ?Ben geçen yıl dernek başkanı
seçildiğim için kongreyi İstanbul?a buraya aldık. Bugün gördük ki
çok isabetli karar vermişiz. Kongremize yaklaşık 1000 kadar 41
farklı ülkeden katıldı. Sadece Türk ve Avrupalı cerrahlar değil,
Arjantin, ABD, Çin, Ortadoğu?dan ve Tayland?tan insanlar geldi. Bu
tabiki kongrenin Türkiye?de yapılmasıyla doğrudan ilgili. Türkiye
Batı?nın Doğu?ya açılan penceresi. Bunu bir kez daha gördük. Bundan
büyük mutluluk ve gurur duyuyoruz. Zengin kuzey ülkelerindeki
durumla yoksul güney ülkelerindeki durumu karşılaştırdığımda
21?inci yüzyıl için kabul edilemeyecek durumlar söz konusu. Her yıl
18 milyon insan, dünyanın yoksul ülkelerinde açlıktan, önlenebilir
hastalıklardan, yeterli ilaç ve tedaviye ulaşamadığı için ölüyor.
Bu 18 milyon yıllık kaybın hepsi önlenebilir hastalıklar, yani
bizim hekim olarak yada politikacıların ekonomik olarak yapacakları
katkılarla kurtarabileceğimiz insanlar. Bu tabiki kabul
edilemeyecek derecede olumsuz bur durum. Çünkü ölen bu 18 milyonun
yarısı da çocuk" dedi.
PEK ÇOK AKADEMİSYON ÖZEL SEKTÖRE GEÇTİ
Tam gün yasasıyla ilgili soruları cevaplayan Prof. Dr. Terzi, ?Ben
tam gün yasasıyla ilgili aslında pek çok doktorda benzer
düşünüyor.Her hekim tam gün çalışmak ister. Bunda hiçbir anormallik
yok. Bizler sekiz saat çalışıp.O sekiz saatin karşılığında normal
geçinebileceğimiz iyi bir ücret alıp boş zamanlarımızda da daha
olumlu şeyler yapmak isteriz. İnsanları fazla çalışmaya iten şeyler
genellikle ekonomik nedenlerdir. Buda hem hekimlerin aşırı
yıpranmasına yol açıyor hem de birçok probleme. Ama hükümetin
uygulamaya çalıştığı Tam gün yasasının bizim anladığımız tam günle
doğrudan alakası yok. Hükümet tam günü performans geliri üzerine
kuruyor. Performans geliri demek, daha çok ameliyat yaparak daha
çok gelir demek. Buda hastaları, insanları sayı yada rakam gibi
görmek demek. Pek çok etik probleme yol açıyor, hizmet kalitesini
düşürüyor. Hekimlerde cerrahlarda tükenmişlik sendromuna yol
açıyor. Sayamayacağım kadar sakıncaları var. Dünyada bu yaygınlıkta
uygulanan bir performans sistemi yok. Hekim gelirinin yarısı yada
yarısından çoğunun bu yolla kazanılması bekleniyor. Bu uzun vadede
bizim mesleğimiz de ciddi dejenerasyonlara yol açacak bir
yaklaşımdır. Böyle yaptığın kadar para muayene ettiğin kadar para
gibi bir yaklaşım. Aslında istenirdi ki, bizim maaşımıza ve
emekliliğimize yansıyan tam gün yasasıyla beraber ciddi bir maaş
ücretlerde gelir artışı olsun. Bu yalnız hekimler için değil bu
bütün sağlık çalışanları olsun. İnanın herkes bundan memnun
olacaktı herkes çalıştığı kamusal hastanede kalacaktı. Bu böyle
olmadığı için ve döner sermaye üzerinden ve zorla tam gün
uygulanmaya çalışıldığı için birçok pek çok akademisyen
üniversitelere, sağlık bakanlığı araştırma hastanelerini bıraktılar
özel sektöre geçtiler." dedi.
HÜKÜMETİN PARA HARCAYABİLECEĞİ EN ANLAMLI ALAN
SAĞLIKTIR
Hükümetin sağlık politikaları ilgili olumlu gelişmelerinde
yaşandığını söyleyen Terzi, ?Son 10 yılda sosyal güvencesi olmayan
birçok insan başta yeşil kart aracılığıyla olmak üzere sağlık
güvencesine kavuştu. Bu yoksul insanları sağlık hizmeti alabilmesi
demektir. Bunu biz çok olumlu karşılıyoruz. Bunun artmasını da
istiyoruz. Bir hükümetin para harcayabileceği en anlamlı alan
sağlıktır. Sağlığa harcanan para eğer akıllıca harcanıyorsa bundan
hepimiz mutluluk büyük bir duymalıyız. Sağlık demek sağlıklı
nesiller yetiştirmek demektir. O yüzden her insanın nüfus cüzdanı
olan vatandaşlık bağıyla Türkiye?ye bağlı olan her insanın eşit
ulaşabileceği bir sağlık hizmetinin devlet güvencesinde olması son
derece iyi bir şey. Bu hükümetinde bu anlamda yaptığı olumlu."
dedi.