Avrupa basını Ortadoğu'yu ele aldı
Abone olİngiliz gazetesi Times 'Arap dünyasında demokrasi güneşi doğuyor' diyor. Almanya ekonomisi konuları dikkat çekiyor. Ağırlıklı haberler Ortadoğu ile ilgili.
Avrupa basınında bugün; Ortadoğu'daki gelişmeler, İngiltere'de
tesettüre uygun giyinmesine izin vermeyen okuluna karşı açtığı
davayı kazanan Müslüman kız öğrenci, Madrid'te El Kaide'nin
planladığı saldırı, Almanya ekonomisi konuları dikkat çekiyor.
Avrupa gazetelerinin ortak uluslararası konusu Ortadoğu'daki
gelişmeler. İngiliz gazetesi Times 'Arap dünyasında demokrasi
güneşi doğuyor' diyor. Gazeteye göre, son birkaç hafta içinde Arap
dünyası öyle bir siyasi alt üst oluş içine girdi ki, 16 yıl önce
Doğu Avrupa'da Demirperde'nin yıkılışı gibi, bir demokrasi devrimi
yaşanabilir bölgede. Gazete bölgede estiğini iddia ettiği demokrasi
rüzgarını, Filistin'deki cumhurbaşkanlığı seçimi, Irak'ta genel
seçim, Suudi Arabistan'da belediye seçimleri ve Lübnan'daki
gelişmelerle örneklendiriyor. Gazete, bu gelişmelerin Arap uydu
televizyon kanallarıyla tüm bölgeye yayıldığını ve bölgede bilgi
edinme kaynakları üzerindeki geleneksel devlet tekelinin ortadan
kalkmakta oluşunun da, Arap halkları içinde benzersiz bir siyasi
tartışma ortamı yarattığını yazıyor. İspanyol gazetesi El Pais ise
Lübnan'da Suriye yanlısı hükümetin istifasının, Batı'nın Suriye
üzerindeki baskılarının meyve vermeye başladığının göstergesi
olduğunu yazıyor. Ancak gazete, bölgedeki gelişmelerin,
Washington'un talep ettiği 'stratejik dönüşün' işareti olup
olmadığını görmek için beklemek gerekeceğini belirtiyor. Gazeteye
göre, böyle bir yönelimin sınavı Lübnan'da Mayıs ayında yapılacak
seçimler olacak. Bu yüzden de, diyor gazete, seçimler Washington ve
Paris'in de talep ettiği gibi, göz korkutma ve tehditlerden arınmış
bir ortamda yapılmalı ve uluslararası toplum tarafından
denetlenmeli. Fransız gazetesi Le Monde da, Dışişleri Bakanı Michel
Barnier'ye, bölgedeki gelişmelerin Amerika'nın politikasının işe
yaramaya başladığının göstergesi olup olmadığını soruyor. Gazeteye
verdiği mülakatta Fransız Bakan bu soruya şu soruyla yanıt veriyor,
'demokrasi ve insan haklarının yayılması çabası Amerika'ya özgü bir
şey midir?' Avrupalıların demokrasi mücadelesinin Avrupa projesinin
temeli olduğunu hatırlaması gerektiğini belirten Fransa Dışişleri
Bakanı, Avrupalıların bunu duyurmak için daha çok çaba harcaması
gerektiğini kaydediyor. Le Monde, bakanın şu sözlerini aktarıyor:
''Daha fazla demokrasinin daha istikrarlı bir dünya anlamına
geldiğini kabul edebiliriz ama, Avrupa buna daha istikrarlı ve
demokratik bir dünyanın, daha adil bir dünya olması gerektiğini de
eklemeli.'' İngiliz gazetelerinden Independent ise, devrik Irak
lideri Saddam Hüseyin'i yargılayacak olan ve isimleri gizli tutulan
heyetten bir yargıcın öldürülmesi ardından, ülkedeki manzarayı
değerlendiriyor. Gazetenin Ortadoğu muhabiri Robert Fisk, hemen her
gün Irak'ta üst düzey devlet görevlilerinden birinin öldürüldüğünü
yazıyor. Fisk, 'o kadar sık katlediliyorlar ki, ne isimlerini, ne
görevlerini takip edebiliyoruz' diyor. Independent muhabiri,
kendilerini hedef alanlar tarafından 'işbirlikçi' olarak görülen,
birlikte çalıştıkları kişiler tarafından da sık sık ihanete uğrayan
bu görevlilerin, niçin işlerini sürdürmekte inat ettiklerini
sorguluyor. Çünkü, diyor Robert Fisk, bu kişiler Baas Partisi,
mollalar veya eli silahlı dincilerin yönetmediği bir Irak
istiyorlar. Daily Telegraph ise, İngiltere'de tesettüre uygun
giyinmesine izin vermeyen okuluna karşı açtığı davayı kazanan
Müslüman kız öğrencinin fotoğrafını birinci sayfadan veriyor.
Gazete, temyiz mahkemesinin okulun öğrencinin dini tercihini ifade
etmesine izin vermediği sonucuna vardığını bildiriyor. Gazete, 16
yaşındaki öğrenci tarafından 'tüm Müslümanlar için bir zafer'
olarak değerlendirdiği kararın İngiltere'deki Müslüman toplum
içinde tartışmalara neden olduğunu, bazı Müslüman kuruluşların
kararı daha ziyade 'köktendinciler için bir zafer' olarak
gördüklerini belirtiyor. Guardian ise İspanya'nın başkenti
Madrid'te banliyö trenlerinde bombalı saldırı düzenleyen El Kaide
hücresinin, New York Merkez Garı'na saldırı planladığını
bildiriyor. Gazetenin İspanyol kaynaklardan aktardığı habere göre,
Madrid'teki saldırıları yapanların bilgisayar disketlerinde yapılan
inceleme, grubun New York'taki saldırı için geniş çaplı hazırlık
yaptığını gösteriyor. Bilgisayar kayıtlarında New York Merkez
Garı'nın planı ve bina hakkında teknik bilgiler bulunduğunu
belirten gazete, kayıtların teknik niteliği yüzünden polisin
ellerindeki bilginin önemini aralık ayına kadar fark edemediğini de
kaydediyor. Diğer bir İngiliz gazetesi Financial Times, başı artan
işsizlikle dertte olan Almanya hükümetinin dün 'yüzünü kızartacak'
bir gerçeği daha kabul ettiğini bildiriyor; Sosyal Demokrat Gerhard
Schröder'in iktidara gelmesinden bu yana, Almanya'da zenginler daha
zengin, fakirler daha fakir hale gelmiş. Gazete, hükümetin kendisi
tarafından hazırlanan ve işsizlik verilerinden bir gün sonra
açıklanan yeni raporun Başbakan Schröder üzerinde siyasi baskıyı
daha da artıracağını belirtiyor. Gazeteye göre, Almanya'da şahsi
servetin yüzde 47'si nüfusun yüzde 10'unun elinde; nüfusun en fakir
yüzde 50'si ise şahsi servetin yüzde 4'ten azına sahip. Gazete,
göreli fakirlikteki artışın sorumlusunun hükümet değil, ekonomik
büyümenin düşüklüğü olduğunu ileri süren, konuyla ilgili bakan
yardımcısının, Almanya'da gelir dağılımının Amerika Birleşik
Devletleri'nden çok daha iyi olduğuna dikkat çektiğini bildiriyor.
Alman gazetesi Berliner Zeitung ise, konuyla ilgili bakanın
istifasını istiyor. Nedeni ise raporun açıklanmasını, Financial
Times'ın alıntı yaptığı yardımcısına devretmiş olması. Gazete,
bakanın 'kötü haberleri' şahsen vermek üzere kamuoyu önüne çıkacak
cesareti gösterebilmiş olması gerektiğini belirtiyor. Gazete, bir
bakan bu kadar cesaretsiz ise başbakana onu görevden almak düşer,
diyor. Der Tagesspiegel ise verilerin gerçek manzaradan daha
dramatik göründüğü yorumunu yapıyor. 'Çok şükür, Almanya'da
fakirlik çoğu zaman kader değildir' diyen gazete, fakirlikle
mücadelede milli gelirin daha eşit dağıtılmasının bir etkisi
olabileceğini kabul ediyor, ancak işsizliği azaltmanın daha iyi bir
reçete olacağını ileri sürüyor.