Avcı'nın avladığı çapkın muhafazakar kim?
Abone olHanefi Avcı muhafazakar ailelerin liseli kızlarını baştan çıkaran o gazeteciyi nasıl tuzağına düşürdü.
GAZETECİLER.COM (ÖZEL) Taraf muhabiri Mehmet Baransu'nun büyük bir merakla beklenen "Mösyö Hanefi Avcı'nın yazamadıkları" kitabı piyasaya çıktı. Avcı'nın kitabı kadar ilgi çekmemiş olsa da kitap içindeki iddialar ile kulislerde çok konuşuluyor.
Avcı'nın kendi kitabında yazamadığı/yazmaktan çekindiği konuları korkusuzca dile getiren kitap içerdiği belgeler ile de benzerlerinden ayrılıyor.
Kitapta yer alan bir iddia ise Avcı'yı suçlaması kadar, muhafazakar kesimden gazeteciler ile ilgili olması açısından da dikkatimizi çekti.
AVCI'NIN RÖNTGENLEME VE DİNLEME SAPIKLIĞI
Baransu, Avcı'nın yasadışı ve izinsiz telefon dinlemeleri yapmayı bir alışkanlık haline getirdiğini ileri sürüyor ve Avcı'nın içinde bulunduğu durumu "Röntgenleme ve Dinleme Sapkınlığı" olarak yorumluyor.
İşte bunun ardından da Avcı'nın yasadışı bir şekilde dinlediği özellikle muhafazakar kesimden bazı gazetecileri nasıl dinlendiğini yazan Baransu okurlarına şunları anlatıyor:
MUHAFAZAKAR KESİMİN TANINAN GAZETECİ YÜZÜ
"Avcının yakın ilgisine mazhar olmuş bu isimler arasında merkez medyanın dışındaki şöhretli kalemler de vardı. Avcı'nın yakın kontrolüaltındaki bu kalemlerden de hiç iyi kokular gelmiyordu. Bir kısmının kumar, bir kısmının parayla ilgili sorunları vardı. Bazılarıyda aklını kadınlarla bozmuştu.
Avcı kendisine bu isimler ile ilgili gelen bilgileri inceler, gerekli yerlere pas ederdi. Bunlardan biri de muhafazakar kesimin tanınan bir gazeteci yüzüydü. Bu isimle ilgili iddialar uzun süredir dillendiriliyordu. Ancak hem konunun nezaketi, hem de söylenenlerin ispatı çok zordu. Bu dedikodular, kulağına geldiğinde Avcı gerekli tetkikatı yaptırttı; söylenenler doğruydu. Bu kişi, kendisine bir şekilde ulaşan muhafazakar aile kızlarını baştan çıkartıyordu. Bu kızların büyük çoğunluğu da henüz lise çağında gençlerdi.
ÇALIŞTIKLARI KURUMLARDAN AYRILMALARINA NEDEN OLDU
Avcı o dönemde "tehdide açık yaşayan" bu isimlerin çalıştığı kurumlar ile görüştü. Çalıştıkları kurumların Ankara temsilcilerine ya da etkili isimlerine ulaşan Avcı, dikkat çekmeden bu isimlerin çalıştıkları kurumlardan ayrılmalarına neden oldu. Bu bilgileri de yakınındaki gazetecilerle paylaşmaktan çekinmedi.
Peki Avcı, sayısı onu bulan bu isimlerle ilgili belge ve bilgilere nereden ulaştı? Bu isimlerin telefonlarının dinlenmesiyle ilgili mahkeme kararı var mıydı? Haklarında dedikodular mahkemeye intikal ermiş, adliyenin konusu olmuş muydu? Elbette ki hayır. Şimdi devlet içinde yasadışı telefon dinlemelerinden yakınan Avcı, acaba görevi süresince hep bu tür işlerden uzak mı durdu?"
PEKİ KİM BU İSİM MUHAFAZAKAR GAZETECİ?
Baransu'nun kitabında isim vermeden "muhafazakar kesimin tanınan gazeteci yüzü" diyerek yazdığı o isim kim? Muhafazakar ailelerin liseli kızlarını baştan çıkaran ve bu iddialar çalıştığı kurumun yönetimine ulaşınca işinden olan o gazetecinin kim olduğu kitabı okuyanların merak ettiği soru haline geldi.
Baransu isim vermiyor, Hanefi Avcı hali hazırda tutuklu olduğu için kitapla ilgili bir açıklama yapmadı. Doğal olarak o "muhafazakar kesimin tanınan gazeteci yüzü" de çıkıp "işinden olan o isim benim" demedi. Bakalım ilerleyen günlerde bu gazetecinin kim olduğu ortaya çıkacak mı?
Avcı'nın kendi kitabında yazamadığı/yazmaktan çekindiği konuları korkusuzca dile getiren kitap içerdiği belgeler ile de benzerlerinden ayrılıyor.
Kitapta yer alan bir iddia ise Avcı'yı suçlaması kadar, muhafazakar kesimden gazeteciler ile ilgili olması açısından da dikkatimizi çekti.
AVCI'NIN RÖNTGENLEME VE DİNLEME SAPIKLIĞI
Baransu, Avcı'nın yasadışı ve izinsiz telefon dinlemeleri yapmayı bir alışkanlık haline getirdiğini ileri sürüyor ve Avcı'nın içinde bulunduğu durumu "Röntgenleme ve Dinleme Sapkınlığı" olarak yorumluyor.
İşte bunun ardından da Avcı'nın yasadışı bir şekilde dinlediği özellikle muhafazakar kesimden bazı gazetecileri nasıl dinlendiğini yazan Baransu okurlarına şunları anlatıyor:
MUHAFAZAKAR KESİMİN TANINAN GAZETECİ YÜZÜ
"Avcının yakın ilgisine mazhar olmuş bu isimler arasında merkez medyanın dışındaki şöhretli kalemler de vardı. Avcı'nın yakın kontrolüaltındaki bu kalemlerden de hiç iyi kokular gelmiyordu. Bir kısmının kumar, bir kısmının parayla ilgili sorunları vardı. Bazılarıyda aklını kadınlarla bozmuştu.
Avcı kendisine bu isimler ile ilgili gelen bilgileri inceler, gerekli yerlere pas ederdi. Bunlardan biri de muhafazakar kesimin tanınan bir gazeteci yüzüydü. Bu isimle ilgili iddialar uzun süredir dillendiriliyordu. Ancak hem konunun nezaketi, hem de söylenenlerin ispatı çok zordu. Bu dedikodular, kulağına geldiğinde Avcı gerekli tetkikatı yaptırttı; söylenenler doğruydu. Bu kişi, kendisine bir şekilde ulaşan muhafazakar aile kızlarını baştan çıkartıyordu. Bu kızların büyük çoğunluğu da henüz lise çağında gençlerdi.
ÇALIŞTIKLARI KURUMLARDAN AYRILMALARINA NEDEN OLDU
Avcı o dönemde "tehdide açık yaşayan" bu isimlerin çalıştığı kurumlar ile görüştü. Çalıştıkları kurumların Ankara temsilcilerine ya da etkili isimlerine ulaşan Avcı, dikkat çekmeden bu isimlerin çalıştıkları kurumlardan ayrılmalarına neden oldu. Bu bilgileri de yakınındaki gazetecilerle paylaşmaktan çekinmedi.
Peki Avcı, sayısı onu bulan bu isimlerle ilgili belge ve bilgilere nereden ulaştı? Bu isimlerin telefonlarının dinlenmesiyle ilgili mahkeme kararı var mıydı? Haklarında dedikodular mahkemeye intikal ermiş, adliyenin konusu olmuş muydu? Elbette ki hayır. Şimdi devlet içinde yasadışı telefon dinlemelerinden yakınan Avcı, acaba görevi süresince hep bu tür işlerden uzak mı durdu?"
PEKİ KİM BU İSİM MUHAFAZAKAR GAZETECİ?
Baransu'nun kitabında isim vermeden "muhafazakar kesimin tanınan gazeteci yüzü" diyerek yazdığı o isim kim? Muhafazakar ailelerin liseli kızlarını baştan çıkaran ve bu iddialar çalıştığı kurumun yönetimine ulaşınca işinden olan o gazetecinin kim olduğu kitabı okuyanların merak ettiği soru haline geldi.
Baransu isim vermiyor, Hanefi Avcı hali hazırda tutuklu olduğu için kitapla ilgili bir açıklama yapmadı. Doğal olarak o "muhafazakar kesimin tanınan gazeteci yüzü" de çıkıp "işinden olan o isim benim" demedi. Bakalım ilerleyen günlerde bu gazetecinin kim olduğu ortaya çıkacak mı?