Avcılarda Cumhuriyet coşkusu

28 Ekim’de başlayan Cumhuriyet Bayramı kutlamaları Atatürk anıtına çelenk konulmasının ardından tören protokolünün Belediye’den Atatürk Evine kadar “Ata’ya saygı” yürüyüşüyle son buldu.

Yürüyüşe Avcılar Belediye Başkanı Mustafa Değirmenci, Kaymakam Hasan Duruer, Garnizon Komutanı ve çok sayıda vatandaş katıldı. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamaları ise Turgut Özal Stadyumunda yapıldı. Güneşli bir havada geçen kutlamalar renkli görüntülere sahne oldu.

On binler Cumhuriyet için yürüdü

Avcılar Marmara Caddesinin başında toplanan yaklaşık 10 bin kişinin 2 saat süren yürüyüşü görülmeye değerdi. Avcılar Belediyesi, Cumhuriyet Bayramı'nın 85. Yıldönümü'nü resmi törenlerin yanı sıra Cumhuriyet Halk Partisi Avcılar Gençlik Örgütünün ve kent halkının büyük katılımıyla gerçekleşen muhteşem cumhuriyet ve Ata’ya saygı yürüyüşü adeta gövde gösterisine dönüştü. Avcılar Marmara Caddesi boyunca uzanan 300 metrelik bayrağın etrafında tek yürek olan vatandaşlar muhteşem bir gösteriye imza attı. Ellerinde meşalelerle yürüyüşe geçen on binler “Türkiye Laiktir Laik kalacak” diye slogan attı. TGB’nin de destek verdiği Cumhuriyet Yürüyüşü sırasında on binler Cumhuriyete sahip çıkmanın mutluluğunu yaşadı. Avcılar’da 29 Ekim gecesi muhteşem bir kalabalık vardı. Eline bayrağı alan 7’den 77’ye her yaştan kentli meşalelerin ışıkları altında bayraklar ve
dillerinde marşlarla binlerce kişi katılarak, Cumhuriyet Bayramı'nın
Coşkusunu paylaştı. Yürüyüş sırasında evlerinde bulunan Avcılar sakinleri de alkışlarla 85. yıl coşkusuna katıldı.

Atatürk Evi’nde muhteşem final
Avcılar’daki yürüyüş Atatürk Evi’nde muhteşem bir finalle son buldu. Avcılar Atatürk evine doğru yürüyüşe geçen on binlere Barış Manço’daki yüzlerce genç de ellerinde davul ve bayraklarla eşlik etti. CHP Avcılar İlçe Başkanı Bayram Acar Cumhuriyete ve Atatürk devrimlerine sahip çıkan vatandaşlara teşekkür etti.

Değirmenci’ye büyük alkış
Avcılar Belediye Başkanı Mustafa Değirmenci ise Atatürk evinde toplanan onbinlere hitap etti. Her Bayram’da Cumhuriyet yürüyüşleri düzenleyerek Cumhuriyete ve Atatürk’e sahip çıkan Değirmenci, 29 Ekim’de de bu yürüyüşlere yeni bir halka daha ekledi. Değirmenci Atatürk Evi’nde yaptığı konuşmada Cumhuriyete sonsuza kadar sahip çıkacaklarını belirtti.
Değirmenci şunları söyledi:

“29 Ekim 1923'de Cumhuriyetin ilanı ile Türk Milleti, hürriyet ve istiklalini tam olarak gerçekleştirmiş, kendi tabiatına, kendi hayat anlayışına ve hürriyet aşkına en uygun olan yönetim biçimini bulmuş ve Ulu Önder Atatürk'ün söylediği gibi, ilelebet payidar olmak üzere, Cumhuriyeti kurmuş ve sonsuza dek yaşatmaya ant içmiştir.
Ama ne acıdır ki; Aradan geçen 85 yıla rağmen ülkede zaman zaman bölücü faaliyetlere ve bir türlü bitmeyen terör olaylarına şahit oluyoruz.
Ama ne acıdır ki; Türk tarihinin hiçbir döneminde ne irtica böylesine güçlenmiş ve ne de bölücü teröristler devlete kafa tutacak bir duruma gelmiştir. Ama ne acıdır ki; Bugüne kadar teröre verdiğimiz şehitler neredeyse Balkan Savaşındaki kayıplarımızla eşit hale gelmiştir.
Ve ne acıdır ki; Tüm bu olaylar sürerken, ülkeyi yönetenler pembe tablolar çizmektedir…

Daha ne kadar “Şehitler ölmez” diye avunmaya çalışacağız merak ediyorum!.. İçten ve dıştan beslenen hain terör odaklarından döktükleri kanların hesabını soracağımız gün gelmedi mi?…
Asıl hedefleri Türkiye’yi bölüp parçalamak olan kan, zulüm ve gözyaşı ile beslenenlere ‘DUR’ diyeceğimiz gün gelmedi mi?..
Ama hepimiz biliriz ki, bizler gelip geçici iken, Türk Milleti ve Türkiye Cumhuriyeti, dünya durdukça payidar olacak ve yaşayacaktır...
Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın ‘Gençliğe Hitabedeki’ şu uyarıları her Türk vatandaşının zihninde yer aldığını biliyorum.
“Ey Türk istikbalinin evladı; Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri, şahsî menfaatlerini, müstevlîlerin siyasi emelleriyle tevhid edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evlâdı!
İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi vazifen, Türk istiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!”
Her zaman söylerim…

Eğer İstiklal Marşı çalarken, içimizde kabaran bir duygu ile ay yıldızlı bayrağa bakıp bütün benliğimizle “Korkma sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak” diyebiliyorsak ve tarihin akışını değiştiren kahraman ordumuzla gurur duyuyorsak, bizler bu ülkenin gerçek sahibiyiz.
Tüm ülke halkı birlik oldukça ve de bölünmedikçe, “Bu şafaklarda yüzen al sancağı” kimse söndüremeyecektir…
Bu düşüncelerle, Cumhuriyetimizin kurucusu Yüce Atatürk’e, O’nun kahraman silah arkadaşlarına, milleti ve vatanı için canlarını seve seve feda eden şehitlerimize, gazilerimize sonsuz minnet ve şükranlarımı sunuyor, rahmetle anıyorum.”