ATOdan vize çilesi raporu
Abone olATO'nun yeni hazırladığı rapora göre Türk işadamlarının vize çilesi işkenceye dönüyor.
Ankara Ticaret Odası'nın (ATO) "Vize Çilesi" adlı son raporu,
Türk işadamları ve serbest meslek mensuplarının ticari amaçla
yurtdışına yapacakları seyahatlerin, başta ABD ve Avrupa Birliği
olmak üzere çok sayıda ülkenin uyguladığı vize prosedürü nedeniyle
adeta işkenceye dönüştüğünü ortaya koydu.
Rapora göre, Büyükelçilikler, vize başvurusunda bulunan Türk
işadamlarından 26 çeşit belge istiyor. İşadamları, günlerce
uğraşarak istenen belgeleri tamamladıkları halde bile hiçbir
gerekçe belirtilmeden 'hayır' yanıtıyla karşılaşabiliyor. İthalat
veya ihracat yapmak amacıyla yurtdışına seyahat etmek isteyen
işadamlarının, ülkelere göre bazı değişiklikler gösterse de
büyükelçiliklerden veya konsolosluklardan vize alabilmeleri için
öncelikle kendilerini davet ettirmeleri gerekiyor. Gidilecek
ülkedeki bir şirket "davet mektubu" göndermediği sürece Türk
işadamı vize alamıyor. Bir işadamının vize başvurusunda bulunmak
için, belirtilen saatler arasında büyükelçiliği arayarak randevu
alması gerekiyor. Hollanda Büyükelçiliği bu saatleri 08.45 ile
09.15 arasındaki yarım saati belirlemiş durumda. Diğer
büyükelçilikler de işadamlarının vize başvurusu için
sınırlandırılmış saatlerde hizmet veriyor. Bu saatler dışında
arayanlara randevu verilmiyor.
Vize başvurusunda bulunacak işadamlarının, randevu saatinde,
istenen tüm belgeleri eksiksiz bir şekilde yanlarında
bulundurmaları gerekiyor. Büyükelçilikler'in vize başvurusu için
istedikleri belgeler şunlar:
"Vize tarihinin bitiminden itibaren 6 ay süreyle geçerli olacak
pasaport ve fotokopisi, gidilecek ülkedeki şirketten gelecek
davetiyenin aslı, müracaat formu, arkası beyaz fon olan vesikalık
fotoğraf, otel rezervasyonu belgesi, uçak, otobüs veya tren bileti,
ticaret odası sicil kayıt sureti, vergi levhası, imza sirküleri,
ticaret sicil gazetesi fotokopisi, tapu fotokopisi, banka hesap
cüzdanı fotokopisi ve üç aylık hesap hareketini gösterir belge,
SSK'dan belge, Bağ-Kur'dan belge, 4 aylık sigorta bildirgesi
fotokopisi, son üç aylık bordro fotokopisi, kredi kartı ekstresi,
seyahat süresini kapsayan 30 bin Euro'luk teminatlı seyahat sağlık
sigortası yer alıyor."
VİZE İÇİN PIN NUMARASI
Vize işkencesi ülkeden ülkeye farklılıklar gösteriyor. Örneğin, ABD
vizesi için öncelikle elçilikten randevu almak gerekiyor. Ancak
randevu için de 16 Amerikan Doları karşılığında bir PIN numarası
almak gerekiyor. Vize başvurusu yapacak olan işadamı, PIN numarası
ile vize servisini arayıp, randevu isteyebiliyor. Bu görüşmeden
sonra vize işlemleri sürdürülüyor. Çin vizesi alabilmek için de
Çince bilmek ya da Çince bilen birinden yardım almak gerekiyor.
Çünkü, Çin Büyükelçiliği'nin vize talep formuna, vize almak isteyen
kişi adını Çince karakterde yazmak zorunda. Fransa
Büyükelçiliği'nin vize talep formu da Fransızca hazırlanmış. Bu
formu doldurmak için de Fransızca bilmek ya da bilen birinden
yararlanmak gerekiyor. İtalyan vizesi alacaklar için, İtalyan
şirketinin davetine ek olarak bu şirketin İtalya'daki ticari sicil
kayıt (visura camerale) belgesinin de elçiliğe fakslanması
gerekiyor. İlgili ülkelerin büyükelçilikleri veya konsoloslukları,
işadamlarından her zaman yeni belge isteme hakkına sahip
olduklarını da vize bilgilerini içeren bilgi metinlerinde yer
veriyorlar. İşadamı, istenen tüm belgeleri tamamlasa da
büyükelçilikler vize vermeme veya ilgili ülke sınırından içeri
sokmama hakkına sahip. Ve bu ülkeler vize vermeme nedenini
açıklamak zorunda olmadıklarını da bilgi metinlerinde
belirtiyor.
ABD Büyükelçiliği vize başvurusunda bulunanlara 9 maddelik bir
fotoğraf kriteri dayatıyor. İşte ABD'nin fotoğraf kriterleri:
"Başvuru sahibi son 6 ay içinde çekilmiş tüm yüzü kaplayan bir
fotoğraf getirmelidir. Tüm yüzü kaplayan fotoğraf direkt kameraya
bakar şekilde çekilmiş olmalıdır. Yüz, fotoğrafın yaklaşık yüzde
50'sini kapsamalıdır. Fotoğrafta 2 kulak birden açıkça
görülmelidir. Fotoğraf kişinin gözlerinin açık ve ağzının kapalı
olduğu yüz ifadesini (gülümseme olmamalıdır) göstermelidir. Koyu
renk gözlükler, sağlık nedenleri haricinde kabul edilemez.
Fotoğrafın arka fonu beyaz renkte olmalıdır. Fotoğrafın boyutları
50x50 mm olmalıdır ve baş fotoğrafın ortasında yer almalıdır. Saçın
üst kısmından çenenin alt kısmına kadar olan baş mesafesi/ uzunluğu
25-35 mm olmalıdır. Göz seviyesi de fotoğrafın alt hizasından
itibaren 28-35 mm olmalıdır. Fotoğraf başvuran kişiyi açık şekilde
tanımlamalıdır. Başvuru sahipleri düzgün giyinmiş olmalı ve şapka
ve benzeri aksesuarlar takmamalıdır. Üniforma ya da başvuru
sahibinin saçını veya başka özelliklerini kapsayacak eşarp, baş
örtüsü giyilmemelidir. Eğer başvuru sahibi baş örtüsü giymek
zorunda ise, fotoğrafta iki kulak ve alın açıkça görülmelidir.
Fotoğraf çerçevesiz basılmalıdır. Arka fonu desenli veya koyu
renkli fotoğraf kabul edilemez. Hızlı çekim fotoğraflar ya da
dijital kalite fotoğraflar kabul edilmemektedir. Fotoğraflar,
standart muamele gerektiren film kullanılarak, standart tek lens
refleks tipi fotoğraf makinesiyle çekilmelidir."
26 YILDIR HAKSIZLIK YAPILIYOR
Rapora göre, AB ülkelerinin Türk işadamlarını ve serbest meslek
mensuplarını vize işlemlerine tabii tutması haksız bir uygulama ve
bu uygulama 1980 yılından bu yana yapılıyor. AB-Türkiye
ilişkilerinin hukuki temelinin esaslarını, 1963 tarihli Ankara
Anlaşması, 1973 tarihli Katma Protokol ve çeşitli tarihlerde
gerçekleşen Ortaklık Konseyi Kararları hükümleri belirliyor. Avrupa
Toplulukları Adalet Divanı kararları gereği, AB üye ülkeleri
yukarıda sözü edilen anlaşma hükümlerini uygulamakla yükümlü ve söz
konusu hükümlerin uygulanması için üye ülke parlamentolarının
ayrıca düzenleme yapmasına gerek yok. Türk işadamları açısından da
bu anlaşmalarda mevcut durumun kötüleştirilemeyeceğine ilişkin bir
kural mevcut. Mevcut durumun kötüleştirilemeyeceğine ilişkin
kuralın dayanağı, Ankara Anlaşmasının 13.ve 14. maddeleri, 1973
tarihinde yürürlüğe giren Katma Protokolün 41/1 maddesi ve 1/80
sayılı Ortaklık Konseyi Kararının 13. maddesinde yer alıyor.
ATO'nun raporuna göre, elçiliklerin istedikleri belgeler arasında
Türkiye'de gizliliği yasayla hüküm altına alınan vergi beyanı, mal
beyanı, banka hesap bilgileri de yer alıyor. Elçilikler,
işadamlarının kredi kartı ekstresini talep ederek, özel hayatın
gizliliği ilkesine aykırı hareket ediyorlar. Vergi Usul Kanunu'nun
5. maddesi vergi mahremiyetini düzenliyor. Vergi mahremiyeti
konusundaki düzenleme bununla da kalmıyor., Türk Ceza Kanunu'nun
198'inci maddesinde de kanuna aykırı hareket edenler hakkında cezai
düzenleme öngörülüyor. Türk yasaları vatandaşlarına, bu hakları
verdiği halde, işadamları ticari amaçla yapacakları seyahatlerde
yasalara aykırı davranmak zorunda bırakılıyor. Türkiye'de varolan
vergi mahremiyeti yurtdışında aleniyete dönüşüyor.
KRİBATİ BİLE TÜRK VATANDAŞINA VİZE KOYUYOR
Rapora göre, 50 ülke Türkiye'ye vize uygulamazken, aralarında
Türkiye'nin üye olmak için can attığı AB üyesi ülkelerinin de
bulunduğu 139 ülke, Türk vatandaşlarından vize talebinde bulunuyor.
Türkiye'den vize isteyen ülkeler arasında, pek çoğunun haritadaki
yerini hatta adını bile bilmediğimiz Laos, Cape-Verde, St.
Cristopher Nevis, St Vincent-Grenadines, Soa Tome-Principe, Kribati
gibi ülkeler yer alıyor. Türk vatandaşları başka ülkelere gitmek
için vize işkencesine tabii tutulurken, Türkiye, vize konusunda
yabancılara karşı son derece esnek uygulamalar ortaya koyuyor.
Türkiye'nin vize uyguladığı ülke vatandaşları, dış
temsilciliklerimizden vize alabilecekleri gibi sınır kapılarından
bandrol alarak da Türkiye'ye giriş yapabiliyor.
ATO Başkanı Sinan Aygün, Türkiye'nin üyesi bulunduğu Gümrük
Birliği'ne dahil ülkeler başka olmak üzere, çok sayıda ülkenin vize
şartlarının, Türk işadamlarına karşı işkenceye dönüştüğünü
belirterek, "AB Türkiye'deki en ufak bir konuya müdahalede
bulunarak haktan hukuktan bahsediyor. Ancak konu Türk işadamının
Ankara Anlaşması, Katma Protokol ve Ortaklık Konseyi'nden doğan
haklarını kullanmalarına gelince, şahin kesiliyor. Türk
vatandaşlarına ve işadamlarına uygulanan vize prosedürü insan
haklarına aykırıdır" dedi. 1995 yılında Gümrük Birliği anlaşması
imzalandığını hatırlatan Aygün, haksız uygulamanın bu anlaşmanın
imzalanmasından sonra da devam ettiğini kaydetti. Aygün, "Türkiye
10 yıldır Gümrük Birliği üyesi, malların serbest dolaşımı var.
İşadamları mallarını satmak için dolaşamadıktan sonra malların
serbest dolaşımı ancak Türkiye'nin ithalatını patlatır" dedi.
Elçiliklerin vize vermek için işadamlarından istedikleri belgeleri
de eleştiren Aygün, şunları kaydetti:
"Türkiye'de mal beyanını açıklamanın yasalara aykırı olduğu
tartışılırken, iş adamlarımız ticaret yapmak istedikleri ülkelere
mecburi mal beyanında bulunuyorlar. Hasan'a mahremiyet olan, Hans'a
aleniyete dönüşüyor. Vize işkencesi daha en baştan yurtdışına
ticaret amaçlı ziyaret için caydırıcı etki yapıyor. Diğer taraftan
da AB üyesi ülkelerin işadamları ellerini kollarını sallayarak
Türkiye'ye girip çıkabiliyor, istedikleri gibi mal satabiliyorlar.
Şartlar böyleyken rekabetten söz etmek de mümkün olmuyor. Türk
vatandaşlarına yönelik bu haksız uygulamaya bir an önce son
verilmesi için tüm mercileri üzerlerine düşeni yapmaya
çağırıyorum."