ATO'dan çarpıcı af raporu
Abone olATO'nun hazırladığı 'Gizli Af, Zamanaşımı Raporu'nda, Türkiye'nin kanayan yarasına parmak basıldı. Rapora göre, her yıl 400 bin dosya zamanaşımına uğruyor.
Raporda batık bankalar ile ilgili davalarda zamanaşımından
faydalanmak için çok sık avukat değiştirildiği ve davaların
uzatıldığına dikkat çekiliyor. Rapora ilişkin ATO'dan yapılan
yazılı açıklamada, 80 yıllık Cumhuriyet tarihi boyunca çeşitli
adlar altında 100'ü aşkın affa imza atan Türkiye'nin, her yıl
ortalama 400 bin dosyanın düşmesine neden olan ve adına
'zamanaşımı' denilen “sinsi ve gizli affın pencesinde kıvrandığı”
ifade edildi. Adalet Bakanlığı verilerinden hazırlanan rapora göre,
sadece 1986-99 yılları arasında ülke genelinde kapanan dosya sayısı
yıllık ortalama 200 bini buldu. 1999 yılında yaklaşık 407 bin dosya
zamanaşımı engeline takıldı. En çarpıcı sonuç ise 2000 yılına ait.
Buna göre, 2000 yılında savcılık evresinde 117 bin 941, ilk derece
mahkemelerde 365 bin 174, Yargıtay'da 10 bin 728 olmak üzere toplam
493 bin 843 dosya zamanaşımı nedeniyle düştü. Öte yandan Adli Sicil
İstatistik Genel Müdürlüğü'nün 2001 yılı verilerine göre, ceza
mahkemelerinin verdiği kararların yüzde 24.8 gibi oldukça büyük bir
kısmı, başta zamanaşımı olmak üzere çeşitli nedenlerle düşüyor.
ADALET ZAMANI AŞAMIYOR “Adalet zamanı aşamıyor, çünkü davalar
biriktikçe birikiyor, uzadıkça uzuyor” denilen rapora göre,
Türkiye'de ceza mahkemelerinde bir davanın ortalama yargılama
süresi 2002 yılı verilerine göre 232 gün olmasına rağmen, DGM'lerde
bu süre 364, Çocuk Mahkemelerinde 557, Ağır Ceza Mahkemelerinde
347, Asliye Hukuk Mahkemelerinde 427 günü buluyor. Raporda
Türkiye'nin “yolsuzluk kıskacında kıvrandığı”, ancak siyasetçi,
işadamı, bürokrat üçgeninde kimsenin ceza görmediğine vurgu
yapılıyor. Kimi suçlarda 5 yıl olan zamanaşımının bir hükümetten
diğer hükümete geçene kadar dolduğu, gelen hükümetin yapılan
yolsuzlukların farkına vardığında ise “iş işten geçmiş” olduğu
ifade ediliyor. Rapora göre, bu sürede bürokrat ya zamanaşımı ya da
“milletvekili zırhına” bürünerek davalardan kurtuluyor. BATIK
BANKALARLA İLGİLİ DAVALARDA ZAMANAŞIMI Raporda, TBMM Yolsuzlukları
Araştırma Komisyonu'nun bile, görev süresinin sınırlı oluşu ve
zamanaşımı engeli ile karşılaşma ihtimali dolayısıyla son 5 yılı
mercek altına almak zorunda kaldığı belirtiliyor. Rapor, Araştırma
Komisyonu'nun, önceki hükümet döneminde görev yapan ve haklarında
suç duyurusunda bulunduğu 40'tan fazla bürokrat hakkında açılan 19
davanın düşmesini zamanaşımına çarpıcı bir örnek olarak veriyor.
Diğer taraftan raporda, özellikle batık bankalar ile ilgili
davalarda zamanaşımından faydalanmak için çok sık avukat
değiştirildiği ve dava dosyası incelemek adı altında davaların
uzadıkça uzadığına dikkat çekiliyor. MÜKELLEF DE NASİPLENİYOR Vergi
Denetmenlerinin “Vergi Denetiminin Yeniden Yapılandırılması” adlı
raporuna da atıfta bulunan ATO raporunda, vergi kaçıran bir
mükellefin 5 yıllık zamanaşımı süresinde hiç incelenmeme
olasılığının yüzde 85, bir kez incelenme olasılığının ise yüzde 13
olduğu vurgulandı. Dolayısıyla mükelleflerin yüzde 85'i
incelenemediği için zamanaşımı için öngörülen 5 yıllık süre
içerisinde vergi kaçıranlar da bu durumdan nasiplenebiliyor. Ancak
zamanaşımı sürelerinin dolmasıyla vergi alacağı ortadan kalkmıyor.
Sadece vergi idaresinin artık bu alacağı talep yeteneği ortadan
kalkıyor. ZAMANAŞIMINDAN KAZANÇLI DA ÇIKILABİLİYOR Rapora göre,
zamanaşımı nedeniyle devlet hep kaybetmiyor, bazen de kazanıyor.
Bankalarda mevduat sahipleri tarafından unutulan paralar 10 yıllık
zamanaşımı dilimleri halinde gelir kaydediliyor. 2002 yılında
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun bu nedenle elde ettiği gelir 6
trilyonu buluyor. Benzer bir durum, Milli Piyango İdaresi'nde
yaşanıyor. Kazandıkları ikramiyeleri 1 yıl içerisinde almayan
talihlilerin ikramiye tutarları gelir kaydediliyor. Milli Piyango
İdaresi bu bir yıllık zamanaşımı süresini 3 aya düşürmeye
hazırlanıyor. Rapora göre Türk hukukunda bütün suçlar zamanaşımına
tabii. Ancak zamanaşımı suçların niteliğine göre 6 ay ile 20 yıl
arasında değişiyor. Zamanaşımını kesen nedenler devreye girmesi
halinde mevcut süreler yarısı kadar daha uzayabiliyor. Türk
yasaları “dava zamanaşımı” ve “ceza zamanaşımı” olarak iki tür
zamanaşımını tanımlıyor. ATO BAŞKANI AYGÜN: AFLARIN EFENDİSİ
ZAMANAŞIMIDIR Rapora ilişkin değerlendirmelerde bulunan ATO Başkanı
Sinan Aygün, Türkiye'de ceza davalarında zamanaşımına uğrama
oranlarının çok yüksek olduğunu işaret ederken, “Türkiye'de gizli
bir af müessesi çalışıyor ve vicdanlar sızlıyor. Kim ne derse
desin, afların efendisi zamanaşımıdır” dedi. Zamanaşımı sürelerinin
artırılmaya çalışıldığını ifade eden Aygün, şunları kaydetti:
“Ancak bu da yeterli olmayabilir. Çünkü davalar çok uzun sürüyor.
Bunun önü alınmazsa, düzenleme bir işe yaramayabilir. Bir davanın
mevcut zamanaşımı sürelerinde bitirilememesi, hukuk ayıbıdır.
Davalar az sayıda da olsa, 20-30 yıl sürebiliyor. Ceza davalarında
çoğu dava 4-5 yılı buluyor. Bu sürenin 1.5 yıla kadar düşürülmesi
gerekiyor. Zamanaşımına uğrayan davalarla ilgili olarak, davaya
bakan hakimler hakkında da soruşturma açılabilmelidir.”