Atina'da yardım kuyruğu
Abone olYunanistan'da işsizler ve evsizler ordusu büyüyor.
Yunanistan'daki ekonomik kriz nedeniyle işsizler ve evsizler ordusuna katılanların sayısı her geçen gün artıyor. Yunanlılar artık geleceğe daha karamsar bakıyor.
Orta Doğu, Afrika ya da Karayipler'de gıda yardımları
yadırganacak birşey değil. Ama bir Batı Avrupa başkenti için durum
farklı.
Atina'da birçok kişi her gün bir kutu fasulye konservesi ve çorba
için kuyruğa giriyor.
Eczacı Sotiris Triantafilu da onlardan biri. Triantafilu, iyi
giyimli, ciddi görünümlü, 30'lu yaşlarda biri.
Ekonomik kriz nedeniyle iki ay önce sekiz yıldır çalıştığı
işyerinden ayrılmış.
Yedi yaşındaki kızı hastalanmış. İlaç almaya gelmiş. Gıda yardımını
kolunun altına sıkıştırmış. "İşsizim. Başka türlü ayakta kalma
şansımız yok" diyor.
Kuyrukta ağlayan çocuk, sessizliği bozuyor. İnsanlar floresan
ışığının altında sessizce sıranın kendilerine gelmesini
bekliyor.
Kapı her açıldıkça içeri soğuk giriyor. Atina'nın yoksul
mahallelerinden birinde bir klinikteyiz.
Bazı çocuklara aşı yapılıyor. Bir odada, yandaki hastanede
mesaisini bitirdikten sonra burada gönüllü olarak çalışan bir
doktor hasta muaeyene ediyor.
Maaşlar kesiliyor
Ağzında maske olan bir hemşire hastalardan birinin adını
çağırıyor.
Bir kadın ayağa kalkıyor. Onun da kolunun altında yiyecek yardımı
kutusu var.
Dimitra Kulizu, bir yardım örgütünün posteri altında sabırla
sırasını bekliyordu.
Fotoğraf az gelişmiş bir ülkede çekilmiş. Açlıktan bir deri bir
kemik kalmış bir çocuk posterde şaşkın gözlerle objektife
bakıyor.
Dimitra Kulizu bir emekli. Devlet hastanesinde bakınmaya bile
parası yok. Onun öyküsü de farklı değil.
Şimdiye kadar devletten 600 euro emeklilik maaşı alıyormuş. Bu
parayla iş bulamayan oğlu dahil tüm aileyi geçindiriyormuş. Şimdi
yardımları kesilmiş.
Yeni kemer sıkma önlemleri kapsamında hükümet bu ay, emeklilik
maaşlarının yüzde 20 oranında kesileceğini açıkladı. Bu 120 euro
demek.
Kulizu "Bu adil değil" diyor ve parası kesilirse ailenin daha da
zora gireceğini söylüyor. Burada herkes bu korkuyu yaşıyor.
Yunanistan'da halkın üçte birinin yoksulluk sınırının altında
yaşadığı tahmin ediliyor. Ama bunların çoğunluğu çok kötü durumda
değil.
Evsiz ya da sokakta değiller. Aslında bir çoğunun gıda yardımına da
ihtiyacı yok.
Ancak neredeyse herkesin işi kaybeden ya da maaşı kesilen bir
tanıdığı var.
Ve insanlara doğalından güvence sağlayan geleneksel yardımlaşma da
yavaş yavaş ortadan kalkıyor.
Örneğin, bir ailenin kızı ya da oğlu işsiz kalınca tüm aile
yardımlarına koşarmış. Ama iki-üç çocuğun da hiçbir geliri yoksa
bir emekli maaşı yetersiz kalıyor.
İşte Yunanistan'da asıl endişe yaratan şey de bu.
Nüfusun krizle başedebilme kapasitesi düşüyor.
Bazıları artık organik sebze-meyve alamamaktan yakınıyor. Ama
bazılarının sıkıntıları daha büyük. Fakat hepsi geleceğe endişeyle
bakıyor.