Ateşkesi bekleyen Suriye'den şiddet haberi geliyor
Abone olBM'nin ateşkes ilanı için belirlediği süre sona ererken, muhalifler 'son 24 saatte en az 100 kişi daha öldü' diyor. Türkiye ve Lübnan sınırına da sıçrayan şiddet, dünyanın barış umutlarını söndürüyor.
Suriye'de ateşkes çabaları sürerken, ülkede hükümet aleyhtarı
eylemlerin başlamasından bu yana, en ağır can kayıplarından biri
yaşandığı bildiriliyor.
Suriyeli muhalif eylemciler, Pazartesi günü düzenlenen saldırılarda en az 100 kişinin öldüğünü söylüyor; ordunun saldırı helikopterlerine de başvurduğunu öne sürüyor.
Suriye'deki olaylarda son 13 ayda dokuz bini aşkın kişi öldü, onbinlerce kişi evlerini terketti.
Halep, İdlib ve Hama kentlerinde yoğunlaşan şiddet olayları Birleşmiş Milletler elçisi Kofi Annan'ın Şam yönetimine askerlerini kent ve kasabalardan çekmesi için tanıdığı sürenin dolmasına saatler kala tırmanırken, Şam'ın ateşkes için muhaliflerden yazılı güvence talebi, girişimin başarısı konusunda şüphe yaratıyor.
Suriyeli isyancıların komutanı Riyad el-Esad, yazılı güvence
vermeyi reddederken, BM ve Arap Birliği'nin girişimiyle hazırlanan
ateşkes anlaşmasına uyacaklarını, ancak askerlerin saldırıları
sürdüğü sürece Şam ile doğrudan teması reddettiklerini duyurdu.
Beşar Esad hükümeti geçen hafta kabul ettiği ateşkes planını uygulamak için ayrıca Türkiye, Katar ve Suudi Arabistan başta olmak üzere diğer devletlerden de isyancılara yardım etmeye son verme sözü istemişti.
Sınır ötesi şiddet
Son günlerde iyice yoğunlaşan şiddet, Türkiye ve Lübnan sınırlarına da sıçradı.
Sınırın Lübnan tarafındaki bir televizyon ekibi ateş altında kalınca Ali Şaban adlı kameraman öldü; Suriye güvenlik kuvvetlerinin Türkiye sınırları içindeki bir mülteci kampına ateş açması sonucu da üç kişi yaralandı.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-mun, sınır ötesi şiddeti kınayan bir açıklama yayınladı.
Ban, Suriye hükümetinden sivilleri hedef alan tüm askeri faaliyetlere son vermesini ve uluslararası toplum elçisi Kofi Annan'ın arabuluculuğunda hazırlanan anlaşmanın şartlarına uymasını istedi.
Türkiye'de bulunan BM ve Arap Birliği'nin Özel Temsilcisi Kofi Annan ise, Hatay'ın Yayladağı ilçesindeki kampta incelemeler yapacak.
Türkiye'ye bugüne kadar toplam 38 binden fazla Suriye vatandaşının ulaştığı, bunlardan 24 bininin hala Türkiye'deki kamplarda barındığı bildiriliyor.
Ateşkes umudu sönüyor
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Victoria Nuland da saldırıları şiddetle kınadıklarını kaydetti. Beyaz Saray'dan yapılan açıklamada da gelişmeler karşısında Suriye yönetiminin ateşkese uyacağına ilişkin hiç bir işaret bulunmadığı kaydedildi.
Lübnan, El Cedid kanalı kameramanının ölümüne yol açan saldırıyı kınadı ve Şam'dan soruşturma talep etti.
Türkiye ise son saldırıların Salı günü için belirlenen çekilme mühletini kadük hale getirdiğini söyledi.
Dışişleri Bakanı Yardımcısı Naci Koru, saldırılar sonrası Annan Planı'nın gerçekleşmeyeceğinin anlaşıldığını kaydetti ''10 Nisan kadük oldu, yarından itibaren yeni bir dönem başlayacak'' diye konuştu.
Çin'i ziyaret eden Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdogan da, Suriye hükümeti ve muhalefetini anlaşmaya uymaya çağırdı.
Ankara'daki Suriye Maslahatgüzarı da Dışişleri Bakanlığı'na çağrıldı ve kendisine olayların yinelenmesi halinde gerekli önlemlerin alınacağı 'kesin bir dille' bildirildi.
Suriye'nin Türkiye sınırına yakın bölgesinde çıkan bir orman yangını nedeniyle iki yangın söndürme uçağı önlem amacıyla bekletilmek üzere Adana'ya sevkedilliyor.
Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim ise ülkenin başlıca müttefiklerinden Rusya'yı ziyaret ediyor.
Kremlin yönetimi şimdiye dek ateşkes sağlanmasını istemiş, ancak Suriyelilerin sorunlarını dış müdahale olmaksızın, kendi içlerinde çözmesinin önemini vurgulamıştı.
Ancak son haftalarda Rusya'nın sabrının da tükendiğine ilişkin işaretler olduğunu belirten BBC Moskova muhabiri Daniel Sandford bu nedenle ziyaretten çıkacak tavrın önemli olduğunu kaydediyor.
Orta Doğu muhabirimiz Jim Muir de "Eğer Ruslar ve diğerleri, Suriye'yi taleplerini yumuşatmaya ikna edemezse, konu yine BM Güvenlik Konseyi'nde gündeme gelecek. Konsey barış sürecinin gidişatına göre 'başka önlemler' almayı düşünebileceğini söylemişti." diyor.